IŞİD’in öldürdüğü gazetecinin arkadaşıyla röportaj: “Bizim bir davamız var…”

Ekim ayının sonunda, Urfa’da iki Suriyeli muhalif aktivist, IŞİD militanları tarafından katledildi. 2013 yılının Ekim ayında IŞİD’in zindanlarında İbrahim Abdülkadir ile aynı hücrede kalan Muhammed, medya muhabirliğini ve Suriyelilerin yaşadıkları zorlukları anlattı.

IŞİD tarafından öldürülen İbrahim Abdülkadir ve Muhabir Fares Hammadi, aynı evde beraber yaşayıp tuttukları ofiste Ayn El Vatan isimli haftalık gazeteyi çıkarıyorlardı.

İbrahim Abdülkadir aynı zamanda 2015 yılında Gazetecileri Koruma Komitesi (The Committee to Protect Journalist) tarafından Uluslararası Basın Özgürlüğü ödülü alan Raqqa is Being Slaughtered Silently (Rakka Sessizce Katlediliyor) isimli aktivist medya grubu için muhabir olarak çalışıyordu. RBSS, Rakka’da IŞİD’in işlediği suçları belgeleyen aktivist bir muhabir ağı.

İbrahim Abdükkadir daha önce Rakka’da medya aktivsitliği yaparken IŞİD’e yakalanıyor ve tutsak alınıyor. Gazeteci Oğul Doğa Gökşin, aynı dönem IŞİD’e yakalanan Muhammed ile hücre arkadaşı İbrahim ve medya aktivistliğini üzerine bir söyleşi yaptı.

Muhammed, kendisi de bir medya aktivisti ve “fixer muhabirlik” yapıyor. Yani işi, kurumsal bir medyada çalışan muhabir ile sahada bilgi kaynağı olan kişiyi buluşturmak.

Röportaj şöyle:

İbrahim ile nerede, nasıl tanıştın?

Şöyle, İbrahim’le Rakka’da IŞİD’in elinde tutukluyken tanıştım. Birkaç gün sonra başka bir zindana, odaya taşıyorlar. Orada buluşuyoruz. Aynı köşede yatıyorduk. Aynı battaniyenin üzerinde. Ortak arkadaşlarımız olması ikimizi kaynaştırdı.

O senden önce mi tutuklanmıştı?

Evet benden önceydi. IŞİD’e karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu’na bağlı Ahfad el Resul’da medya aktivistiydi. O suçla yakalandı. İspat edilemeyince bırakmışlar. İbrahim hapishanede 10 gün falan kalmıştı.

Senin kurtulmanda bir payı oldu mu?

Zar zor içeriye bir kurşun kalem içi kaçırılmıştı. Nasıl kaçırılmışsa! İçeri girip çıkarken hep arama olurdu. Kağıt paraların üzerimizde durmasına izin veriyorlardı. Onunla dışarıya mesaj gönderiyorduk. Yolladığım mesajlardan birini o taşımıştı. Arkadaşlarımla bağlantı kurabilmesi için bir şeyler yazmıştım.

Sonrasında İbrahim Türkiye’ye geliyor. Urfa’da haftalık bir gazete çıkarıyor. Peki, başka işler yapıyor muydu?

Aynı zamanda Rakka Sessizce Katlediliyor grubunun bir üyesi. O grup için bir şeyler yapıyordu. O grup için Rakka’da da çalıştı. Çıkardığı gazete de Urfa’daki Suriyelilerin dertleriyle ve Rakka ile ilgiliydi. O gazete Suriye’nin kuzey tarafalarında gizlice dağıtılıyordu. Normal, sosyal bir gazeteydi. Vatandaşların dertleri, Suriye meseleleri.

Sence neden öldürüldü?

Çıkardığı gazete ve özellikle RBSS, IŞİD’i rahatsız eden şeyler yazıyordu. Aynı zamanda RBSS, IŞİD’in cinayetlerini belgelemeye, IŞİD’in bulunduğu bölgelerden dışarıya haber çıkarmaya çalışıyordu.

Ama IŞİD bunların bir çoğunu kendi de yayınlıyor zaten?

IŞİD kendi propagandasını yapıyor. Ne diyor? Mesela “Bu adam ajan, Rusya ajanı, Amerika ajanı” diyebilir. “Ve ben bunu öldürüyorum” diyor. Bu grup ise tam tersini söylüyordu. “Bu adam Suriyeli, şunu, bunu yapmış zamanında” gibi şeyler yazıyor. IŞİD “o rejim yanlısı” dediyse bu grup gerçeği yazıp düzeltiyordu. IŞİD, çok basit şunu söylüyor: “Biz devrimi desteklemek için bulunmuyoruz, biz İslam Devleti kurmak için buradayız”.

Siz de muhabirlik ve “fixer”lık yapıyorsunuz…

Resmi olarak hiçbir yere çalışmıyorum ama sadece bağlantıyı kuruyorum. Bir hikaye hazırlıyorum. Muhabirleri çağırıyorum, onlar geliyor haberi yapıyor. Bazen Reuters oluyor, bazen CNN.

Savaş ortamında medya aktivisti olmak toplumun işine nasıl yarıyor?

Bizim bir davamız var. Bu davayı yabancı bir gazeteci, burada iki gün geçirip bir haber yazıp The Guardian’da yayımlayabiliyor. Ne yazık ki haberin normalde %50’si yanlış bilgilere dayanarak yazılmış oluyor. Biz kendi davamızı, yaşadıklarımızı biz anlatmak istiyoruz. IŞİD “seksi bir hikaye” ve herkes onlardan bahsediyor. Ama biz başka şeylerden de bahsetmek istiyoruz. IŞİD kadar kötü bir rejim var. IŞİD benim canımı acıttı, arkadaşlarımı infaz etti ama sadece IŞİD üzerinde dolaşmak biraz rahatsız edebiliyor. Biz haber yaparken Esad rejimi ile ilgili haber yapmaya, medyayı başka konulara da yönlendirmeye çalışıyoruz.

IŞİD “seksi bir hikaye” derken ne demek istiyorsunuz?

Bugün (30 Ekim) Suriye’nin genelinde 100 küsur insan öldü. Farklı sebeplerle. Çatışmalar yüzünden, Rusya yüzünden. Özellikle batı medyası bununla ilgilenmiyor, bunu başlık yapmıyor. Ama ne zaman IŞİD birini kesse bu hemen haber oluyor, başlığa taşınıyor.

Bu işin zorlukları neler? Mesela Muhammed İsmail Resul var. Fixer muhabir olarak çalışıyordu. Vice News’ün muhabirleri serbest ama Resul hâlâ Türkiye’de hapishanede.

Suriye vatandaşı olarak bizim korunmamızın olmaması… Geçici Koruma Yönetmeliği zaten bir hak tanımıyor. Yurt dışında bir sıkıntı olursa seninle ilgili, büyükelçiliğini arasın, müdahale edilir. Gördük de yani, Türk gazetecinin rejim tarafında bırakılmasını, Fransız vatandaşlarının IŞİD’in elinden kurtulmasını ve İtalyan kadınlarının serbest kalmasını gördük. Arkalarında güç olduğu için kurtulabilirler. Ama biz gözaltına alınırsak, kim hesap soracak? Büyükelçiliğin yok, adam gibi bir devletin kalmadı zaten, çalışma iznimiz yok. Gelen giden ezebiliyor. Resul, Iraklı. Irak da adam gibi bir devlet değil.

Bugüne kadar sadece bir haberde isminin geçiyor olması, Resul’ün gazeteci olmadığına dair kanıt sayılıyor. Bugüne kadar kaç haber yaptın? Kaçında ismin yayımlandı?

Onlarca haber yaptım, sadece üçünde ismim yayımlandı. Bunu güvenlik için yapmak zorundayız.

Siz de sonuçta haber yaparken IŞİD’le, YPG’yle veya ÖSO’yla ilgili bağlantı yakalayıp yapıyorsun.

O bağlantılar var zaten. Sonuçta ulusal basın için de haber yapıyoruz. O grupla ya da bu grupla bağlantıya geçmek gerekiyorsa geçiyoruz. Ki yaptık yani, Kobanê olaylarında çatışmaya dahil olan kişilerle görüştük.

Bu sebeple Türkiye’de terörist olarak tutuklanıp yargılanabilirsin.

Tabii ki, tabii ki, aynen Resul gibi. Bir takım kırmızı çizgiler var, onları aşarsan tutuklanırsın. Ki gazetecisin, aşmak zorundasın. Yoksa yaptığın haberin ne anlamı kalır? TRT haberleri gibi. Ama o kırmızı çizgilerin etrafında dolaşıyorsan eğer tehlikelerle karşılaşabilirsin.

Sahada olan bir muhabir olarak, Türkiye’nin kırmızı çizgileri neler?

Dediğim gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir takım kırmızı çizgilerini hepimiz biliyoruz. PKK meselesi, Kürt bölgesinde bulunan insanların sıkıntılarının karartılmaya çalışılması ve sonra oradaki perdeyi açmaya çalışan tüm insanlar bu durumla karşılaşabiliyor.

Siz de bir gün bu sebeple hapishaneye düşebilirsiniz. Biz ne yapalım öyle bir şey olursa?

Resul’le ortak arkadaşlarımız var. Ama bilmiyorum, ne yazık ki ben Resul için bir şey yapamazken, sen nasıl bir şey yapabilirsin benim için? Facebook profil fotoğrafını değiştirirsin, birkaç tane yazı yazarsın. O kadar yani. Avukat tutmakla bile olmaz. Bunu konsolosluğun yapması gerekiyor. Ben Suriye rejimine karşıyken konsolosluğun böyle bir işlem yapacağını sanmıyorum. Diplomatik bir temsilcimiz yok.

Fotoğraf: İbrahim Abdülkadir, Urfa’da katıldığı bir eylemde…

ilginizi çekebilir

hloho
"Taha Elgazi’yi sınır dışı etmek hukuksuzluktur"
photo_5859679747028666432_x
Marksizm ve hayvan meselesi
WhatsApp Görsel 2025-05-17 saat 18.45
Filistin dostları Ankara ve İstanbul'da sokaktaydı: 'Nakba bitecek, Filistin özgürleşecek'