Abdullah Öcalan’ın bugün yayınlanan videosu çözüm sürecinin en kritik aşamalarından birisinin daha ilerlediğini gösteriyor. Açık ki Öcalan, İmralı’da birlikte hapis yattığı arkadaşlarıyla birlikte çektiği bu videoda süreç hakkında kafasında soru işareti olanlara sesleniyor.
Çağrı, daha önce 27 Şubat’ta yaptığı çağrının bir devamı niteliğinde. Öcalan, “Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.” diyor ve hareketin şimdiki evresinin önemini şöyle açıklıyor: “Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurmak bu anlamdadır.”
Ardından, siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk “Barış ve Demokratik Toplum” başlıklı program, demokratik siyaset stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz. Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir.” diyen Öcalan, şu önemli vurguyu yapıyor: “gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde, silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması, süreci ileri taşıyacaktır.”
Gerçekten de kritik günler ve saatler yaşıyoruz. İmralı’dan yapılan açıklama, “Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.” diyor. Bu, açıklamanın en önemli vurgusu.
Şimdi, demokrasiyi savunan, ezilen halkın özgürlüğünden yana olan tüm kesimler, en başta sendikalar, örgütlü işçi sınıfı ve sosyalistler, bu tarihi adımın kalıcı bir barış süreci haline dönüşmesi için seslerini yükseltmelidir. Sadece çözüm sürecinin selameti için mecliste bir komisyon kurulması değil, gerekli ve zorunlu olan, batıda Kürtlerin uzattığı barış elini tutacak bir barış hareketinin inşa edilmesidir.
- Çözüm süreci için mecliste geniş tabanlı resmi bir komisyon kurulmalı,
- Kürt halkı üzerindeki tüm soruşturmalar, baskılar hemen son bulmalı,
- Selahattin Demirtaş gibi arkadaşlarımız başta olmak üzere tüm Kürt tutsaklar, HDP’li tutuklular serbest bırakılmalı,
- Hasta Kürt tutsaklara hemen özgürlük,
- Kürtçe üzerindeki baskılara son!,
- Otoriterleşme dalgasına son! Bir yandan seçilmiş belediye başkanlarına ve CHP’ye karşı tam gaz bir operasyon sürerken diğer yandan dört başı mamur bir barış süreci ilerleyemez. Operasyonlar barış sürecine de gölge düşürüyor. Otoriterleşmeye hayır! Barışa evet!