Kamuda toplu sözleşmeler: İşçilere sefalet ücret dayatıldı, memurlar insanca ücret istiyor

Eti-Maden grevinin yasaklanmasının ardından iktidar ile Türk-İş ve Hak-İş yoksulluk sınırının altında bir ücrette anlaştı. Sıra kamu emekçilerinin toplu sözleşme sürecine geldi.

Aylarca oyalamayla bağlanamayan kamu işçilerinin iki yıllık toplu iş sözleşmesi süreci, tam da Türk-İş’e bağlı sendikalar grev sürecine girerken bizzat Erdoğan’ın müdahalesiyle bağıtlandı.

Türk-İş masaya yüzde 50 ücret artışı talebi ile oturmuştu. Aynı zamanda altışar aylık dönemlerde gerçekleşen enflasyon oranında artış talep etmişti.

Türkiye Maden-İş’in başlattığı grev, 60 gün erteleme adı altında Cumhurbaşkanı tarafından fiilen yasaklandı. Yasağın ertesi günü Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, saraya gitti ve Erdoğan’la görüştü. Görüşmenin ardından cumhurbaşkanın önerisini olumlu bulduğunu söyledi.

Ardından diğer yetkili sendika Hak-İş’le birlik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’la Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nü imzaladı.

Sekiz ay boyunca devam eden ve son birkaç ayda ülke çapında eylemlerle geçen sürecin sonunda imzalanan anlaşma şu oldu.

– 1.400 liranın altındaki günlük ücretler 1400’e yükseltildi. 1400 liranın üzerindeki günlük ücretlere 40 lira seyyanen zam yapıldı.

– Taban ücrete çekildikten ve taban ücret dışında kalan ücretlere seyyanen zam eklendikten sonra brüt çıplak ücretlerine yürürlük başlangıç tarihinden geçerli olmak üzere birinci yıl birinci altı ay için %24 oranında zam yapılacak. 

– İşçilerin birinci yıl ikinci altı ayının ilk günündeki brüt çıplak ücretlerine 50 TL/Gün seyyanen zam yapılmıştır. İşçilerin seyyanen zam yapılmış ücretlerine birinci yıl ikinci altı ayın ilk gününden geçerli olmak üzere %11 oranında artış gelecek.

– İkinci yılın ilk altı ayında yüzde 10, ikinci altı ayında yüzde 6 artış olacak.

Sönük imza töreni sonrası çok sayıda kamu işçisi sosyal medyada yaşadıkları hayal kırıklığını dile getirdi ve imzalanan sözleşmenin kendi taleplerinin çok gerisinden olduğunu belirterek sendika yönetimlerini eleştirdi.

Sıra kamu emekçilerinde

5 milyondan fazla memur statüsünde çalışan işçi ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlıyor.

Erdoğan yönetiminin Mehmet Şimşek eliyle uyguladığı kemer sıkma programının düşük ücret dayatması şimdi kamu emekçilerinin karşısında.

Masaya oturacak yetkili sendika Memur-Sen. Bu sendikal konfederasyon iktidara yakınlığı ve enflasyon altındaki sözleşmeleri kolayca imzalamasıyla tanınıyor.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ise düşük ücret dayatmasına karşı çıkarak sokak eylemlerine başladı.

Geçen hafta Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne yürüyen KESK üyeleri işkolu sendikalarının ortak taleplerini duyurdu.

Talepler

  • Özgür bir toplu sözleşme için grevli toplu sözleşme hakkı, anayasal güvence altına alınmalıdır.
  • 4688 sayılı Sendika Yasası, tüm emek örgütlerinin katılımıyla demokratik bir biçimde yeniden yazılmalıdır.
  • Hiçbir kamu emekçisinin maaşı yoksulluk sınırı altında kalmamalıdır.
  • Bunun için toplu sözleşme sürecinin başından beri en düşük kamu emekçisi maaşının Temmuz ayı itibari ile yoksulluk sınırı olan 85 bin TL’nin üzerine çıkarılmasını talep ediyoruz.
  • Ancak iktidar bu talebimize kulak tıkadı. Diğer konfederasyonlar ise maaş artışı taleplerini 5 ay sonrasına yani Ocak 2026’ya göre açıkladı.
  • Bu durumda mevcutta 85 bin TL olan yoksulluk sınırının 5 ay sonra en az 100 bin TL olacağını öngörüyoruz. Buradan hareketle Ocak 2026 itibari ile en düşük kamu emekçisi maaşı 100 bin TL üzerine çıkarılmalıdır.
  • Buna göre en düşük kamu emekçisi maaşında yapılacak oransal artış tüm kamu emekçilerinin maaş artışlarında da esas alınmalıdır.
  • Kamu emekçilerinin maaşını oluşturan; başta ilave seyyanen ödenek olmak üzere tüm ek ödemeler, ek ders ücretleri, döner sermaye payları temel ücrete dâhil edilerek kamu çalışanlarına emekli aylıklarında esas alınmalıdır.
  • Ücretli, vekil, taşeron ya da sözleşmeli adı ne olursa olsun güvencesiz istihdama son verilmelidir. Tüm kamu emekçileri güvenceli-kadrolu istihdam edilmelidir.
  • dereceye gelen tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.
  • Vergi adaleti sağlanmalı; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.
  • Maaşlarımızdan kesilen Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmelidir. Gelir Vergisi 1. dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan ücretlerden kesilen Gelir Vergisi bu oranda (%10) sabitlenmelidir.
  • OHAL KHK’leriyle hukuksuzca ihraç edilmiş kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir.
  • Kamuda görevde yükselmelerde ve personel istihdamında MÜLAKAT kaldırılmalı, liyakat esas alınmalıdır.

KESK sadece kendi üyelerinin değil farklı sendikalara üye tüm kamu emekçileri ve kamu emeklilerinin haklarını savunuyor.

Bunun için ortak talepleri duyuran forumlara başlandı. Ayrıca çeşitli işyerleri önünde kurulan toplu iş sözleşmesi masalarında bu talepler yaygınlaştırılıyor.

Şimdi kamu emekçileriyle dayanışma zamanı. Şimşek’in kemer sıkma dayatması ve düşük ücretler birleşik mücadeleyle püskürtülebilir. 

son yazıları

Şovenistler delirdi, demek ki barış süreci doğru yolda-IV
Şovenistler delirdi, demek ki barış süreci doğru yolda-III
KESK: Sözleşme değil aldatmaca!

ilginizi çekebilir

100176
Şovenistler delirdi, demek ki barış süreci doğru yolda-IV
TBMM-1200x675
Şovenistler delirdi, demek ki barış süreci doğru yolda-III
WhatsApp-Image-2025-07-28-at-14.14
KESK: Sözleşme değil aldatmaca!