Kürt siyasi hareketini karalamak isteyenlerin sık sık başvurduğu yöntem, özellikle kadın siyasetçileri yerden yere vurmaktır. Ne de olsa milliyetçilik ve ırkçılık, cinsiyetçilikle birlikte varolur.
Kadın siyasetçilerin hedef alınması ile ezen ulusu oluşturan kitleler, erkek üstünlüğü temelinde birleştirilir. Aynı anda ezilen ulusun içinde benzer bir bölünme hedeflenir. Konu, kadınların öne çıktığı Kürt siyasi hareketi olunca, bu cinsiyetçi saldırılar karşı tarafta öfke yaratır.
Yeni çözüm sürecine başından beri çıkan sözde muhalif bir dizi gazeteci, İYİP gibi ırkçı partiler Pervin Buldan’ı hedef tahtasına koyarken yukarıda özetlenen sinsi müdahaleyle süreci sabote etmenin peşindeler.
Sabotajcı medya
Pervin Buldan, geçtiğimiz günlerde hakim medyadaki saldırgan barış ve çözüm karşıtı dili eleştirdi. Ve medyayı kontrol eden iktidara bu fütursuzluğu engelleme çağrısı yaptı.
Sözcü, Cumhuriyet, Nefes gibi Kemalist gazetelerin ulusalcı yazarları koro halinde tehdit edildiklerini söyledi.
Aralarından biri alçakça şunları yazabildi:
“Süreci eleştirenlerin medyaları mı kapatılacak, işten kovulmaları mı sağlanacak, hapishanelere mi doldurulacak, yoksa gözleri bağlanıp bir kuytuda cezalandırılma mı yapılacak?”
Pervin Buldan’ın eşi Savaş Buldan, 1994 yılında İstanbul’da polis kıyafetli bir grup tarafından kaçırılacak Bolu’da bir kuytuda vahşice katledildi. Savaş Buldan, devlet tarafından listelenerek bir bir infaz edilen Kürt iş insanlarından biriydi.
Eşi, sırf siyasi görüşlerinden ve tavrından katledilmiş bir Kürt siyasetçiye ‘bizi kuytuda katledecek misin’ demek için Savaş Buldan’ın katilleriyle aynı zihniyet dünyasına sahip olmak gerekir. Bu zihniyet, dün olduğu gibi bugün de Kürt sorunun demokratik çözümüne sonuna kadar karşıdır.
Bununla da kalmıyor. Kürtlerin çıkardığı gazetelerin binaların havaya uçuruldu. Onlarca Kürt gazeteci katledildi. Çok daha fazlası, hapislerde çürütüldü, çürütülüyor. Medyası, dili ağır baskı altında bulunan bir halkın, barış dilini savunan eleştirisine bağıra çağıra karşı çıkanlar, aynı tonda eleştiriyi savaşı yürütenlere karşı hiçbir zaman yapmadı.
Pervin Buldan sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirterek özür diledi. Fakat asıl özür dilemesi gerekenler gazete köşeleri, tv ekranları ya da meclis koltuklarından pervasızca konuşanlardır.
Kimseye faydası olmayan bir parti
MHP’den kopan, Kılıçdaroğlu tarafından meclise sokulan İYİP, ırkçı partilerden biri. Çıkışını Suriyeli göçmenlere nefretle yapan bu parti, şimdi bütün enerjisini barış sürecini sabote etmeye ve Kürtlerin eşit hakları kazanmasını engellemeye harcıyor.
Barış sürecini imha etmek için düşük katılımlı mitingler yapan bu parti, mecliste büyük bir provokasyona imza attı. Pervin Buldan başkanvekili olarak meclis oturumunu yönettiği sırada, Ergenekon davası sanıklarından biri olan İYİP’li Turhan Çömez tarafından “ulak” olmakla itham edildi. İmralı heyeti üyesi olarak müzakereye aracı olduğu Öcalan’a alçak dendi. Alenen teröristlikle suçlandı.
Ardından İYİP genel başkanı Dervişoğlu, DEM’liler için ‘alçak, arsız, yüzsüz, müptezel‘ ifadelerini kullandı.
Bir İYİP vekili, Pervin Buldan sosyal medyada özelden cinsiyetçi hakaret mesajı yolladı. Sonra bunu utanmazca inkâr etti.
İYİP milletvekilleri, TBMM hesabından Kürtçe şiir paylaşımı yapılması sonrası, Kürtçe’yi “bilinmeyen dil” olarak tanımlayıp hem meclis başkanı Numan Kurtulmuş’u hem de ana dillerini savunan DEM Partilileri aşağılama yarışına girdi.
Pervin Buldan’a katılıyoruz. İYİP, Türkiye’de kimseye faydası olmayan bir odaktır. İttifak arayışında olduğu ZP gibi varoluş amacı her türden demokratikleşme ve eşitlik girişimini sabote etmektir.
Pervin Buldan’ı savunmak, barışı savunmaktır. Kürt kadın siyasetçileri hedef alan cinsiyetçi ve ırkçı saldırılara hep birlikte dur demeliyiz.