Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” dediği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yani dünyaya hükmeden emperyalist devletler tarafından Türkiye hükümetin yetkilendirilmesini içeren kanun teklifinin başlığı “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi.” Ancak 43 maddelik kanun teklifin sadece 6 maddesi başlıktaki konuyu içeriyor. Geri kalan maddelerin tümü BMGK otoritesine yaslanarak, İçişleri Bakanlığı’na derneklere ve sivil toplum kuruluşlarına kayyum atama, kapatma, yöneticilerine ceza, mal varlıklarına el koymayı içeren bir dizi yetki veriyor.
AKP+MHP ittifakının TBMM’de görüşülen yasa teklifini inceleyen Baskın Oran, madde madde bu vahim girişimi özetledi. Sonuç ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da başlatılan ve üç yıl süren Olağanüstü Hal Yönetiminin kalıcı hale getirilişi.
Örgütlenme özgürlüğünün kaderini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ellerine teslim eden yasa teklifi geçerse, zaten baskı altındaki stklar ve derneklerin varoluşu tehdit altına girecek. Tam da bu yüzden Kürt, Alevi, LGBTQ, kadın, insan hakları, çevrecilik gibi birçok alandaki dezavantajlı kesimlerin elindeki tek örgütlenme imkanı olan dernekler yasa teklifine karşı çıkıyor.
OHAL dönemindeki dernek kapatma furyasına bakıldığında lafı Fethullahçı darbecilerden açan hükümet, onlarla hiçbir ilgisi olmayan onlarca derneği kapatmıştı. AKP+MHP’nin son kanun teklifi, mecliste hızla gündeme getirildiği gibi hiçbir tartışma ve sorgulama imkanı tanımadan yasalaşırsa örgütlenme özgürlüğünden kalan kırıntılar daha azalmış olacak.
Türkiye’de yönetenlerin dernekleri ve sivil toplum örgütlerini baskı altında tutma, kapatma, yönetici ve üyelerini cezalandırılması yeni bir durum değil. Özellikle darbe ve ertesindeki (ara) dönemlerde demokratik kuruluşların kapısına hep kilit vuruldu. Fakat demokrasi mücadeleleri her seferinde gelişti ve örgütlenme hakkı sonunda kazanıldı.
Seçmenlerini hızla kaybeden, dış politikası sebebiyle büyük bir siyasi krize yuvarlanan AKP+MHP ittifakı, bir önceki dönemin kazanımlarını silmek ve kendisine karşı gelişen aşağıdan sosyal mücadeleleri kırmak istiyor. Düşünce, örgütlenme ve gösteri özgürlüğünü savunmak yine aşağıdan mücadelelerin gelişmesinde, ortak talepler etrafında birleşmesinde ve örgütlenmesinde.