Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nin sadece 5 ay içerisinde hastaneye gelen 250 gebe çocuğun 115’ini adli kurumlara bildirmediği ortaya çıkınca skandalların devamı çorap söküğü gibi geldi.
Hastanenin sorumluluğunu yerine getirmediği gibi konunun peşine düşen işçinin görev yerini değiştirdiği, konunun üzerini kapamaya çalıştığı, skandal ortaya çıktıktan sonra Valiliğin soruşturma izni vermediği, Sağlık Bakanlığı’nın konuyu meşrulaştıran ve kamu görevlilerini korumaya çalışan açıklamalar yaptığı bir göz yumma ve ihmaller zinciri söz konusu.
Her gün kadınların öldürüldüğü, kadına yönelik şiddette ciddi bir artışın yaşandığı, kadınları sadece doğurganlıklarıyla ele alan açıklama ve uygulamaların yoğunlaştığı Türkiye’de 18 yaş altı gebeliğe dair kamu görevlilerinin ihmalinin sadece İstanbul’la ve bir hastaneyle sınırlı olduğunu düşünmek saflık olur.
Sorumluluğunu yerine getirmeyen tüm kamu görevlileri cezalandırılmalı.
Gerek nüfus hizmetleri kanununda gerekse farklı bakanlıkların yönetmeliklerinde, mevzuatlarda yapılan birçok değişiklik var. Bu değişiklikler yasalar ve mevzuatlar arasında ya da farklı devlet kurumlarının yetki alanları konusunda birçok çelişki yaratıyor. Bu çelişkiler ihmalleri kolaylaştırıyor, görünmez kılıyor. TCK’ya göre 18 yaşının altındaki herkes çocuk kabul ediliyor. Ancak 18 yaş altı doğum ve evliliği yasal kılabilecek yönetmelikler de mevcut.
Öncelikle tüm yasalar, mevzuatlar kadınları ve kız çocuklarını merkeze alan, onları doğurganlık, annelik, eş rollerinde gören cinsiyetçi bakış açısından sıyrılmış bir şekilde düzenlenmeli. Yasalar ve Bakanlıklar arasındaki çelişkiler giderilmelidir.
Hastanelerin bildirmek zorunda olduğu her vaka adli makamlarca istismar, şiddet, zorlama olup olmadığı yönünde tek tek incelenmelidir.
Ancak bu konu sadece yasalarla yönetmeliklerle ilgili değil ne yazık ki. Kadınlar hakkında fetvalar veren Diyanet İşleri’nde, devletin en tepesindeki yetkililer dahil geniş bir çerçevede cinsiyetçilik hakim. 15 yaşından küçük çocukların cinsel istismarından tutuklu olan ‘kocaların’ serbest kalmasını sağlamaya çalışan bir hükümet var. Devletin, hükümetin kadın politikası değişmek zorunda.
Doğum kontrol araçlarına erişimi kısıtlayan politikalar son bulmalı, ergenlere cinsel eğitim zorunlu olmalı, çocuk yaşta evlilik ve doğumu özendiren, önünü açan, göz yuman her türlü politika değişmeli.
Meltem Oral
(Sosyalist İşçi)