Savaşa hayır, halklar kardeştir

30.11.2022 - 14:14
Faruk Sevim
Haberi paylaş

Milliyetçilikle el ele gidip işçi sınıfını paralize ettiği için, asıl sorunu (yoksulluk-gelir adaletsizliği) gizleyip patronları akladığı için, hepimiz aynı gemideyiz lafzını hâkim hale getirdiği için, halklar arasına düşmanlık tohumları ektiği için, kaynaklar işe eğitime sağlığa değil askeri yatırımlara ayrıldığı için sendikalar savaşa karşı çıkmalıdır.

İşçiler savaştan, savaş politikalarından bütün diğer sınıf ve tabakalardan çok daha fazla zarar görürler. Savaşın yarattığı ölümler, acılar en çok işçi sınıfını vurur, çünkü cephede ölüme gönderilenler onlardır. Burjuvalar, devleti yönetenler, onların çocukları bir yolunu bulup askere gitmezler.

Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik gibi harcamalara ayrılan paralar savaş bahanesi ile kısılır, bütün kaynaklar, bütün paralar savaş tarafından yutulur. Savaş nedeniyle harcanan her kaynak, toplumun genelinde yoksulluğa neden olur. Fiyatlar artar, gelirler düşer, açlık ve yoksulluk yaygınlaşır. Ekmek üretileceğine silah üretilir, bu birilerini zengin eder, ama halk aç kalır.

Savaş, her zaman sivillerin zarar görmesi demektir. Bunu Rusya - Ukrayna savaşında görüyoruz. Cephelerde ölen on binlerce askerin yanı sıra onbinlerce sivil savaşta yaşamını yitirdi, milyonlarcası evini, kentini terke etmek zorunda kaldı. Bu insanların büyük bir bölümü, yoksul köylüler, işçiler, emekçiler.  İşçiler için göçmenlik, mültecilik çok olumsuz koşullar demektir. Bunu da Suriye Savaşı sonrası ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerden dolayı biliyoruz.

İşçi sınıfı pek çok farklı etnik, dini ve siyasi çevrelerden gelen kişilerden oluşur. Ama sınıfın çıkarları gereği, bu farklılıklar sınıf mücadelesi ortamında geriye itilir, sınıfın çıkarlarını savunmak öne geçer. Ancak bir savaş ortamında işçi sınıfının bu birliği bozulur. Savaşta taraf olan cepheleşmelerin yansıması milliyetçiliği, mezhepçiliği, burjuva partilere göre bölünmeyi artırır. Böylece işçi sınıfının olduğu kadar bile birliğini koruması son derece güçleşir. 

Mücadele tarihi bize göstermektedir ki, işçi sınıfı egemen güçlerin çıkarları için başlatılan savaşlara her zaman karşı çıkmıştır. “Savaşa hayır, halklar kardeştir” demiştir. İşçi sınıfı enternasyonalizminin gereği budur. Bu yüzden savaşı reddetmek her sosyalistin, her devrimcinin, işçi sınıfı aktivistinin baş görevidir.

İşçiler arasında her imkânı değerlendirerek savaş politikalarını teşhir etmek, barış için mücadele etmek, savaşa karşı tavır almayı yaygınlaştırmak işçi sınıfı örgütlerinin en önemli sorumluluğudur.

Faruk Sevim

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol