Varoluş Yasaklanamaz: LGBTİ+ Hakları İnsan Haklarıdır
Yaşadığımız coğrafyada uzun yıllardır LGBTİ+’ların haklarına yönelik artan baskılar, yalnızca bir azınlığı hedef almakla kalmamakta; aynı zamanda insan hakları, ifade özgürlüğü ve demokratik değerler açısından da ihlal yaratmaktadır. Özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “toplumsal cinsiyet”, “LGBT” ve “cinsel yönelim” gibi kavramların kullanımını yasaklamaya yönelik girişimleri, ifade özgürlüğünü doğrudan ihlal ettiği gibi, LGBTİ+’ların varoluşlarına yönelik apaçık saldırıdır.
Hiçbir devlet, hiçbir kimsenin kimliğini, varoluşunu ya da yönelimini yok sayma veya bastırma hakkına sahip değildir.
Toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği; tıpkı ırk, dil, din veya etnik köken gibi insan kimliğinin ayrılmaz parçalarıdır. Bu kavramların kamusal alanda ifade edilmesini yasaklamak, yalnızca LGBTİ+ların sesini kısmakla kalmaz, aynı zamanda onları görünmezleştirmeye ve toplumsal dışlanmaya maruz bırakır. _
Bu maruz bırakılma sonrası yaşanacak olumsuzluklardan doğacak sorunların da devlet tarafından çözülmeyeceğinin bilincindeyiz. Arkadaşlarımızın katledilmesi ve intihara sürüklenmeleri de bu bilincin en açık kanıtıdır. Bu yüzden LGBTİ+ İntiharları ve cinayetleri POLİTİKTİR.
Bir kelimeyi yasaklamak, o kelimenin ifade ettiği gerçekliği ortadan kaldırmaz. “Toplumsal cinsiyet”i kullanmayı yasaklamak, cinsiyet eşitsizliklerini yok etmez. “Cinsel yönelim” kelimesini silmek, farklı yönelimleri ortadan kaldırmaz. “LGBT” demeyi engellemek, LGBTİ+’ların yaşamlarını sona erdirmez. Bu yasaklar yalnızca baskı ve korku ortamını derinleştirir. LGBTİ+lar toplumun bir parçasıdır ve hiçbir idari karar bizleri yok sayamaz
Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmeleri, her bireyin onurlu bir yaşam sürme, kimliğini açıkça ifade etme ve ayrımcılığa uğramadan yaşama hakkını güvence altına almaktadır. LGBTİ+ hakları, insan haklarının bir parçasıdır. Bu hakları kısıtlayan her uygulama, uluslararası hukuka ve evrensel insanlık değerlerine aykırıdır.
Varoluş bir suç değildir. Kimlikler susturulamaz. Aşk, yönelim ve kimlik yasaklanamaz. Bu tür yasaklara karşı ses çıkarmak, yalnızca LGBTİ+ların değil, herkesin özgürlüğünü ve haklarını savunmaktır.
Herkes için özgür, eşit ve onurlu bir yaşam mümkündür. Bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”