6 Mayıs 2021
► Test sayısı düşmeye devam ediyor, Bakan Koca skandalı itiraf etti
Sağlık Bakanı Koca dün açıkladığı vaka sayılarının en fazla azaldığı illeri gösteren grafiğin hatalı olduğunu belirterek bugün yeni bir grafik paylaştı. Dünkü grafikte 10 ilden dokuzu hatalıydı. Sağlık Bakanının verdiği; covid vaka sayıları, ölüm sayıları ve aşı temin sayıları da sürekli hatalı çıkıyordu.
Bugün ise test sayısı düşmeye devam etti. 304 kişi vefat etti. 10 milyonun biraz üzerinde kişi iki doz aşılandı. Salgının izole edilmesi için 54 milyon kişinin çift doz aşılanması gerekiyor. Aşı kampanyası ise iktidar aşı tedariki yapamadığı için son derece yavaş.
► Sağlık hizmetleri yüzde 20’ye varan şekilde zamlandı, özel hastaneler kamulaştırılmalı
Özel hastane patronlarının talepleri kabul edildi. Sağlık hizmetleri fiyatlarına zam yapıldı.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 8 Nisan 2021’de yayınlanan Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) göre sağlık hizmetlerine yüzde 20’e varan bir zam yapıldı.
İzmir Tabip Odası Üyesi Ergün Demir’in açıklamasına göre “Yapılan fiyat ve ilave oran artışı ile birlikte 3. basamak bir hastanede yoğun bakım ünitesinde yatan koronavirüs tanılı hastanın SGK’ya bir günlük paket fiyat faturası 2 bin 982 lira” oldu.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güray Kılıç ise şunları söyledi:
“Özel hastaneler özellikle pandemi sürecinde sağlık hizmetlerini sunarken sıkıntı içine girdiklerini ifade ediyorlardı. Oysa uzun zamandır kamuoyuna yansıyan durum böyle değil. Şu anda toplam yoğun bakım yatak sayısının yüzde 40,9’u özel sektörün elindedir. Pandemi süresince yapılan Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği ile iki defa yoğun bakım ücretleri arttırılmıştır.
Özellikle özel hastanelere yatan koronavirüs hastalarında hem yataklı servislerde hem yoğun bakım hizmetlerinde ilave ücret alındığı bilgisi yaygın dolaşmaktaydı. Bilindiği gibi koronavirüs hastalarından salgın döneminde ilave ücret almak kesinlikle yasak.”
Salgının başından itibaren sürekli vurguladığımız gibi özel hastaneler kamulaştırılmalı.
► Turizm Bakanı’nın ardından Dışişleri Bakanı da olaya el attı!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman meslektaşı Heiko Maas ile düzenlediği ortak basın açıklamasında “Turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız ki tedbirlerimizi alalım” dedi.
Birçok sektörde ekonomik kriz yaşanırken, turizm patronlarının kârları ile Türkiye kapitalizminin acil döviz ihtiyacı için dış ve iç turizmi teşvik eden iktidar, turizm işçilerine verdiği aşılama sözünü 7. günde de tutmadı. Turizm mekânlarından uzakta olan çoğunluk ise aşı haklarının engellenmesini sosyal medyada protesto etti.
Öte yandan Sağlık Bakanı Koca’nın dünkü aşı açıklamalarına göre Mayıs ayı sonunda geleceği söylenen kısıtlı aşı miktarının gelip gelmeyeceği, gelse de kime yeteceği belirsiz.
5 Mayıs 2021
► Vaka sayısı artarken, ölümler devam ediyor
Devletin resmi haber ajansı, Türkiye’nin Covid-19 vakalarını önlemekte 1. sırada olduğunu, büyük bir başarı gösterdiğini duyurmuştu. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre dün test sayısı azalmaya devam ettiği halde vaka sayısı arttı. Aşısı bulanan bir hastalık yüzünden, yeterince aşı temin edilemediği için her gün 340’ın üzerinde insan ölmeye devam ediyor.
Yaygın testle halk sağlığı taraması yapılamadığı için gerçek vaka sayısı bilinmiyor. 16 milyondan fazla kişi işe gitmeye devam ediyor. Bazı uzmanlara göre vaka ve ölüm sayısı, kapanma günlerinde de artmaya devam edecek.
► Semt pazarları niye kapatıldı? Niye açıldı?
Kapanma döneminin 6. gününde semt pazarlarını kapatan İçişleri Bakanlığı genelgesinin, yeni bir genelgeyle “düzeltilmesi” tartışıldı.
Son genelgeye göre 8 Mayıs ve 15 Mayıs Cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında semt pazarları açılacak.
Fakat açılacak pazarlarda -marketlerde olduğu gibi- taze sebze, meyve ve fidanlık ürünler dışında hiçbir mal satılmayacak. Birçok başka zorunlu ihtiyacını semt pazarlarından ucuza gidermeye çalışan emekçiler bir kez daha mağdur edildi.
6 gün sonra düzeltilen genelgenin mantığını anlamak neredeyse imkânsız. Açık alanda faaliyet gösteren semt pazarlarında, zaten görevli zabıtaların yönlendiriciliğinde seyrek ve güvenli alışveriş mümkündü. En fazla risk altında olan pazar işçileri, tablaların getirdiği mesafe ve maskeyle kendilerini koruyabilirdi. Buna rağmen semt pazarları yasaklandı. Ama kapalı mekânlarda hizmet veren AVM’ler açık, kasa önlerinde kuyruklar serbest.
Yasaktan dönülse de sonuç birçok kişi açısından yıkım oldu. Semt pazarlarının kapatılması kararıyla birlikte şehirlerdeki toptancılar, üreticilere ‘malınızı almayacağız’ dedi. Bunun üzerine başta Antalya ve Adana’da olmak üzere taze tarım ürünleri elde kaldı ve çürüdü.
Türk Lirası’nın değer kaybedişi ve döviz kurlarının yüksekliği ile enerji, gübre ve vergilerle yükselen maliyetlerde harcama yapan üreticiler; işçiler ve işsizler gibi mahvolmuş durumda.
► İntiharlar devam ediyor
İstanbul’da bir yurttaşın kendini tramvayın altına atması herkesi üzdü. 43 yaşındaki yurttaş tramvayın altından çıkarıldı. Şimdi ağır yaralı olarak hastanede.
► Antep Emniyet Müdürü emekliliğini istedi
İki gün önce Antep’teki bir camide, Covid-19 önlemlerine uygun olarak ibadet eden Furkan Vakfı gönüllülerine yapılan biber gazlı müdahalenin ardından emniyet müdürü emekli olmak istediğini duyurdu.
► Dikkat, anahtarlarınızı içeride unutmayın
Yurttaşların 7 Mayıs’tan itibaren anahtarlarını evlerinde unutmaması gerekiyor. Çünkü İçişleri Bakanlığı’nın muafiyet listesinde çilingirler yer almadığı için onlara yardıma gelecek kimse yok.
Ankara Anahtarcılar ve Çilingirciler Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Hazinedar, “7 Mayıs’tan sonra vatandaşımız kapıda kalmamaya özen göstersin, anahtarcı bulamayabilir” diye uyardı. Bu tarihe kadar genelge düzeltilip, çilingirlere muafiyet getirilmediği takdirde kapıda kalacağız
► Henüz var olmayan yerli aşının “müjdesi”
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, kapanma döneminin 6. gününde tam koruma getirdiği söylenen iki doz aşı vurulanların sayısı 10 milyon kişiye yakın. Salgının durdurulması, tecrit edilmesi ve kitle bağışıklığının sağlanabilmesi için 54 milyon fazla kişinin tam doz aşılanması gerekli.
Kapanma döneminde aşı tedarik edemeyen iktidar, gerekli olduğu yakın zamanda anlaşılan 3. dozun yerli aşıyla yapılacağını duyurdu. İktidar, bu yılın sonunda yerli aşının üreticiliğini iddia ediyor. Aşısız, gelir desteksiz yaşamaya zorlanan binlerce kişi hastalanıyor, ölmeye devam ediyor.
4 Mayıs 2021
► Market genelgesinin mantığı nedir?
Yurttaşlar kapanmanın 5. gününe İçişleri Bakanlığı’nın geceyarısı yayınladığı market genelgesiyle uyandı. Genelgeye göre marketlerde zorunlu ihtiyaçlar dışındaki ürünlerin (Örneğin ampul, pil, bant, defter, kalem) satışı yasaklandı.
Sosyal medyada genelgeyi eleştiren birçok kişi, hangi mantıkla bu yasağın getirildiğini anlamadıklarını ifade etti. İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararını içeren bu yasaklamanın ekonomik rekabet ile ilgili olup olmadığı da tartışıldı.
Marketler uzun süredir sadece gıda ve hijyen ürünlerini değil çoraptan tencereye birçok kalemdeki ürünü satıyor, hatta özel indirim kampanyaları düzenliyor. Market zincirleri karşısında zaten müşteri ve gelir kaybına uğrayan küçük esnaf kapanma döneminde başta kira olmak üzere hiçbir gelir desteği alamıyor. İnternetten ürün satışları ise – kira vb. masrafı olmadığı için – yüksek indirimlerle devam ediyor.
Marketlerde birçok ürünün satışının yasaklanması, iflas tehdidi ve borç batağındaki küçük işletmeleri kurtarabilir mi? Hayır, gelir desteksiz tam kapanma kriz içindeki küçük ölçekli işletmelerin aleyhine işlemeye devam ediyor. Ve haksız rekabet, dün olduğu gibi bugün de sürüyor. Her zamanki gibi kaybedenler, günlük ihtiyaçlarını gidermek ucuz ürün arayan emekçiler.
► Tekel bayileri baskılara rağmen genelgeyi tanımıyor
Geceyarısı gelen son genelgede birçok ürünün yasaklanması, alkol satışının ceza ve baskıyla yasaklanmasının üzerine geldi. Kararı protesto eden bazı sosyal medya kullanıcılarına göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kimin ne içeceğine karar verme mercisi olmaktan bir adım daha ileriye gitti: Kimler için neyin zorunlu olup olmadığına da karar verme yetkisini kendisinde görüyor.
Öte yandan ülke genelinde dayatılan içki satışı yasağına uymayan çok sayıda tekel bayisi, büyük cezaları göze alarak dükkânlarını açık tutuyor.
Dün geceyarısı İstanbul Avrupa yakasında bakkal statüsündeki içki satışı yapan bir esnaf polis tarafından gözaltına alınarak karakola götürülmüştü. Tekel bayileri dernek ve platformları tarafından duyurulan habere rağmen, kapanmanın 5. gününde İstanbul’da içki satışı devam etti.
► Çareyi cami elektriklerini kesmekte buldular
Dün Antep’te bir camide koronavirüs önlemlerine uygun olarak itikaf (kapanma) yapan Furkan Vakfı Gönüllüleri’ne bir bekçi tarafından biber gazı sıkılması ve polis zoruyla gözaltına alınmalarının ardından, bugün sabaha karşı birçok ildeki caminin önce elektrikleri kesildi, ardından polis tarafından basıldı.
Furkan Vakfı kurucusu Alpaslan Kuytul ve 14 yaşındaki oğlunun da aralarında bulunduğu yüzden fazla kişi gözaltına alındı.
Elektriklerin kesilmesinin nedeni cep telefonuyla görüntü alınmasını ve orada yaşananlarının kamuoyuyla paylaşılmasını engellemekti.
Polis şiddetine sahne olan 1 Mayıs öncesi çıkartılan Emniyet genelgesi, toplumsal olaylarda cep telefonlarıyla görüntü alınmasının engellenmesi talimatını veriyor. Genelgenin pratikte işe yaramadığını gören polisler, çareyi elektrikleri kesmekte buldu.
► Kapanma döneminde aşı bulamadıkları anlaşıldı
Kapanma döneminin başarılı sonuç vermesinin yolu, 16 yaş ve üstü nüfusun aşılanması, ama bu yapılamıyor. Kapanmanın 5. gününde iktidarın gereken miktarda aşıyı bulamadığı iyice anlaşıldı.
Salgının başından beri aşı tedariki konusunda sözler veren, fakat bu sözlerinin çoğu gerçekleşmeyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın son açıklamasına göre Sputnik V aşısının ilk partisinin bu ay gelmesi bekleniyor. 50 milyon doz olduğu söylenen (yani 25 milyon kişilik) bu aşının 6 aylık bir dilim içinde ve partiler halinde geleceğini söyledi. Ayrıca 30 milyon doz aşı için BionTech’le anlaşıldığını duyuran Bakan Koca, bunun da Haziran ayı sonunda geleceğini belirtti.
Kısacası işçiler işe gitmeye gidiyor, geri kalanlar evlerde hapis, birçok yasak var ve aşılama olmaksızın yaşanan kapanma dönemi bir işe yaramayacak.
► Böyle kapanma olmaz!
Türkiye’nin Wuhan’ı iş haftasına yoğun trafikle başladı.
İstanbul Tabip Odası bir basın toplantısı düzenleyerek, milyonlarca kişinin açlığa mahkûm edildiği ve özgürlüklerin kısıtlandığı sürecin bir tam kapanma olmadığını vurguladı.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip şunları söyledi:
“Ne yazık ki bu bir tam kapanma değil. Türkiye’de şu anda 16 milyon insan hala çalışıyor. Bu çok yüksek bir rakamdır. Kovid-19’un sınıfsal karakteri bu kapanmayla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ekonomik, sosyal destek sağlanmadan kapanma olmaz. Kapanmanın şekli de kötü olmuştur, büyük bir göç yaşanmıştır. İstanbul’da görülen mutantlar bu göçle tüm ülkeye yayılmıştır.”
3 Mayıs 2021
► Yaygın test yapmamaya garip bahane
Sağlık Bakanlığı Covid-19 verilerine göre enfekte olan kişi sayısı her gün düşüyor. Hastanelerdeki yatakların doluluk oranının yarı yarıya azaldığını söyleyen Bakan Fahrettin Koca, test sayısındaki düşüşü eleştirenleri çarpıtma yapmakla suçladı.
İktidar, salgının başından beri genel bir halk sağlığı taraması ve bunun pratikte hali olan yaygın Covid testi yapmıyor. Salgın, belirti göstermeyen vakalarla yayıldığı halde, Türkiye’de koronavirüs testleri sadece hastanelik olanlara ve bunlarla temaslı olduğu bildirilen ya da tespit edilen kişilere yapılıyor. Uygulanan Covid-19 testlerinin büyük bölümünün doğru sonucu vermediği ise çok daha önce tespit edilmişti.
Bu duruma rağmen pembe tablolarla halkın karşısına çıkmaya devam Bakan Koca’nın ‘vaka sayısında düşüş var, çünkü az sayıda test yapılıyor’ eleştirisini demagojik biçimde reddetti: “Test sayısının düşmesi vaka sayısının düşmesinin sebebi değil sonucudur.” Çünkü Covid testi sadece hasta olanlar ve onlarla temaslılara yapılıyor. Gerçek vaka sayısına ulaşabilmek için yaygın test en önemli şart.
► Cep telefonu kaydı olmasaydı görülmezdi: Camide ibadet edenlere biber gazı
Sosyal olaylarda kaide haline getirilen polis şiddetini telefonla görüntüleyenlerin engellenmesi ve işlem yapılmasını emreden Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi, Ankara Barosu tarafından iptal istemiyle yargıya taşındı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu genelgeyi savunurken, bunun anayasaya yani haber alma hürriyetine uygun olduğunu ve medyanın faaliyetlerini engellemekten uzak olduğunu söylemişti.
Kapanmanın 4. gününde Antep’te bir camide yaşananların cep telefonuyla çekilen görüntüleri büyük tepki yarattı. Sarı kartlı basın mensuplarının bulunmadığı camiyi – Ramazan’da – basan polis ve bekçiler, içeride Covid-19 önlemlerine uygun olarak maskeli ve mesafeli ibadet eden Furkan Vakfı gönüllülerini biber gazına boğdu.
Görüntülere yorum yapan bazı kişiler, bekçilere verilen maaşın öğretmen maaşlarından yüksek olduğunu belirtirken, çoğu kişi orantısız devlet şiddetini eleştirdi.
Eğer cami içinde çekilen cep telefonu görüntüleri olmasaydı, yaşananlar sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna ulaşmayacaktı. Hâkim medyadaki sansür nedeniyle vahim baskıdan kimsenin haberi olmayacaktı. Tıpkı 1 Mayıs sembolik eylemlerine yapılan gaddarca muamele gibi.
► Utanmadan duyurdu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 12,7 milyon emekliye Ramazan Bayramı ikramiyelerinin 6-7 Mayıs’ta ödeneceğini açıkladı.
Genelgeye göre emekliler PTT bankamatiklerden maaşlarını çekebilecekler ya da evlerine getirilmesi için başvurabilecekler.
İktidar tarafından lütuf olarak gösterilen 100 liralık artışla 1.100 lira olan emekli ikramiyeleri neye yetecek? Çalışma Bakanı bu konuda konuşmadı.
► Otel zinciri sahibi Turizm Bakanı adeta bilirkişi
Kapanmanın 4. gününde medya karşısına çıkanlardan biri de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’du. Büyük bir turizm şirketi ve oteller zincirinin sahibi olan Bakan Ersoy, ’17 Mayıs itibarıyla vaka sayıları 5 binin altına inecek’ müjdesini verdi.
O sırada kıyı şeridindeki otellerde Covid-19 önlemsiz partiler yapılıyor ve turistlere bakarak denize girmenin serbest olduğunu zanneden yurttaşlara polis ceza kesiyordu.
Belli ki Turizm Bakanı – tüm bakanlar ve patronlar gibi – kendilerini emekçi sınıfların üzerinde, “bilirkişi” olarak görüyor.
► Cengiz İnşaat’ın yıkımına direnen İkizdereliler: Allah aşkına herkes bize destek versin
İktidarın büyüttüğü holdinge ikinci kere taş ocağı yapma izni verildi. İşkencedere Vadisi’nin yıkımına karşı barışçıl direnişleri jandarma şiddetiyle bastırılan yöre halkı şu çağrıyı yaptı.
“İkizdere. Gücümüz kalmadı, durduramıyoruz. Şahit olun; biz bu kötülüklere, işlenen bu katliama, doğa cinayetine karşı çıktık. Kimsenin gücü kalmadı. Buradaki insanların moralleri bozuldu. Pandemi var, hiçbir destek gelmiyor. Herkese ceza yazıyorlar. Bu güzelim yerler gidiyor.”
2 Mayıs 2021
► Vakaların azalmasının nedeni anlaşıldı
23 Nisan’da 49 binden fazla kişi koronavirüse yakalanmışken, dün itibarıyla bu sayı 28 bin düzeyine düştü. İktidara yakın medya bunu “iyi haber” olarak verse de vakaların düşüşünün gerçek nedeni kapanmanın 3. gününde açığa çıktı.
23 Nisan’da 302 binden fazla test yapılırken, 1 Mayıs itibarıyla test sayısı 242 bine düştü. Öte yandan ölüm sayıları ise düşmüyor. Türkiye’de günde 300’den fazla kişi ölmeye devam ediyor. Yaygın test, hızlı aşılama şart!
► Ekonomik nedenli intiharlar artıyor
1 Mayıs işçi bayramında, 7 kişinin borçlar, işsizlik, açlık nedeniyle intihar etmesi, ertesi gün büyük bir hüzün ve tepki yarattı. Salgının başından beri iktidarın destek olmadığı işçiler ve işsizler, borçlarını ödeyemedikleri ve yalnız bırakıldıkları için intihar ediyor. Son dönemde giderek zorlaşan hayat koşulları sebebiyle dükkanları kapatılan küçük esnaflar da onlara eklendi. Gelir desteksiz kapanmanın bedelini hayatlarıyla ödediler. Ekonomik nedenli intiharların sorumlularını kınıyoruz, hiç kimse yalnız bırakılmamalı. Herkese gelir desteği, zor durumda olan herkesle dayanışma!
► Turizm patronları kazansın diye
Salgının başında Çin, Avrupa ve İran’dan gelen uçuşları durdurmakta geciken iktidar, şimdi turizm patronlarının kazanması ve borçları ödemek için gereken dövizin küçük bir kısmının ülkeye girmesi için bazı ülkelerden girişlerde PCR testini kaldırdı.
Karara göre; 15 Mayıs 2021 itibariyle, Hong Kong, Çin, Tayvan, Vietnam, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Tayland, Güney Kore, İsrail, Japonya, Birleşik Krallık, Letonya, Lüksemburg, Ukrayna ve Estonya’dan ülkeye gelecek kişilerden, Türkiye’ye girişleri sırasında PCR testi istenmeyecek. Bu ülkelerde de dünyanın geri kalanı gibi Covid-19 salgını devam ediyor ve çoğunda yeterli derecede aşı yapılmamış durumda.
Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un aynı zamanda büyük bir turizm şirketinin sahibi olması tesadüf değil!
► Göçmenlere tam kapanma engeli
Kapanma, Türkiye’ye kaçak yollardan giren göçmenleri de olumsuz şekilde etkiledi. Günlerce yürüyerek Diyarbakır’a kadar gelen göçmenler, şehirlerarası yolculuklar yasaklandığı için ne yapacaklarını şaşırdılar. Otogar bahçesinde bekleyişlerini sürdürüyorlar.
Öte yandan kapanma döneminde işsiz kalan milyonlarca göçmenin içinde bulunduğu zorlu yaşam koşulları medyada yer bulamıyor.
► İstanbul’da maskesiz ALES protestosu
Pandemiye rağmen ertelenmeyen Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), kapanmanın 3. gününde yapıldı. Kapalı dersliklerde 2,5 saat sürecek sınava sokulan öğrencilerin maskesiz katılma kararı bir öğrenci tarafından protesto edildi. Sınava girmeyi reddeden genç kadın şunları söyledi:
“Sınav salonunda maske çıkarılmasına izin veriliyor. İstediği kadar havalandırılsın. Dört duvar kapalı alanda, belirli sayıda kişi iki buçuk saat bulunacağız. Birisi evinin konforunda sınav yapacak diye benim hayatımdan bir sene daha gidiyor. Bir sene gitmesin istiyorsam hayatım riske giriyor. Ben niye böyle bir seçim yapmak zorundayım.
Madem sınav, on binlerce vaka varken ertelenmiyor, hiç değilse maske zorunluluğu kalabilir. Doktorlar saatlerce maskeyle yaşıyor, hepimiz saatlerce yaşıyoruz.”
► Keyfi içki yasağı yayılıyor
Kapanmanın 3. gününde keyfi içki yasağı Valilikler eliyle 22 ile yayıldı. İl Hıfzısıha Kurulları’ndan birer birer çıkan kararlar sonucu, koronavirüs tedbirleriyle hiç bir alakası olmadığı halde içki satışı engelleniyor.
Son olarak İstanbul’da İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi kararıyla içki satışı yasaklandı.
► ‘Lebalep kongre görüntülerini vermeyin’
RTÜK üyesi İlhan Taşçı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in televizyon kanallarının yöneticilerine verdiği talimatı duyurdu. Birçok kurumda yöneticilik yapmasıyla tartışma konusu olan RTÜK başkanı, iktidara yakın medyaya, lebalep dolu AKP kongrelerinin görüntülerini vermemelerini, boş sokak ve cadde göstermelerini istedi.
► Sedat Peker bile baskıya isyan etti
Gün boyunca en çok tartışılan konulardan biri de organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yayınladığı videoydu. “Şahsıma yapılan kanunsuzlukların taşeronu Mehmet Ağar ve Pelikancılardır” başlıklı videoda Peker, polisin 1990’ların yöntemlerine geri döndüğüne, evine yapılan polis baskını sırasında 3 yaşındaki kızının odasına namluları doğrultulmuş şekilde giren özel harekâtçılara işaret etti.
Peker, “kızım ve ailem için dünyayı yakarım” diyerek derin devletin başındaki kişi olarak nitelediği Mehmet Ağar’ın suçlarını ifşa edeceğini de duyurdu. Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na destek mitinglerinde barış isteyen akademisyenlerin kanlarını “oluk oluk akıtacağını” söyleyen faşist mafya babası bile ülkedeki baskıdan yakınırken, Erdoğan’ın ‘Sabah 5’te ev baskınları olmayacak’ sözünü tutmadığını söyledi.
► Cumhurbaşkanı’na bir yetki daha
Tuhaf kapanmanın üçüncü gününün erken saatlerinde Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği haberleri geldi. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Cumhurbaşkanı tüm memurlar hakkında disiplin amirliği yetkisini taşıyacak. Ayrıca büyükşehir belediye başkanlıklarındaki Yüksek Disiplin Kurulu görevi de İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na bağlandı. Böyle 39 yıllık yönetmelik değişmiş oldu.
► Kapanmaya rağmen kalabalık cenaze töreni
Öğleden sonra ise ajanslar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı kalabalık ve sosyal mesafenin uygulanmadığı cenaze töreni fotoğraflarını geçti. Ölen Üsküdar Belediye Başkanı’nın 88 yaşında vefat eden babasıydı. Pandemi tedbirleri sebebiyle cenaze törenlerine katılım sınırlandırılırken, AKP’liler bu kısıtlamadan muaf kalmaya devam etti
1 Mayıs 2021
► Toplu iş sözleşmeleri askıyı alındı
1 Mayıs sabahının ilk haberlerinden biri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın genelgesi oldu. Genelgeye göre pandemi gerekçe gösterilerek sürmekte olan toplu iş sözleşmelerindeki (TİS) devlet görevlileri geri çekildi ve işlemler durduruldu.
Genelge aynı zamanda “erteleme” sözü altında grevlerin 17 Mayıs’a kadar yasaklanmasının da önünü açıyor. Bu karar, özellikle kamuda çalışan işçiler ile başta metal sektöründe olmak üzere sendikal örgütlüğün olduğu işyerlerinde hak kayıplarına yol açacak.
► Kapanmaya rağmen toplu taşımdaki yoğunluğun sebebi ortaya çıktı
Çalışma Bakanlığı, sınırlı sayıda temsilcinin katıldığı TİS görüşmelerini yasaklarken, “tam kapanma” adı verilen 17 günlük sürecin hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı.
DİSK’in araştırmasına göre 16 milyon 400 binden fazla çalışan, kapanmadan muaf sektörlerde işe gitmeye devam ediyor.
Araştırma ayrıca gelir desteksiz kapanma ve patron yanlısı politikaların getirdiği sosyal yıkımı da ortaya serdi: Ücretsiz izne çıkarılan 2,7 milyon kişi ve aileleri günde 50 TL’yle yaşamak zorunda. Bir yılda 177 bin işçi Kod-29’la, tazminatsız ve işsizlik maaşı olmaksızın işten çıkarıldı. Toplam işsiz sayısı 10 milyonun üzerinde.
► Nöbetçi eczaneler önünde kuyruk
Türkiye’nin Wuhan’ı İstanbul’da bugün birçok nöbetçi eczane önünde kuyruk oluştu. Eczacılar ve işçiler, hastaların ihtiyacına cevap verebilmek için yoğun çaba harcadı.
► Marketler içinde kaçınılmaz doluluk
Ülke çapında gıda satan dükkan ve marketlerin 10.00-17.00 saatlerinde açık tutulması sonucu özellikle öğleden sonra ve kapanışa yakın doluluklar yaşandı.
Market ve dükkân işçileri yorulmakla kalmadı, sağlıkları da riske atıldı. Tıpkı kısıtlı saatlerde ihtiyaçlarını tedarik etmek isteyen tüketiciler gibi.
► İçki yasaklarında 2. perde
Keyfi içki yasağı krizinin 2. gününde bazı illerde Valilikler aracılığıyla içki satışı yasaklanırken, İstanbul ve Ankara başta olmak birçok ilde ise içki satışı devam etti.
Önceki gece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ekranların karşısında ’17 gün boyunca içki yasak’ sözlerini tekrarlamıştı. Yasalarda olmadığı halde dayatılan yasak Bursa, Antalya, Kütahya ve Kayseri’nin ardından İzmir’de de valilik eliyle uygulandı.
İçişleri Bakanı tarafından savunulan keyfi içki yasağı krize dönüştü. Tekel bayilerinin iflas etme ihtimali ve bu işyerlerinde çalışan işçilerin işsiz kalacak olması nedeniyle keyfi yasağa uyulmuyor.
► İkizdere’de gözaltılar
Rize’nin İşkencedere Vadisi’nde Cengiz İnşaat tarafından yapılmak istenen taş ocağına karşı direnen köylüler jandarma tarafından bölgeden çıkarıldı, 5’ten fazla kişi gözaltına alındı.
► 1 Mayıs gösterilerine müdahale
Türk-İş’i ziyaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Kapalı toplumlarda, kapalı rejimlerde 1 Mayıs kutlanmaz” demişti.
Kapalı toplumlar, Soğuk Savaş döneminde Doğu Bloku’ndaki stalinist rejimlere yönelik bir niteleme. Gerçi orada 1 Mayıs törenleri devlet tarafından egemen sınıfın güç gösterisi olarak yapılsa da Bakan’ın kast ettiği parti ve devletin iç içe geçtiği diktatörlüklerdi.
Bakan’ın konuşmasının ertesi günü, 1 Mayıs’ta yapılan sembolik ve salgın önlemlerine uygun gösteriler polis şiddetiyle karşılandı. Taksim’de sembolik bir basın açıklaması düzenleyen 52 sendika ve parti temsilcisi, yüzlerce polis ve 223 polis aracı ile abluka altında tutuldu.
1 Mayıs yasağı bahane edilerek metronun Taksim durağı kapatıldı.
Günün sonunda anlaşıldı ki – evet, kapalı bir rejimde yaşıyoruz.
30 Nisan 2021
► Sabah işe giden birçok kişiye yeni izin belgesi olmadığı için ceza kesildi
İstanbul’da sabahın köründe işe gitmek için yola çıkan birçok çalışan, polis kontrollerinde durduruldu ve her birinden izin belgeleri istendi. Hali hazırdaki izin belgelerini gösterenlere ‘yeni izin belgesi değil bu’ denilerek ‘eksik belge’den ceza kesildi.
Oysa İçişleri Bakanlığı’nin genelgesine göre eski belgeler 2 Mayıs’a kadar geçerliydi.
► İstanbul’da toplu taşımdaki yoğunluktan ek metro seferleri kondu
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bir gün önce duyurduğu, tehlikeli Hint mutant virüsünün tespit edildiği İstanbul’da, kapanmanın ilk günü toplu taşım araçlarında aşırı yoğunluk yaşandı.
İktidar “tam kapanma” diye duyursa da işçiler yine işlerine gitmeye devam etti. Bu, işsiz kalanların memleketlerine kitlesel olarak dönüş yolunu tutmasıyla birleşti ve İstanbul Metro’su yoğunluktan ek seferler koydu.
► İçişleri Bakanlığı’nın keyfi içki yasağı krize dönüştü
Sabah saatlerinde tekel bayilerinin ortak platformu, dükkânları açacaklarını duyurdu. Bazı büyükşehirlerde marketler zaten içki satıyordu. Herkes keyfi içki yasağının yarattığı öfke ve mali kayıplarla ilgili iktidarın geri adım attığını düşündü.
Tekel bayileri ve market içki reyonları açıldıktan saatler sonra İçişleri Bakanlığı bir duyuru yaparak, kendileri ve ilgili devlet kurumları dışındaki açıklamaların geçersiz olduğunu söyledi. Hemen ardından Kütahya Valiliği bir açıklama yaparak, kentte içki yasağının devam ettiğini duyurdu ve içki satan marketler zabıtalar tarafından basıldı. Ceza kesildi. Kapanma genelgesinde içki yasağı yok diyen esnafa, gerekçe olarak Cumhurbaşkanının “kapanma döneminde alkol satılmayacak” dediği TV haberi gösterildi.
► İktidar, tepkiler üzerine 2. doz aşıyı geciktirme girişiminden caydı
Sağlık Bakanı Koca’nın “Aşı tedariki önümüzdeki 2 ay için güçleşiyor… Biontech aşısının iki dozunun uygulanması arasındaki sürenin 6-8 hafta olarak uygulanmasına karar verilmiştir” açıklamasının ardından gelen tepkiler üzerine iktidar geri adım attı. İptal edilen 2. aşı randevuları tekrar verilmeye başlandı. Ancak pek çok kişi 2. randevuyu almakta zorluk yaşıyor.
► Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çıkacağı Resmi Gazete’de yayınlandı
Yasaklarla politik gösterilere izin vermeyen iktidar, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmek için hukuki sürecin önemli bir adımını attı. Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre Türkiye, 1 Temmuz 2021 günü imzacısı olduğu Sözleşme’den çıkacak.
► Polislere genelge: Polis şiddetini görüntüleyenleri engelleyin
Çağdaş Hukukçular Derneği, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesini ifşa etti. Genelge polis memurlarına, toplumsal olaylar sırasında görüntülere müdahale etme ve işlem yapma talimatı veriyor. Bir gün önce İzmir’de yapılan 1 Mayıs basın açıklamasında polis, bir göstericinin boğazına ABD’de öldürülen George Floyd’a yapıldığı gibi basmıştı.
► Cumhurbaşkanı da memnun değil!
Gazeteciler sordu: “Tam kapanma boyunca İstanbul’da mısınız?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yanıt verdi: “Şu an henüz kararımı vermedim ama buralardayım. En kötü ihtimalle Türkiye’deyim” dedi ve güldü.