Büyük güçlerin belirlediği bir siyasi bir ortamdayız. Savaşın en korkunç yanı kendi kendini örgütleme ve yayılma niteliği. Emekçilerin siyasi mücadelesinin bombalarla engellenmesi. Biz emekçi insanlar, bu durumu nasıl değiştirebiliriz?
20. yüzyıl tarihinden tek bir ders dahi çıkarmamış, stalinizmle hesaplaşmamış, 1970’lerin Türkiye solu deneyimi ve 80’lerin sonunda bunun özeleştirisi yokmuş gibi davrananlar var.
Türkiye’nin batısında sol güçler de silaha mı sarılmalıdır?
Hayır! Bırakın geçen yüzyılın stalinist gerilla hareketlerinin korkunç hata ve sonuçlarını ya da Türk solunun başına gelenleri, Suriye’ye bakın.
Rejim, barışçıl protestolarla başlayan demokratik bir halk devrimine savaş kartını ileri sürerek acımasızca saldırdı. Devrimciler kendilerini korumak için silahlanmak zorunda kaldı. Rejim onları ne zaman kırdı, işte o zaman dünyanın silah üreticisi ve alıcısı “uluslarası güçler” devreye girdi. Yalnız bırakılan Suriye devrimi, yerini iç savaşa bıraktı.
- Devrim eğer çoğunluk hareketine dönüşmezse ve ortak talepler etrafında kitleleri birleştirecek devrimci bir parti yoksa, karşı-devrim şiddetle, kanla, savaşla boğmaya gelir. Azınlık hareketleri, istedikleri kadar kahraman, fedai, silahlı olsun devletin üstesinden gelemez.
- Siyasetin şiddet araçlarıyla yürütülmesi demek olan savaş, savaşla değil kitlesel barış mücadeleleri ile sona erdirilebilir. Bu rol yine silahlı savaşçı azınlık değil olan biteni dikkatle izleyen çoğunluk tarafından yerine getirilir. Bunun yolu bomba silah değil, genel grev ve kitlesel protestolardır.
Emekçi sınıfların silahı, devrimci fikirlerdir. Bu fikirlerin gündelik ekmek mücadelesi ile bağlar kurmasıyla gerçek değişim başlar.
Bu bir niyet değil gerçek. Savaşın insani ve maddi yıkımıyla birlikte anlamsızlığını gören kitleler, biraz yavaş hareket eder, ancak bir harekete geçip şalterleri indirdi mi işler tamamen değişir?
21. yüzyıl Türkiye’sinde hâlâ silahlı mücadeleyi savunabilenler var. İktidarı tepeden zaptetmek isteyen bu stalinist azınlıkların, sosyalizme bir alakası yoktur.
Türkiyeli demokrat ve sosyalistler, sizi ne silaha sarılan küçük gruplar, ne de kendi özgürlükleri için başkaldıran Kürtler kurtaracak. Eğer mücadeleden yanaysanız bunun tek bir yolu var: Sabırla ve inatla emekçi sınıflar içerisinde örgütlenmek, savaşa ve sermaye yanlısı ekonomik politikalara karşı birlikte mücadeleyi örmek. Marksizm 2016’da bunu hep birlikte nasıl yapabileceğimizi konuşacağız.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)