Normalleşme, HDP ve Demirtaş

17.05.2018 - 13:54
Hakan Tahmaz
Haberi paylaş

Türk siyaseti, HDP eski Eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın kıymetini yeni idrak ediyor.  Cumhurbaşkanı adayı olarak tutuklu kampanya yürütmek zorunda olması tartışılıyor. Rakipleri Muharrem İnce ve Temel Karamollaoğlu fırsat eşitliğinde söz ederek tahliyesini gündeme getirdiler. Muharrem İnce, Edirne cezaevinde ziyaret bile etti. Seçmenleri tahliyesi için imza kampanyası başlattı.

Bunlar normal şeyler, hayırlı gelişmeler. Adalet Bakanı, 86. Başvuruda ilk kez Garo Paylan’a   görüş izni verdi.  Umarız bundan sonra diğer HDP’li  milletvekillerine, yöneticilerine de görüş izni verirler.

Her nedenle olursa olsun İnci ve Karamollaoğlu’nun yaklaşımı  gerekçelerinden bağımsız,  Türkiye’nin normalleşmesine hizmet ediyor, siyasal atmosferin değişmesine katkı sunuyor. Bu nedenle önemlidir ve anlamlıdır.

Ne değersizleştirmek, ne de abartmak gerek. Her ikisi de Cumhur İttifakı’nın Türkiye’yi sürüklemeye çalıştığı çukuru fark edememek, tehlikenin büyüklüğünü görememek olur.

 Bütün bunlar sadece seçimlerde Kürt seçmende olumlu imaj yaratmak maksadıyla  gerçekleştiriliyorsa fazla sürmez. Bir işe yaramadığını  kısa sürede acı bir biçimde anlaşılır. Karşı karşıya kaldığımız siyasal çıkmaz, küçük siyasal  hesaplarla aşılacak durumda değil.

Bu gibi şeyler aşırı gergin olan siyasal ortamı yumuşatılabilir, seçimlerin sorunsuz yapılmasına tesir edebilir.  Ancak sorun bu kadar değil. Sorunu cumhurbaşkanı adayının birinin tutuklu olmasına indirgemenin sonucu, niyetlerden bağımsız büyük problemin üzerinin örtülmesi ve seçim sonrası ortaya çıkacak muhtemel siyasal tablonun krize yol açması olur.

Sorunun esasını Kürt  yasal siyasal  yapılarına karşı hınç alma duygusuyla ve bedel ödetme anlayışıyla yargı eliyle gerçekleştirilen siyasal linç hareketi oluşturuyor. Mesele, Millet İttifakı’nın bu duruma bugüne kadar izledikleri siyasal tutumda farklı bir tutum alıp almayacağı sorusunun yanıtında düğümleniyor.

Bu bakımında bugün OHAL ve HDP’ye yönelik özel uygulamalar koşullarında meseleyi Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olmasına ve HDP’nin baraj sorununa  indirgemek büyük yanlışlara yol açacak sığ bir yaklaşımdır. Siyasal güçlerin dağılımına baktığımızda HDP’nin baraj sorununun,  sadece Kürtlerin sorunu olmaktan çoktan çıktığı, Türkiye’nin sorunu olduğu görülecektir.

Hakan Tahmaz

(www.hakantahmaz.com)

Bültene kayıt ol