Kürt halkına yapılan zulümden hamile bir kadının karnına atılan tekmeye: Aynı hikâye, aynı cezasızlık 

İstanbul Bayrampaşa’da geçtiğimiz günlerde bir Kürt ailenin araçta Kürtçe müzik dinlediği için polis şiddetine uğraması, Kürt halkına yönelik sistematik şiddetin güncel ve çarpıcı bir örneği oldu. 6.5 aylık hamile bir kadının karın bölgesine atılan tekmeyle bebeğinin ağır yaralandığı olay, bir halkın dilinden bedenine uzanan baskı zincirinin son halkasıydı.

Piknikten dönen aile, arabada Kürtçe müzik dinlediği için polisler tarafından durduruldu. Aracın içinde bulunan 6.5 aylık hamile kadın, polis şiddetine maruz kaldı. Tanıklara göre, kadının karnına tekme atıldı, yerde sürüklendi ve bebeği ağır bir travma yaşadı. Ailenin diğer fertleri ters kelepçeyle gözaltına alınırken çocukların bedenlerinde morluklar oluştu. Kadınlar saçlarından tutulup yerlerde sürüklendi, çocuklar annelerinin çığlıklarını izledi. Bebek entübe edildi. 

Olayın ardından “bebeğim neden öldü?” diye feryat eden kadının sesi, Kürt halkının bir asrı aşkın süredir sorduğu soruyu tekrar gündeme taşıdı. Bu sadece bir asayiş ihlali, bir ‘hata’ değildi. Bu, Kürt halkına yönelik despot siyasetin bugünkü izdüşümüydü. 

Kolluk kuvvetlerinin Kürtlere karşı alışılagelmiş “ceza almayacağım” cesaretiyle hareket ettiği onlarca olayın devamıydı. 

DEM Parti olayı Meclis gündemine taşıdı. Partinin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bu sadece Bayrampaşa’da yaşanan münferit bir olay değildir. Kürt halkına karşı Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sürdürülen baskı ve imha siyasetinin güncel bir tezahürüdür. Bu ülkede Kürtçe müzik dinlediği için çocuklarını kaybeden anneler vardır. Tıpkı 1930 yılında Zîlan Deresi’nde olduğu gibi.” 

Zîlan Deresi’nde, o dönemde düzenlenen askeri harekâtla 15 binin üzerinde Kürt katledilmişti. Çocuklar derelere atıldı, köyler yakıldı, kadınlar sürgüne gönderilerek hamile kadınların çocuklarını düşürdükleri katliamlara neden olundu.

Tarihler değişiyor ama yöntemler aynı kalıyor. Tıpkı 2011 Roboski Katliamı’nda olduğu gibi. Sınır ticareti yapan çoğu çocuk olan 34 Kürt köylü, savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürüldü. yetkililer, “istihbarat hatası” dedi. Fail belli, ceza yok. O çocukların parçalanmış bedenleri gibi bu kadın da karnındaki çocuğunun parçalanışını yaşamak zorunda bırakıldı. 90’lı yıllarda zorla boşaltılan köyler, göç yollarında ölen çocuklar, bugün Bayrampaşa’da arabada dinlenen bir şarkıya karşı atılan tekmeye dönüşmüştür. 

Aynı hikâye, aynı cezasızlık

İstanbul Bayrampaşa’da bir kadının Kürtçe müzik dinlediği için bebeğini kaybedeceği derecede şiddet görmesi, cumhuriyet tarihi boyunca değişmeyen refleksin bir parçasıdır. Meclis’e verilen soru önergeleri cevapsız kalıyor, soruşturmalar kapatılıyor, kamuoyu sessizliğe itiliyor. Ve belki en önemlisi: Bu cezasızlık, bu inkâr politikası, bu polis şiddeti; Türkiye’de yeniden gündeme gelebilecek bir barış sürecini riske atıyor. PKK’nin silah bırakma töreni düzenlediği, siyasi çözüm arayışlarının yeniden gündeme gelmeye başladığı günlerde yaşanan bu olay, Kürt halkının barışa, demokrasiye ve halkların kardeşliğine olan inancını bir kez daha sarsmakta.

Zîlan’da süngü, Roboski’de bomba, bugün ise Bayrampaşa’da tekme. Hepsinin hedefi aynı: Kürt halkının iradesi, dili, kimliği hatta varlığı. Bugüne kadar Kürt halkına yönelik bu zulümlerle yüzleşilmedi. Fakat artık yüzleşme vaktidir, silahların barış için yakıldığı bu süreçte Kürt bir aileye, bir bebeğe, bir kadına yapılan zulümle ve bu ırkçılıkla yüzleşmeli. Bu sistematik şiddetin hepimizin bildiği asli failinin yüzleşmesi sağlanmalı. Özür dilemeli ve faillerin en ağır cezaları almaları için elinden geleni yaparak barışa dair samimi olduğunu göstermelidir.

Tuğan Mecal

son yazıları

Süveyda: devrimin son kalesi
‘Siyonizm yenilecek ve tüm suçlularından hesap soracağız’
Bu iktidar zenginin dostu

ilginizi çekebilir

1752784937_kurdistan24
Süveyda: devrimin son kalesi
WNZS3X5D7BJJLA5AUDERGFSRQQ
‘Siyonizm yenilecek ve tüm suçlularından hesap soracağız’
destek-kamu-8
Bu iktidar zenginin dostu