Yoksullaşmaya karşı cevap: Genel grev
Bir grev, hele hele genelleşen bir grev, temiz bir nefestir. Yüzbinleri, giderek milyonları içine çeken bir grev hareketi, harekete geçen işçiler açısından sokak mı grev mi gibi tartışmaların ne kadar büyük bir zaman kaybı olduğunu göstermekle kalmaz sadece, bu türden tüm sekter tartışmaların harekete zarar verdiğini de gösterir.
Dev bir ekonomik yoksullaşmaya dev bir işçi hareketiyle yanıt verilmelidir elbette. Geri kalan tüm eylemler, böyle bir harekete hizmet ettiği ölçüde anlamlıdır. Başka bağlamlarda başlayan eylemler de işçi sınıfının büyük hareketinin aktif bir parçası ya da işçi hareketi ile dayanışma içindeki toplumsal güçler olarak harekete geçebilir.
Sosyalistler işçi sınıfını greve hazırlamak için çalışır
Sosyalistler işçi sınıfı hareketi patlayana kadar elbette oturup beklemezler. Her slogan, her yayın, her eylem sınıf hareketine yardımcı olmak için devreye sokulmalıdır. Özellikle kritik anın geldiğini gördüğümüz her seferinde, odaklanmamız gereken asli öğe, sınıf hareketine yardımcı olmaktır.
Her eylemimiz, işçi sınıfı hareketinin birleşmesine yardımcı olduğu ölçüde bir anlam taşır. Burada kritik kavram, işçi sınıfı hareketine yardımcı olmaktır. Sosyalizm mücadelesi, işçi sınıfının kendi eylemi, onun hareketinin bizzat kendisidir. İşçi sınıfına yardımcı olmayı sosyalizm, demokrasi, ekonomik haklar ve sosyal-politik ve ekonomik reformlar mücadelesinin ta kendisi olarak görenler; işçi sınıfına yardımcı olmanın her düzeyde birliğini sağlamak için örgütlenmek anlamına geldiğini savunmalıdır.
Bu yüzden, sorun, sosyalistlerin ne kadar cesur olduğu değil, işçi sınıfının en önünde duran kadın ve erkek işçilerin örgütlenme cesaretine katkıda bulunmaktır. Tek tek işçilerin enerjisini harekete geçiren, işçi sınıfının kolektif eyleminin derinliğidir. Hareket ne kadar yaygınsa, öncü işçilerin, hareketi ileri çekmek için bulacağı örgütlenme ve propaganda alanları o kadar açılır.
Kuşkusuz, şu anda işçi hareketinin örgütlenmeleri içinde; sosyalistlerin genel grev çağrısının etkili olacağı bir örgütsel ağırlık yok. Ama işçi sınıfının sendikaları var. Sosyalistler, temas halinde oldukları tüm işçi aktivistlerle ve işçi ağları içinde sendika liderliklerini grev kararı almaya zorlamak için tartışma ve örgütlenme başlatabilirler.
Birleşik işçi mücadelesi hayata geçirilmelidir
Bir grev dalgasının örgütlenmesi, bir süreç olmak zorundadır. Bu süreçte; fikrin ortaya atılması, işyerlerinde tartışılması, tek tek işyerlerinde toplantılar ve basın açıklamaları yapılması, sendika liderliklerine işyerlerinin basıncının uygun bir dille aktarılması, birleşik işçi direnişinin öneminin altının çizilmesi, egemenler tarafından tetiklenen ve derinleştirilen aşırı yoksullaşmanın faturasının krizin sorumlularına yıkılması konusunda tüm işçi sınıfında ortak bir anlayış birliğinin sağlanması gibi adımların atılması gerekir.
Bu tartışma sürecinde başarı kazanılırsa, bölgesel işçi mitingleri düzenlenebilir. 1990’lı yılların Emek Platformu’na benzer bir örgütlenmeyle; tüm sendikaların birleştiği, bir genel grevi örgütleyecek, yüzbinlerce insanı kapsayan bir hareket, bir platform inşa edilebilir.
Önce her işyerinde basın açıklamalarıyla böyle mitinglerin aciliyetini vurgulayabiliriz. Bu mitingler tek bir mitinge doğru evrilebilir. İşçi sınıfının ne kadar büyük bir kavgaya hazır olduğu ya da hazır olup olmadığı bu sırada açığa çıkar. Genel grev gerçekten mümkün mü, bu sırada anlaşılır. Ne yazık ki, işçi sınıfının eylem kapasitesinden umudunu kesenler, sınıf mücadelesinde her daim bir ağırlığa sahip olageldiler. Böylelerine, genel grev vaazı vermekle genel grev örgütlenemeyeceğini; hırpalanan, tırpanlanan işçi sınıfının kimsenin beklemediği bir anda harekete geçebileceğini ve bir genel direnişin tek bir gününün hareket içindeki tek tek işçilerin eylem kapasitesini ve mücadeleye duyduğu güveni sıçramalı bir şekilde geliştirebileceğini anlatmaya devam etmek lazım.
Kara Salı’dan hemen sonra 25 Kasım kadın eyleminde, TTB’nin Ankara’ya yaptığı yürüyüşte, DİSK’in birçok şehirde yaptığı basın açıklamalarında, krize karşı sokağa çıkan örgütlere verilen halk desteğinde, en azından tencere tavalı desteklerde, bütün mücadelelerin birbirine ilham verme yeteneği ortaya çıkmakla kalmıyor sadece, mücadelelerin birleşmesi ihtiyacı da ortaya çıkıyor.
Kursağımızdan zorla yemeklerimizi çalmaya çalışanlara karşı, yeni döneme uygun birleşik bir işçi mücadelesinin örgütlenmesi yaşamsal bir önemde. Zira bir kez daha altını çizmek gerekirse, yerli-milli iktidar ittifakının, aslında bir büyük işçi dalgasını, bir büyük mücadele dalgasını engelleme şansı yok. Böyle bir mücadelenin taleplerini yok sayma yeteneği de yok.
(Sosyalist İşçi)