Sosyalizmin millisi, ulusalı, yurtseveri olmaz. Sosyalizmle milli ‘hassasiyetleri’ harmanlama çabası Türkiye’deki sosyalist harekette bolca örneğine rastladığımız sosyal şovenizmden başka bir şey değildir.
Ulusal değerler veya yurtseverlik maskesinin örttüğü şey sistematik olarak ‘düşmanlar’ yaratarak bu düşmanların kendi ulusal üstünlüğünü tehdit ettiği gerekçesiyle kamuoyu yaratmaya çalışan bir egemen sınıf ideolojisi olan milliyetçiliktir. Türkiye’de uzun yıllar boyunca kemalizmin ‘cumhuriyet değerleri’ sol hareketler tarafından ilericilik adına savunulması, uğruna mücadele edilmesi gereken şeyler olarak görüldü. Ancak bu bakış açısı işçi sınıfını bölmekten ve egemen sınıfa hizmet etmekten başka bir işe yaramıyor. Günümüzde Türkiye’nin temel bölünmesinin dünyanın geri kalanı gibi patronlar ve işçiler arasındaki sınıfsal bir bölünme değil, dindarlar ve laikler arasındaki ‘kültür savaşı’ olduğunu anlatan politik çizginin kaynağı da bu bakış açısı.
Ancak konu ne Türkiye’yle ne de günümüzle sınırlı. 4 Ağustos 1914’te dönemin dünyasının en kitlesel işçi sınıfı örgütü olan Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD)’nin kimisi daha önce ‘Marksizmin babası’ ilan edilmiş olan liderliği I. Dünya Savaşı’na girilmesi için savaş kredilerine ‘evet’ oyu verdiğinde sosyalist hareketin tarihinde bir dönüm noktası yaşanmıştı. Savaşa girmenin gerekliliği için parlamentoda anlatılanlar çok tanıdık gelebilir: ‘bize düşen ülkemizin bağımsızlığını ve uygarlığını korumaktır,bizler tehlike anında anavatanı yüz üstü bırakıp gidecek insanlar değiliz’. SPD liderliği bu tutumu almadan 10 gün önce savaşa karşı protestolar düzenlemiştir üstelik.
Ancak bu vatanseverlik korosuna katılmayan sosyalistler de vardı. Chris Harman’ın haklarında ‘o insanların devrimci mücadelesi zafere erişmiş olsaydı, bugünkü dünya çok daha yaşanmaya değer bir yer olurdu’ dediği Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht gibi devrimciler savaşa tutarlı bir şekilde karşı çıktılar. Farklı ülkelerin işçilerinin birbirini öldürmesi yerine her ülkenin işçi sınıfının kendi egemen sınıfını devirmesi için mücadele etmesi gerektiğini anlattılar.
Bugün savaşlara karşı çıkan, Kürt halkına mesafelenmek yerine yanında olan, koşul koymak yerine destek olan, ulusalcılığın, milliyetçiliğin, vatanseverliğin hiçbir gerekçesi olmayacağını anlatan ve en ufak taviz vermeyen sosyalistlerin geleneği dünya işçi sınıfına ihanet edenlere karşı koyan ‘o insanların mücadelesidir.’
Meltem Oral
(Sosyalist İşçi)