“Modern devlet gücü, tüm burjuva sınıfının ortak işlerini yürüten bir komiteden ibarettir.” (Komünist Manifesto)
Cinayetten 8 yıl sonra binlerce insan, Hrant Dink’in hesabını sormak için vurulduğu yere yürüdük.
Mahkeme önlerinde cinayete karışan kamu görevlilerinin yargılanması için yürüttüğümüz mücadele 2 polisin tutuklanması ve terfi ettirilerek Cizre Emniyet Müdürü yapılan adamın tutuklanması ile yeni bir evreye girdi.
İktidar, Gülenci olarak bilinen bu polislerin “paralel devlet” yapılanmasının mensupları olduğunu söylüyor. Yani Hrant’ı Türkiye devleti değil paraleli öldürdü diyorlar.
Hrant’ın mahkemelerinde boy gösteren Veli Küçük, cemaat üyesi değildi. Küçük, paralelin değil bildiğimiz devletin derin temsilcilerinden biriydi. Ergenekon ise devlet güçlerinin sayısız yüz ve isimlerinden sadece biri.
Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin ise gözönüne alınan ve alınmayan tüm delilleri, bağlantıları, sanık ifadelerini ele alarak ulaşılan sonucun, cinayeti “Ergenekon üstü bir yapılanma”nın işlediğini söylüyor. Hrant Dink’in avukatı olan Erdal Doğan ise “Teşkilat-ı Mahsusa işledi” diyor. Yani 1915 Ermeni Soykırımı’nı yapanların kurduğu ırkçı derin devlet yapılanması.
19 Ocak günü saat 15.00’te AGOS’un önünde Hrant Dink’i öldürterek, 1915 Soykırımının başlatıcılarından Talat Paşa’nın bir Ermeni genci tarafından öldürülmesine yanıt vererek katliamın devam ettirildiğini duyuran bu “akıl” paralel ya da devletin kurumlarını ele geçirmiş bir çete değildir. Bu “akıl” 1915 Soykırımı ile Ermeni halkını mülksüzleştirerek ilk sermaye birikimini yapan ve Türk ulus-devletini bu zemin üzerinden inşa eden Türk burjuvazisinin aklıdır.
Hrant Dink varlığı ve mücadelesi ile soykırımın inkarını geçersiz kılıyordu. İnkarcılık, soykırımla el değiştiren, bugün Türkiye’nin en zengin ailelerinin bu duruma nasıl geldiğinin saklanmasıdır. Dink işte bu yüzden devletin tüm kanatlarının, tüm burjuva partilerin, iktidar yanlısı ya da karşıtı tüm hakim medyanın işbirliği sonucu öldürüldü.
Hrant Dink, devlet içinde (bazen birbirileriyle de mücadele halindeki) egemen sınıfın tüm üyelerinin ortak kararı ile öldürüldü. Bu yüzden cinayetin çoğul failleri yargılanmadı. Katilin “paralel” olduğunu iddia etmek, seri katil devleti aklamaktır.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)