- 31 Mart yaklaşırken vaatler havada uçuşuyor.
- Gerçekte ise zamlarla, hayat pahalılığıyla boğuşuyoruz.
- Emekliler açlığa ve ölüme terk edilmiş durumda.
- İşçiler düşük ücretlere mahkum ediliyor.
- Öğrenciler barınma ve beslenme sorunları yaşıyor.
- Milyonlarca göçmen, ucuz iş gücü olarak sömürülüiyor.
- İşsizlerin çoğu işsizlik maaşı alamıyor.
- Patronlar ise kasalarını doldurmaya ve düşük vergi ödemeye devam ediyor.
- Sosyalistler 1 Nisan sonrasında sendikaların ortak talepler için mücadelede birleşmesini savunuyor.
- Eşitsizliğe, adaletsizliğe, yoksulluğa, açlığa, işsizliğe son verecek olan birleşik mücadelemizdir.
---
Gelir dağılımındaki adaletsizlik büyüyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılı gelir bilgilerini referans alarak 2023 yılında yapılan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçları, bir avuç azınlığın servetin büyük bölümüne el koyduğunu kanıtlıyor.
- Gelir düzeyine göre yüzde 20’lik dilimlere ayrılan kesimlerden yalnızca en yüksek gelire sahip kesimin payında artış kaydedildi.
- En yüksek gelire sahip olanların payı yüzde 48’den yüzde 49,8’e yükseldi. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun payı ise yüzde 5,9’a geriledi.
- Gelirden en fazla pay alanların geliri, en düşük pay alanların 15 katına çıktı.
- Toplumun gelirden en fazla pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelirin, en az pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelire oranı 14,2’den 15’e yükseldi.
- Kimler gelirlerini artırdı?
- Yıllık ortalama esas iş geliri en çok artan, 408 bin 174 lira ile işverenler oldu. İş geliri artışında işverenleri 115 bin 622 lira ile kendi hesabına çalışanlar, 102 bin 821 lira ile ücretli maaşlılar ve 53 bin 334 lira ile yevmiyeliler takip etti. Geçen yıla göre en yüksek artış yüzde 108,1 ile yevmiyelilerde, en düşük artış ise yüzde 80,7 ile ücretli maaşlılarda oldu.
TÜİK araştırmasında açığa çıkan gerçek 30 milyondan fazla işçiye dayatılan düşük ücretler sebebiyle kapitalist azınlığın gelirinin artırıldığıdır.
---
Dünyadan bakıldığında
Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sırada. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sıradayız.
Türkiye kapitalizminin son yıllardaki eğilimlerine bakıldığında zenginlerin daha da zenginleştiği, yoksulların daha da yoksullaştığı bir tablo karşımıza çıkıyor.
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) hesaplamalarına göre Türkiye 36 ülke arasında gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke. Dünya Bankası verilerine bakıldığında çok sayıda Afrika ve Asya ülkesi Türkiye’den daha iyi durumda.
Bu tablo kendi kendine oluşmadı. AKP iktidarının bilinçli tercihleri sonucu yaratıldı.
---
Fiyatlar tırmanıyor, düşük ücretler hayat pahalılığı ile baş edemez durumda
Türk-İş açlık ve yoksulluk araştırmalarını Ankara’daki fiyatları baz alarak yapıyor. Peki milyonlarca işçinin yaşadığı İstanbul’da durum nedir?
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezi’nin (BİSAM) TÜİK’in 2023 madde fiyatları ile İstanbul halk ekmek ve zincir marketlerdeki ürün fiyatlarını baz alarak yaptığı ocak ayı araştırması vahim durumu ortaya koyuyor.
- “Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti 15 bin 33 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutarıdır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 51 bin 998 liraya ulaşmaktadır.”
- “Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 23.914 lira olmalıdır. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 23.914 lira olarak tespit edilmiştir.”
- “Günlük harcamalarda Ocak 2024’te en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 153,37 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 99,93 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 121,21 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33,38 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 27,89 liralık masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 11,45; şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 12,66 lira harcama yapılması gerekmektedir.”
---
Emeklilere reva görülen: Yoksulluk ve dışlanma
Cumhurbaşkanı Erdoğan “emekli maaşlarındaki adaletsizliğin farkındayız” demişti. Fakat 2024 boyunca emekli aylıklarında bir iyileştirme yapmayacaklarının da altına çizdi.
Argümanları şu: 16 milyon emekli var. Aylıkları iyileştirildiği takdirde buna harcanacak bir kaynak yok.
Erdoğan, devletin gelirlerini artırınca emekli maaşlarını artıracaklarını söyledi.
Bu nasıl olacak? Belirsiz. Üstelik merkezi yönetim bütçesi, şubatta 153,8 milyar lira açık verdi.
Devletin temel gelir kaynağı vergilerdir. Fakat vergi sistemi baştan aşağı bozuk. Vergilerin önemli kısmını ücretliler karşılarken, dolaylı ve dolaysız tüketici vergileriyle ikinci kez soyuluyoruz.
Fakat servetin büyük bölümüne el koyanlar bu sistemde en az vergi ödeyenlerdir.
Sendikaların dediği gibi çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalı. Gelir düzeyine göre artan vergilendirme, yani kapitalistlerin kazançları oranında ödeme yapması emekli maaşlarının iyileştirilmesi için büyük bir kaynak yaratabilir.
Bir diğer önemli kaynak da borç faizleridir. Vergiyi biz veriyoruz, fakat devlet gelirlerinin en önemli kısmı borç faizlerine harcanıyor.
Ocak ayında bütçede faiz ödemeleri yüzde 466,9 artışla 121,1 milyar liraya ulaştı. Aylık toplam bütçe giderinin yüzde 15,8’ini faiz ödemeleri oluşturdu. Vergide tahsilat oranı yüzde 41’de kaldı.
Türkiye kapitalizmi ve devletin borçlanmasının yükünü işçiler, emekçiler, emekliler ödüyor. Bu borcu biz almadık, bizim için harcanmadı.
Öte yandan bütçede en önemli kalemler güvenlik, savunma ve Diyanet gibi devlet kurumlarına aktarılırken, yüksek maaşlı, lüks araçlı, birden fazla maaşlı bürokratlar ayrıcalıklı kılınmış durumdalar.
Emekliler ise yoksulluğa mahkum edilirken, dışlanıyorlar.
- Emekli maaşlarında acilen iyileştirme istiyoruz.
- Vergi sisteminin baştan aşağı değişmesini talep ediyoruz.
- Kamu harcamaları ve bütçe sermaye için değil emekliler ve halk için yapılmalıdır.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)