(Röportaj) Tekirdağ’da darbe karşıtı mücadele: “Direnen kitlelerden öğrenilir”

Sol içerisinde, 15 Temmuz darbe girişimini engellemek için sokağa çıkanların kimlerden oluştuğu, ne zaman, hangi saiklerle sokağa çıktıkları üzerine tuhaf sorgulamalar sürüyor.

Ancak her geçen gün ortaya çıkan yeni videolar, tanıklıklar ve anketler, bu tuhaf soruların ardındaki en hafif tabirle art niyeti gösterir nitelikte.

Sosyalist İşçi gazetesi, 15 Temmuz gecesi Tekirdağ’da sokağa çıkanlardan sosyalist aktivist Hasan Fehmi ile konuştu, ‘neden ve hangi amaçla sokağa çıktığını’ sordu.

15 Temmuz’da neden sokaktaydın?

15 Temmuz gecesi 22:30 civarı sosyal medyadan Boğaz Köprüsü’nü trafiğe kapayan askerlerden birinin “yönetime el koyduk herkes evine gitsin” dediğini duyduğumuzda bir refleks gibi şehrin meydanına indik.

Henüz darbeyi kimin yaptığı belli değilken, kimseden çağrı beklemeden meydana inip herkesi de meydana davet edebilmemizin ardında 28 Şubat’la büyüyüp 27 Nisan e-muhtırasını görmüş olmamız ve her 28 Şubat’ın yıldönümünde “Darbelere karşı 70 milyon adım” pankartının altında tek tek tüm darbeleri sayıp “bir daha asla ” diye bağıran darbe karşıtı blokta bulunmamızın olduğu apaçıktır.

Meydana çıkma çağrınıza karşılık verenler oldu mu?

Tekirdağ’da “Meydanlara inelim” çağrımıza ilk cevap verenler “Suriyeli Mülteciler Kardeşimizdir Platformu” üyeleriydi. Bu ise birleşik mücadelenin ne kadar önemli ve etkili olduğunu bir kez daha gösterdi bize. Aydoğdu mahallesinden gelen Romanların da bulunduğu kalabalık 25-30 kişiye ulaştığı esnada askeri aracın Valilik binasına yaklaştığını gördüğümüzde yıllardır sokakta attığımız “dur de, dur de, darbecilere dur de” sloganı bambaşka bir anlam kazanmış, ete kemiğe bürünmüş Valiliğe doğru koşuyordu.

Az sonra meydan yüzlerce insanla dolmuş, birbirini tanımayan insanlar devlet adına hareket eden zorbalara karşı omuz omuza direnişe geçmiş ve hep bir ağızdan “darbeciler dağıtılacak” diye bağırıyordu.

O geceden beri sokakta olan kitlelerin niteliği hakkında bir muhasebe sürüp gidiyor. Ne düşünüyorsun?

Tanklarla, F16’larla ve her türlü ağır silahla donatılmış ve insan öldürmekten çekinmeyen darbeci orduya karşı direnmek için sokağa çıkan kitleleri görünüşlerine, attıkları sloganlara ve getirdikleri tekbirlere bakarak yargılamak dünya tarihindeki kitlesel direnişlerden ve devrimlerden hiçbir şey anlamamış olmayı gerektirir maalesef.

Hatta Gezi eylemlerinde polis şiddetine, gaz bombasına ve tomalara karşı direnmiş olanların, Gezi’den çok daha ağır koşullar olan tank, F-16’lar ve gerçek mermilere ve ölümlere rağmen yapılan bu direnişi eleştirmek bir yana dursun, saygı ile karşılaması, ilk fırsatta bu direnişe katılması gerekirdi.

Darbeye koşulsuz karşı olmak neden önemli?

Güçlerin siyasal alana el koyduğu rejimle, bu silahlı güçleri, seçimlerde elde ettiği güçle denetleyerek siyasal alanı darlaştıran seçilmişler arasındaki farkı bilen sosyalistler olarak meydanlarda bu direnişe katılan kitlelerle iletişime geçmek ve AKP’nin tabanını kazanmaktan başka yol yoktur.

Direnen kitlelere bir şey öğretilmez, onlardan öğrenilir.

Ordunun “yenilmezliği ” imajının yerle bir edilebileceğini kitlelere yıllarca uğraşsak anlatamazdık ama onlar bunu bir gecede başardılar bile.

15 Temmuz gecesi darbeye direnen kitlenin yanında olmaktan ve daha o gece erken saatlerde darbeye amasız fakatsız karşı çıkan tek sol parti olan DSİP’in mensubu olmaktan gururla bahsedeceğim yıllarca!

ilginizi çekebilir

20250711-anf-4-00-11-04-14-still017-jpgdfb349-image
Cumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet
GwClNK_WgAEA1oK
İşçilerin hakkını verin!
public
Filistin Eylem Komitesi: İsrail’i silahlandıran şirketler İstanbul’da!