Emperyalizme karşı mücadele

01.09.2015 - 08:54
Volkan Akyıldırım
Haberi paylaş

İki savaşın birden başlaması, Erdoğan’ın iktidar hırsı kadar, emperyalizmin savaş örgütü NATO’nun üyesi Türkiye devletinin jandarmalığı ve bölgesel haydutluğuna dayanıyor.

Bir ayı aşkındır Irak Kürdistanı’nda PKK’yi bombalayan Türkiye, bölgenin efendisi olan ABD’den izni İncirlik Üssü ve IŞİD’e karşı savaş sözüyle aldı.

Türk ordusu Suriye sınırındaki 80 kilometrelik bir alanı işgal etmeye hazırlanıyor. ABD ordusu havadan vurarak destekleyecek. Eğit-Donat fiyaskosu henüz gündemden düşmüşken, IŞİD kontrolündeki bu bölgenin “temizlenmesi” ve ÖSO’nun kontrolünde tutulması hedefleniyor. Yani Türkiye, ABD’nin başını çektiği Batı emperyalizmi ve ortakları Körfez monarşileri ile birlikte Irak ile Suriye’de harmanlanan bölgesel savaşa aktif olarak katılıyor.

Emperyalizme karşı mücadele ise bir zamandır demode.

Türkiye devletini her pisliğini ABD emperyalizmine bağlayarak aklayan, dünyanın Washington’daki bir masadan idare edildiği gülünç fikrini savunan nasyonal sosyalistlerin milliyetçi anti-emperyalizmi, bunun başlıca nedenlerinden biri.

IŞİD’e karşı Irak ve Suriye’nin ABD tarafından bombalanmasının “insani gerekçelerle” desteklenmesi fikrinin yaygınlığı, bunun solda da alıcı bulması ise belirleyici.

Ortadoğu’da vahşetin ve zulmün tarihi IŞİD’le değil, 20. yüzyılın başından bugüne bölgeye müdahale eden emperyalizmle başlar. Bölge halklarının kendi kendini yönetmesine asla izin verilmedi.

IŞİD canavarı Irak’ın işgalinden, en yoksul kentlerin ABD savaş uçakları tarafından yerle bir edilmesinden, işbirlikçi rejimin mezhepçiliğinden, emperyalizmin 100 yılı aşkın süredir Ortadoğu halklarına dayattığı cehennemden çıktı ve taban buldu.

2011’deki Arap ayaklanmalarının açtığı devrimci yolu kapatmak için sünni burjuvalar tarafından desteklendi.

ABD ordusunun sık sık itiraf ettiği gibi, emperyalizminin bombardımanları IŞİD’i yok etmek bir yana, güçlendirdi.

Afganistan ve Irak işgallerinde yenilen emperyalizm, IŞİD’e karşı tek yol olarak sunduğu kara harekâtını “bölgesel aktörlerin” yapmasını istiyor.

Suudi Arabistan gibi Türkiye de 20. yüzyılın başından bugüne Ortadoğu’da emperyalizmin kurduğu baskı rejiminin bir parçası. Tam da bu yüzden, Erdoğan ve AKP, çıkarlarının örtüştüğü ABD emperyalizminin istekleri doğrultusunda Suriye işgalini planlanıyor.

Erdoğan’ın Kürtlere karşı savaşına karşı olmak yetmez. Türkiye devletinin emperyalist ittifakla Irak ve Suriye’de savaşmasına, işgale de karşı olmaıyız. Ortadoğu’da IŞİD’i yenmenin ve demokratik çoğulcu rejimlere geçişin yolu, önce emperyalizmin kovulmasından ve bölgesel ortağı haydut devletlerin yenilmesinden geçiyor.

Volkan Akyıldırım

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol