İşçilerin öfkesi artıyor

24.03.2022 - 10:18
Faruk Sevim
Haberi paylaş

2021’in ortalarında hafif hafif başlayan ve Eylül-Ekim aylarında artan işçi eylemleri, Kara Salı’dan (23 Kasım) sonra kelimenin tam anlamıyla pıtrak gibi yayıldı. Marksist.org’un işçi haberlerinde de sürekli yayınladığımız gibi, işçi eylemleri Ocak-Şubat’ta daha da arttı.

Sağlık işçileri; 8 Şubat’ta Türk Tabipleri Birliği’nin öncülüğünde, 17-18 Şubat ve 14-16 Mart’ta tüm sağlık örgütlerinin katılımı ile eylemler yaptı. Özellikle aile hekimleri ve hastanelerdeki doktorlar bu grevlere büyük sayılarla katıldı.

Ocak-Şubat aylarında özel şirketlerde başlayan işçi eylemlerinin hemen tamamı sendikal örgütlenmenin, toplu sözleşme düzeninin olmadığı işyerlerinde gerçekleşti. Patronların keyfi ücret zamlarına karşı, işçiler çoğunlukla kendi aralarında kurdukları birliklerle, bazı işyerlerinde sendikaların dışardan desteği ile eylemler yaptılar. Bazı işyerlerinde başarı elde ettiler, bazı işyerlerinde işten atılmalarla karşılaştılar. Örgütsüz işyerleri için bu süreç önemli bir mücadele ve örgütlenme deneyimi oldu.

Sendikal örgütlülüğün, toplu sözleşme düzeninin olduğu işyerlerinde ise işçilerin en büyük talebi ek zam verilmesi için sendikalardan işverenlerle ek protokoller yapılmasını istemek oldu. Ancak hemen hiçbir sendika yönetimi ek protokol yapmak için harekete geçmedi. 

Sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde işçilerin enflasyon nedeniyle uğradıkları kayıpları telafi için muhtemelen yeni toplu sözleşme dönemleri beklenecek. Örneğin Cam İşçileri şimdi toplu sözleşme sürecinde bu pazarlığı yapıyorlar. İşveren yüzde 30 zam önerirken, yetkili sendika yüzde 63 zam istiyor. 

Metal sektöründeki sendikalar Ocak ayında, yüzde 50’lerde olan resmi enflasyona rağmen yüzde 27 zamma imza atmışlardı, bu işçi hareketinde önemli bir moral bozukluğuna yol açtı, ama Mersin Çimsataş işçilerinin bu zamma itiraz etmesi havayı olumlu anlamda değiştirdi.

Pahalılık ve düşük ücretler konusunda tek tek işyerlerindeki itirazlar, direnişler daha kitlesel eylemlere yönelmeye başladı. DİSK Genel-İş sendikası İzmir şubelerinin düzenlediği mitinge binlerce işçi katıldı, işçilerin öfkesi bütün alana hakimdi. Bu miting, bu ekonomik koşullarda her eylemin bir sonraki eyleme ilham verdiğini ve genel grev lafının daha sık kullanılmaya başladığını gösteriyor. Bu eylemlerle örgütsüz işyerlerinde süren eylemler arasında güçlü birleşik mücadele bağlarını kurmak lazım. Aksi halde krizin faturası bütün ağırlığı ile işçi sınıfın üzerine binmeye devam edecek.

Faruk Sevim

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol