İstanbul Balat’ta bulunan Or-Ahayim Musevi Hastanesi yakınında, doktor olduklarını iddia eden bir grup, kanlı önlükleriyle eylem yaptı. Eylemi yapanlar İsrail’in Gazze’ye dönük saldırısını protesto ettiklerini iddia ederken, yaptıkları ırkçı eylem devlet katında da destek gördü. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu sosyal medyadan yaptığı paylaşımla “İstanbul Balat Musevi Hastanesi yakınında toplanan doktorlar Gazze için nöbet tutmaya başladı. Doktorlar ‘kanlı’ önlükleriyle her cumartesi sessiz yürüyüş yapacak” dedi.
Bunun adı, Filistin’le dayanışma değil ırkçılıktır. İsrail, ne zaman Filistin’e saldırsa antisemitizm yükseltilmeye çalışılıyor. Or-Ahayim Musevi Hastanesi de Filistin bahane edilerek hedef gösteriliyor. İsrail, Filistin’deki hastaneleri hedef alırken Türkiye’deki ırkçılar da Musevi hastanesini hedef gösteriyor.
Anti-semitizm kabul edilemez
İsrail saldırganlığı bahane edilerek Türkiye’deki veya dünyanın başka bir yerindeki Yahudileri hedef göstermenin ırkçı olmak dışında bir açıklaması yok.
İsrail devleti ile Yahudi halkı bir ve aynı şey değildir. Tüm Yahudiler Siyonist olmadığı gibi, dünyada Siyonist politikalara karşı çıkan pek çok Yahudi bulunmaktadır. Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen Filistin’le dayanışma eylemlerinde, o ülkelerde yaşayan Yahudiler de sokaklara çıktılar.
Ancak bunu yapmasalardı da bir halkı hedef göstermek, İsrail’in her yaptığından Yahudi halkını sorumlu tutmak, Yahudilerden açıklama, kınama istemek kabul edilebilir bir tutum değildir. İsrail devletinin kararlarını Yahudi halkı vermiyor ki açıklama yapmak zorunda olsunlar.
Tarihte önce pogromlara sonra soykırıma maruz kalmış bir halka dönük saldırganlık, Türkiye’de ırkçılığa destek anlamına geldiği gibi İsrail’de de Siyonizm’e destek anlamına gelir.
İsrail, ırkçı temelde kurulmuş bir devlet. İsrail’i kuran Siyonist kadrolar dünyanın pek çok yerine dağılmış olan Yahudilere, Yahudilerin asla kabul görmeyeceği propagandası yapıyor ve Filistin’e göçerek “insansız topraklar” üzerinde bağımsız bir Yahudi devleti kurmasını salık veriyorlardı. Yahudiler arasında bu fikirler başlangıçta pek rağbet görmedi, ta ki Avrupa’da insanlık tarihinin en korkunç eylemlerinden biri olan soykırım (Holocaust) Yahudileri hedefe alana kadar.
Dolayısıyla Siyonizm ile anti-semitizm birbirlerine karşı gibi görünseler de aslında birbirini besleyen ideolojilerdir.
Irkçılığın gizlemeye çalıştığı
Türkiye’de Filistin’le dayanışma göstermek isteyenlerin önünde ikili bir görev var: Bir yandan İsrail’in saldırganlığına dikkat çekerken bir yandan da anti-semitizme karşı mücadele etmek çok önemli.
Irkçılar, İsrail’le hiçbir ilgisi bulunmayan Yahudileri nefret objesi hâline getirirken İsrail’in gerçek dostlarını ise gizliyor. Herkes biliyor ki Türkiye ile İsrail arasında ticari, askeri ve diplomatik ilişkiler devam ediyor. Hükümet bir yandan Filistin’in yanındaymış gibi yaparken asıl dostu olan İsrail’le çıkar temelli bir ilişkiyi sürdürüyor. Bu ilişkinin “çıkar temelli” olduğu bizzat Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yazıyor.
Bizim çıkarımız ise ezilenlerin birliğinde yatıyor. İsrail saldırıları karşısında Filistin halkının, anti-semitistler karşısında Türkiyeli Yahudilerin yanındayız ve Türkiye’nin İsrail’le ikili anlaşmalara son vermesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Can Irmak Özinanır
(Sosyalist İşçi)