Çatırdayan dünya

12.12.2016 - 12:04
Roni Margulies
Haberi paylaş

Matteo Renzi ve Donald Trump, dünyanın nasıl bir dönemden geçtiğini şu son birkaç gün içinde, adeta benim bu yazıyı yazmamı kolaylaştırmak istermiş gibi, açıkça gözler önüne serdi.

İtalya Başbakanı Renzi, anayasayı değiştirmek için yapılan referandumu kaybetti ve hemen istifasını ilan etti. Sadece İtalya’da değil Avrupa Birliği’nin her tarafında paçalar tutuştu. Cumhurbaşkanı istifayı “dondurdu”; en azından 2017 bütçesi Senato’dan geçene kadar Renzi’nin görev başında kalmasını istedi.

Daha iki yıl önce, Amerika’nın Fortune dergisi Renzi’yi “dünyada 40 yaşının altında en güçlü üçüncü kişi” ilan etmişti.

Avrupa Birliği’nde Angela Merkel merkez sağın, Renzi ise merkez solun lideri olarak biliniyor, ikisine bazen “Merkenzi” deniliyordu.

Merkenzi’nin enzi’si artık yok!

Dünyanın öte tarafında, müstakbel başkan Trump da paçaları tutuşturmakla meşguldü.

Üstelik bu sefer konu kadınlar veya göçmenler değildi. Egemen sınıfın çok daha önem verdiği bir konuydu: Çin ile ilişkiler.

Trump, Amerika’yla Çin arasındaki protokolü yerle bir ederek Taiwan’ın Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen ile telefonda konuştu, ardında Twitter üzerinden Çin’e veryansın etti.

ABD Dışişleri görevlileri birkaç gündür durumu toparlamaya çalışıyor

Emekli diplomat Henry Kissinger, “Çin liderliğinin gösterdiği tepkinin sakinliği” övdü, “bu tepki, makul bir diyalog geliştirme konusunda kararlı olduklarını gösteriyor” dedi.

Çin’in devlet medyası ise hiç sakin değil. Trump’ın “anlamsız, sorumsuz, şımarık provokasyonlarına” öfke kusuyor, “Çin-ABD ilişkileri sorunlu günlere giriyor” deniliyor.

Nedir bu olanlar?

Bir yandan Avrupa Birliği çatırdıyor.

İngiltere AB’nin ikinci büyük ekonomisiydi, AB nüfusunun yedide biriydi. Ayrılıyor.

Ayrılırken sadece AB’yi çatırdatmıyor. İngiltere hükümeti de dağılabilir. Muhafazakâr Parti’nin ayrılmaya karşı olan 40 milletvekili hükümete karşı oy kullanacağını belirtiyor.

Bir yandan dünyanın siyasî fay hatları, ABD-Çin, ABD-Rusya, Ortadoğu’nun bütünü, güney Avrupa, sarsılıp duruyor.

Siyasî istikrar sağlanamıyor. Amerika hegemonyasını sürdüremiyor, Amerika’nın başlıca rakipleri kendi hegemonyalarını kuramıyor.

Ve bütün bunların temelinde, 2007-2008’den beri etkisini sürdürmekte olan ekonomik kriz yatıyor.

Kriz, tüm Batı dünyasında emekçiler ve yoksullar arasında sisteme karşı derin bir öfke ve yabancılaşma duygusu yaratıyor.

Merkez partilerin hiçbir politikası tutmuyor, partilerin hiçbirinin yarın ne olacağı belli değil.

Böylesi bir istikrarsızlık döneminde yaşamak, tek tek bireyler için hoş bir duygu değildir.

Dönemden nasıl çıkılacağını, nasıl bir yeni döneme girileceğini etkileyebilmek için ise örgütlü olmak gerekir.

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol