Dünyada 200 milyon göçmen nüfus var ve bunun yüzde 48’i kadınlardan oluşuyor.
Toplamı birçok ülkenin nüfusundan daha fazla olan göçmenlerin ne kadarının kadın ve çocuk olduğu veya gündelik yaşam ve çalışma koşulları hakkında pek çok araştırma, bilgi, rakam bulmak mümkün. Ancak ne yazık ki üç milyon Suriyeli göçmenin yanı sıra Ermenistan, Afrika, Özbekistan gibi pek çok ülkeden gelen binlerce göçmen işçinin yaşadığı Türkiye’de net verilere ulaşma olanağı ne yazık ki sınırlı.
Ancak göçmenlerin ve özellikle kadın göçmenlerin hayat koşullarının zorluğunu bu kısıtlı verilerden bile anlamak mümkün. Taciz, şiddet, cinsel saldırı, seks işçiliği ve ev işçiliği Türkiye’deki farklı ülkelerden gelen göçmen kadınların tamamının karşı karşıya kaldığı sorunların özeti.
Kağıtsızlık söz konusu sorunlar karşısında göçmenleri güvencesiz kılan temel unsurlardan biri. Tecavüze uğradıktan sonra dövülerek öldürülen Ugandalı Violet Nantaba veya keyfi bir şekilde bir haftadan fazla gözaltında işkenceyle tutulan Özbekistanlı Madina gibi örnekler sadece öğrenebildiklerimiz. Herhangi bir hakkı olmayan kayıt dışı yaşayan ve ucuz iş gücü olarak kullanılan göçmen kadınlar toplumun en korunmasız ve dolayısıyla da saldırıya en açık kesimi. Yapılan araştırmalarda göçmen kadınların tamamı tacize uğradığını söylüyor. Çalışma veya oturma izni olmayan kadınların şikayetçi olabilecekleri hiçbir mekanizma yok dolayısyla kendilerine dönük her türlü saldırı cezasız kalıyor. Bianet tarafından yayınlanan erkek şiddetinin 2016 çetelesine göre 6 Suriyeli kadın öldürüldü, faili belirsiz 31 şüpheli ölümün çoğunluğu ise Suriye, Rusya, Gürcistan ve Azerbeycanlı kadınlar.
Göçmen kadınlar genellikle, hasta, yaşlı ve çocuk bakımı, temizlik gibi işlerde 300-500 TL aylıkla, günde en az 10 saat sigortasız ve güvencesiz çalıştırılıyorlar. Her an sınır dışı edilme tehditi tüm bu koşulların kabul edilmesine ve saldırılara karşı sessiz kalınmasına neden oluyor.
Kadınların birlikte güçlü olduğunu öğrendiğimiz pek çok deneyim yaşadık. Cinayet, şiddet, tecavüz davalarının ısrarlı takipçileri olmamız, cezasızlığı son erdiren pek çok önemli kararın çıkmasında etkili oldu. Bugün sahip olduğumuz hakları kazanmayı ve yeni saldırıları püskürtmeyi kadınlar olarak birlikte mücadele ederek başardık. Göçmen kadınların yalnız ve savunmasız olmadığını göstermek ve dayanışmak, hepimizle eşit haklara sahip olmalarını talep etmek için de gücümüzün esas kaynağı olan kadınların kolektif mücadelesini harekete geçirmek zorundayız.
Meltem Oral
(Sosyalist İşçi)