Dünyanın dişli çarklarla çalışan en eski cihazı olan Antikhytera mekanizmasının, günümüzden yaklaşık 2100 yıl önce yapıldığı tahmin ediliyor. Uzun yıllar boyunca ne işe yaradığı bir sır olarak kalan cihaz üzerinde gelişmiş tomografi teknikleriyle yapılan incelemeler, cihazın aslında gök cisimlerinin konumlarını belirlemekte kullanılan analog bir bilgisayar olduğunu ortaya koydu.
1900 yılında Antikythera adası yakınlarında, 40 m derinlikte bir gemi enkazı bulundu. Gemi, taşıdığı lüks tüketim mallarıyla birlikte günümüzden tahminen 2100 yıl önce batmıştı. Taşıdığı yük içinde bir de küçük tahta kutu vardı. Tahta kutu açıldığında, içinden dişli çark benzeri birtakım sistemlere sahip olan, oldukça aşınmış ve yıpranmış bir metal parçası çıktı. Ahşap kutu o dönemde gerekli koruma teknikleri bilinmediğinde birkaç gün içinde dağılarak yok oldu. Metal parçası ise 17 Mayıs 1902'de geminin yükünü incelemekle görevli arkeolog Valerios Stais'in eline geçti.
Stais'in çalışmaları bu metal parçasının aslında bir cihaz olduğunu ortaya koyduysa da, tam olarak ne işe yaradığı uzun yıllar boyunca anlaşılamadı. Ancak 1971 yılında röntgen ışınlarıyla yapılan daha detaylı araştırmalar, Antikythera mekanizması, ya da Antikythera bilgisayarı adı verilen cihazın, dişli çarklarla çalışan dünyanın bilinen en eski cihazı olduğunu ortaya koydu. Cihaz bronzdan yapılmıştı ve birbirine bağlı çarklarla çalışıyordu. Burada çarpıcı olan, birbirine bağlı çarklarla çalışan mekanizmaların o güne dek 13. yüzyılda icat edilmiş olunduğunun sanılmasıydı.
Daha gelişmiş tomografi cihazlarıyla yapılan incelemeler, cihazın gök cisimlerinin hareketlerini izlemekte, zaman ve yer tespiti yapmakta kullanılan analog bir bilgisayar olduğunu ortaya koydu. Cihazın ön yüzünde, güneşin ve ayın gökyüzünde yıl boyunca değişen konumları gösteriliyordu. Arka yüzündeyse, Eski Yunanlıların yıl ve ay kavramlarına göre yıllar ve aylar gösteriliyordu.
2002 yılında iki uzman, "linear tomografi" adlı özel ve gelişmiş bir görüntüleme yöntemiyle cihazı yeniden incelediler. Düzeneği oluşturan çarkların çok ayrıntılı görüntüleri elde edildi. Bu bilgiler ışığında cihazın çalışır bir kopyası yapıldı. Bu yeni düzenek, yalnızca ayın ve güneşin hareketlerini değil, Eski Yunanlıların bildiği gökcisimleri olan Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ün hareketlerini de gösteriyordu.
Uzmanlara göre Antikythera mekanizması yalnızca gökcisimlerinin konumunu göstermekle kalmıyor, örneğin Olimpiyat Oyunları gibi çeşitli olayların yıldönümlerini hesaplamada da kullanılıyordu. Yine tomografi sonucu elde edilen bulgulara göre, cihazın bir yüzüne bir tür kullanma kılavuzu kazınmıştı. Takvim üzerindeki ay adları Korint veya Korint tarafından kurulan kolonilerde konuşulan lehçeye uygun olarak yazılmıştı; dolayısıyla, geminin Rodos'tan geldiğinin kesin olarak bilinmesine rağmen, cihazın Korint'te yapıldığı düşünülmektedir.
Antikhytera "bilgisayarı" bu güne dek kabul edilen insanlığın gelişim şemasını altüst eden bir keşif olarak, dünyayı daha iyi yorumlayabilmek için doldurulması gereken boşlukların ne denli büyük olduğunu ortaya koymuştur.