İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi LGBTİ+ Komisyonu üyesi Av. Barış Barışık’a sorduk:
25 Nisan’da Ankara polisinin öğrencilere yönelik sert saldırısını ve ardından Ankara Valiliği’nin polis şiddetini meşrulaştırmaya çalışırken yaptığı transfobik açıklamalarını nasıl değerlendirmeliyiz?
Öncelikle şunu çok net bir şekilde çizmemiz gerekiyor: Yurttaşların demokratik taleplerini dile getirmesi için yaptıkları eylem ve gösteriler izne tabi değildir. Yani hem anayasa hem uluslararası sözleşmeler hem de kanunlarımız uyarınca toplantı ve gösteri düzenlemek hiçbir şekilde izne tabi değildir.
25 Nisan’daki eylemi değerlendirdiğimizde, kolluk kuvvetleri hukuka aykırı bir şekilde eyleme müdahale etmiştir. Barışçıl bir şekilde protesto hakkını kullanmak isteyen üniversite öğrencileri işkence ve kötü muameleye tabi tutularak gözaltına alınmıştır.
Türk Ceza Kanunu’nun 94. Maddesi’nde işkence suçu çok açık bir şekilde tarif edilmiştir.
25 Nisan eylemine tanık olduk ama artık eylemin bütün videolarına sosyal medya platformlarından da açık bir şekilde erişebilmekteyiz. Bu videolara baktığımızda bile şunu net bir şekilde ortaya koyabiliyoruz.
Kolluk kuvvetleri işkence suçunu işlemiştir.
Bunun devamında Ankara Valiliği, aslında bu işkence suçunu işleyen polislere karşı soruşturma başlatması ve ilgili kişiler hakkında gerekli idari işlemleri yapması gerekirken, tam tersine işkence suçunu meşrulaştırmak amacıyla bir açıklama yapmıştır. Bu açıklamada ise işkence mağduru olan, gözaltı alınan kişinin soruşturma kayıtlarını, kişisel bilgilerini açıklayarak işkenceyi meşrulaştırmaya çalışmıştır.
Gözaltına alınan kişilerin kişisel verilerinin açıklanması bir suçtur. Ayrıca masumiyet karinesine aykırı bir durumdur.
Bunun yanı sıra, valiliğin basın açıklamasına baktığımızda, işkenceye uğrayan kişinin cinsiyet kimliğini hedef alan ayrımcı ifadelerin yer aldığını görüyoruz.
Bir kamu kurumu bu şekilde ayrımcı, transfobik, cinsiyetçi bir açıklamada bulunamaz.
Burada şunu söylememiz gerekiyor. İnsan Hakları Derneği LGBTİ+ Komisyonu olarak şunu net bir şekilde söylüyoruz ve çağrımızdır: Ankara Valiliği’nin bu işkence suçu hakkında gerekli soruşturma işlemlerini başlatması gerekmektedir ve biz mutlaka bu sürecin takipçisi olacağız.
25 Nisan’da neler olmuştu?
25 Nisan akşamı Ankara Konur Sokak’ta antidemokratik gelişmelere karşı barışçıl toplanma ve yürüyüş hakkını kullanan öğrencilere polis saldırdı. Başkalarıyla beraber bir trans kadını da hukuksuz olarak gözaltına aldılar ve bu hukuksuzluğu soruşturması gereken Ankara Valiliği ise yayınladığı transfobik açıklamayla polisin uyguladığı şiddet ve işkenceyi meşrulaştırma çabası sergiledi.