Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ikinci yıldönümüne, Avrupa başkentlerinde Soğuk Savaş’tan bu yana görülmemiş bir panik eşlik ediyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi, NATO’nun, işgale yanıt olarak Kiev’e askeri desteğini artırırken Rusya’nın gücünü hafife aldığını fark etmesi.
Muhafazakâr savunma bakanı Grant Shapps ve İngiltere genelkurmay başkanı Sör Patrick Saunders’tan başlayarak, Rusya ile NATO arasında savaş ihtimaline ilişkin uyarıların arkasında bu yatmakta.
Bir İngiliz savunma yetkilisi Financial Times’a yaptığı açıklamada, Rusya'nın “Ukrayna’da kara kuvvetleri zayıfladı, ancak hava kuvvetleri ve donanması büyük ölçüde sağlam ve Rusya hala büyük bir nükleer güç” diyor. “Zayıflamış” olsun ya da olmasın, Moskova güçleri Ukrayna ordusunu, Ukrayna’nın doğusunda, Rusya’nın elindeki Donetsk kentine yakın Adviika’daki mevzilerini terk etmeye zorladı.
Financial Times şöyle devam ediyor: “Batılı yetkililerin alarma geçmesinin nedenlerinden biri, Rusya’nın endüstriyel savunma makinesini geçtiğimiz yıl yeniden canlandırmasıydı; bu, Batı’daki pek çok kişinin imkânsız olduğunu düşündüğü bir hızla gerçekleşti. Rusya yıl boyunca 4 milyon top mermisi ve yüzlerce tank üretti. Ukraynalı yetkililerin tahminine göre, bu yıl tam kapsamlı seferberliğe başvurmadan 400.000 kişi daha askere alınacak.”
İkincisi, sağcı liberal muhalefet lideri Aleksey Navalni’nin Arktika’daki bir ceza kolonisindeki ölümü: Geçen yaz Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’e karşı askeri isyana öncülük eden Yevgeni Prigojin’in aynı derecede şüpheli ölümünün ardından geldi. Rusya’daki baskının başka işaretleri de var. Gelecek ay yapılacak başkanlık seçimlerinde savaş karşıtı bir aday olarak yarışacak Boris Nadezhdin’in adaylığı engellendi. Putin’in yürüttüğü savaşı eleştiren başka bir isim, Marksist sosyolog Boris Kagarlitski, askeri temyiz mahkemesi tarafından “terörü meşrulaştırma” gibi saçma bir suçlamayla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bu eylemler Putin açısından belki öz güven belki de korku işareti ama her iki türlü de onun gitmeyeceğini göstermekte. Zayıflık Batı tarafında daha belirgin. Avrupa’nın devasa imalat ekonomisi, Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmatı üretmekte başarısız oldu. Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, şimdi Brüksel’de hüküm süren serbest piyasa dogmasını ihlal ederek silah üretimi için hükümet sübvansiyonu çağrısında bulunuyor.
Bu esnada, Cumhuriyetçilerin muhalefeti de, Başkan Joe Biden’ın Ukrayna’ya yönelik yeni askeri yardım paketinin ABD Kongresi'ne takılıp kalması anlamına geliyor. İlginçtir ki, Kiev’e daha fazla destek verilmesi yönündeki çağrılarında giderek sertleşenler, neoliberaller oldu.
Serbest piyasa destekçisi Economist’in editörü Zanny Minton Beddoes, Jon Stewart’a şunları söyledi: “Ukrayna’ya yardım etmek, Ukrayna’ya para vermek, ABD’nin güvenliğini artırmanın mümkün olan en ucuz yoludur. Savaşı Ukraynalılar yürütüyor, öldürülen insanlar onlar. ABD ve Avrupa onlara silah sağlıyor ve böylece Putin’e karşı duruyoruz.”
Financial Times’tan Martin Wolf ise “Ukrayna yorgunluğunun affedilemez” olduğuna dair nutuk çekiyor. İşin özü yine aynı: “Ukrayna’ya yardım etmek ucuz da. Hiçbir Batılı asker risk altında değil. Bu yıl üzerinde anlaşmaya varılacak meblağlar AB, İngiltere ve ABD’nin toplam GSYİH’sinin yüzde 0,25’inden azını oluşturuyor.”
Bunun gibi yorumlar, Sosyalist İşçi’nin savaşı başından beri ABD ve müttefiklerinin tehlikeli bir rakibi zayıflatmak için Ukrayna’yı vekil olarak silahlandırdığı ve yönlendirdiği bir mücadele şeklinde tanımlamakta tamamen haklı olduğunu doğruluyor. Beddoes’un ifadesiyle, Putin’e ucuz bir şekilde karşı durabileceklerini düşündüler.
Rus işgali son derece yanlıştı. Putin’in aşırı sağcı gazeteci Tucker Carlson’la yakın zamanda yaptığı röportajda öne sürdüğü sahte tarihe rağmen, Ukraynalılar ulusal olarak kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptir. Ancak Batı’nın tepkisi de son derece yanlıştı. Ukrayna iki emperyalist dev arasındaki mücadelede paramparça olmakta.
Boris Johnson’ın savaşın ilk haftalarında Kiev ile Moskova arasındaki potansiyel bir anlaşmayı sabote ettiği artık yaygın bir şekilde kabul ediliyor. Batı başkentlerinde Putin’in yeni bir ateşkes teklifinin reddedildiğine dair de söylentiler var.
Bu korkunç savaşı sona erdirmek için her iki tarafta da kitlesel basınca ihtiyaç olacak.
Alex Callinicos
Çeviri: Irmak Yavlal
(Sosyalist İşçi)