Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından geçen hafta “2017 Veri Raporu” yayınlandı. Raporun temel veri kaynağı basında çıkan haberlerden oluşuyor. Raporda kadın cinayetlerinin illere göre dağılımı, cinsel istismara uğrayan çocuklar, cinsel şiddete uğrayan kadınlar, şiddet ve cinayetlerin bahaneleri, kadınların kimler tarafından öldürüldüğü gibi başlıklarda sayısal veriler yer alıyor. Rapora göre 2017’de 409 kadın kocası, akrabası, erkek arkadaşı, babası, oğlu, ağabeyi, boşandığı veya ayrıldığı erkek, tanımadığı veya tespit edilemeyen kişilerce öldürüldü.
Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin ve çocuk istismarının artıp artmadığı uzun yıllardır bir tartışma konusu. Türkiye Devleti’nin imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne göre kadın cinayetlerine dair verilerin toplanması devletin sorumluluğunda. Ancak devlet tarafından bu konuda düzenli ve güvenilir bir çalışma yayınlanmıyor. Farklı bakanlıkların uzun aralıklarla yayınladığı raporlardan veya TÜİK verilerinden dağınık bilgiler edinilebiliyor. Bu durum kadın cinayetleri vb. konulardaki verilere erişimi, cinsiyetçiliğe karşı mücadele eden çeşitli sivil kurumların raporlama çabalarıyla sınırlı kılıyor. Genel olarak kadına yönelik şiddet ve cinayetler konusunda yüzde yüz kesinlikte sayısal verilere ulaşmak mümkün değil. Ancak birçok kurumun raporlarının yalnızca basına yansıyan haberlerden oluşması, gerçekliğin çok uzağında bir manzara sunuyor. Her cinayet, şiddet, istsmar vakası basına yansımadığı gibi, kadınların intihara zorlanması gibi durumlar söz konusu olabiliyor ve bazı raporlar bu ihtimalleri gözden kaçırabiliyor.
Bu bakımdan Platformun yayınladığı raporda kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı rakamları tartışmalı görünüyor. Rapora göre 2017’de 387 çocuk istismara uğramış, 332 kadın cinsel şiddete maruz kalmış. Ancak başka verilerle karşılaştırınca cinsel şiddet ve istismar rakamlarının ne yazık ki çok daha yüksek olduğunu tahmin etmek güç değil. Adalet Bakanlığı verilerine göre sadece 2015 senesinde çocuğa cinsel istismar suçundan açılan dava sayısı 16 bin 957. TÜİK’in Ağustos 2017’de açıkladığı rakamlara göre bir önceki yıl güvenlik birimlerine suç mağduru olarak getirilen çocuk sayısı 13 bin178. Bu çocukların yüzde 60’ı yaralama ve yüzde 12’si cinsel suçların mağduru olarak güvenlik birimlerine gitmiş. Kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz vakaları için de benzer çarpıcı rakamlar söz konusu. Üstelik vakaların çoğunluğunun korku, güvensizlik gibi birçok nedenden dolayı güvenlik birimlerine, mahkemelere veya basına yansımadığını hesaba katmak gerekir. Her halükarda gerçeğin sınırlı bir parçasını yansıtsa bile şiddet, cinayet ve istismar konularındaki her çalışma Türkiye’de konunun geldiği korkunç aşamayı gösteriyor.
Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, neredeyse adı konulmamış bir iç savaş gibi. Binlerce kadın her an, aralıksız bir şiddete maruz kalıyor. Ama son yılların kadın eylemleri, hem dünyada hem Türkiye’de kadınların sadece mağdur olmadığını aynı zamanda mücadele eden aktivistler de olduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddeti durduracak olan ve kadınların özgürlüğünü garanti altına alacak olan da işte bu mücadeledir.
Meltem Oral
(Sosyalist İşçi)