Davutoğlu, Erdoğan, taban

11.05.2016 - 11:59
Roni Margulies
Haberi paylaş

Davutoğlu ile Erdoğan arasındaki anlaşmazlık noktaları hakkında bütün medya organları kapsamlı listeler oluşturdu. “Hakan Fidan MİT başkanı mı olmalı, milletvekili mi?” meselesinden “7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon mu, erken seçim mi?” itişmesine kadar, en az 20 konuda yaklaşım farkları listelendi.

Bunlardan birçoğu beni pek ilgilendirmiyor.

Özellikle Davutoğlu’nun istifasına yol açan anlaşmazlık hiç umurumda değil. Hürriyet gazetesi konuyu şöyle vermiş:

“29 Nisan MKYK’sında örgütlere atama yetkisinin Davutoğlu’ndan alınması kopuşun son halkasını oluşturan en ciddi krize yol açtı. Bu yetki, Davutoğlu’na yakın sadece iki ismin bulunduğu MKYK’ya verildi.”

Parti örgütlerine atamaları kimin yaptığından bize ne?

Önemli bulduğum konular aslen iki tane.

Biri, çözüm süreciyle ilgili.

Davutoğlu Nisan ayı başlarında şöyle dedi:

“Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayıs’ına dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. Silah bırakıldıktan sonra, niye konuşulmasın barışın şartları içinde?”

Erdoğan hemen ertesi gün cevabı yapıştırdı:

“Terör örgütü yöneticileri ve onların güdümünde hareket edenler, zaman zaman ‘müzakere, görüşme, çözüm’ gibi laflar ediyorlar. Ortada müzakere edilecek de görüşülecek de bir konu yoktur, bunun böyle bilinmesi lazım. Terörle mücadeleye, son terörist imha edilene kadar devam edeceğiz.”

İkinci önemli konu ise, ‘Barış İçin Akademisyenler’ bildirisini imzalayanlara yaklaşım.

Davutoğlu, “Ben prensip olarak insanların tutuklu yargılanmalarına karşıyım. Akademisyen Esra Mungan geçmişte başörtü yasağına da karşı çıkan bir isim. Onunla ilgili olumsuz kanaatim yok. Aksine özgürlükçü tutumunu duymuş olduğum bir isim” dedi.

Erdoğan’ın cevabı:

“Akademisyen olduğuna göre tutuksuz yargılansın deniyor. Ne demek tutuksuz! Suçluysa tutuklu yargılanacak.”

İki konu: Çözüm sürecine dönülüp dönülmeyeceği ve imza atmaktan başka bir şey yapmamış insanlara silahlı “terörist” muamelesi yapılması.

Bunları önemli bulmamın nedeni, “Davutoğlu iyi, Tayyip kötü” gibi bir sonuç çıkarıyor olmam değil.

Davutoğlu çözüm sürecine dönülebileceğini ve akademisyenlerin tutuklanmaması gerektiğini söylerken, Erdoğan’dan fırça yiyeceğimi bilmiyor muydu? Elbet biliyordu.

Niye söyledi o zaman? Parti tabanında çözümden yana olan, insanların saçma sapan nedenlerle tutuklanmasını yanlış bulan, rahatsız olan geniş bir kesim olduğunu bildiği için.

Önemli olan bu kesimin varlığı.

Erdoğan’ın eninde sonunda kafasını çarpacağı yer de bu kesim.

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol