İşçiler sefalet ücreti dayatmalarına direniyor

Covid-19 salgını ile birlikte iş yükleri artan kuryeler ve kargo sektörünün diğer işçileri aldıkları ücretlere isyan ediyorlar, bunu da eylemleri ile gösteriyorlar.

İlk olarak 24 Ocak’ta Trendyol Express çalışanları, yüzde 11'lik sefalet zammına boyun eğmeyerek eylem başlattı. Kontak kapatan kuryeler, 3 günlük iş bırakma eylemiyle birlikte yüzde 39 zam elde ettiler.

Sektördeki diğer emekçilere örnek olan bu eylemliliğin sonrasında Aras Kargo, Hepsijet, Sürat Kargo, Scotty, Yemeksepeti ve son olarak Yurtiçi Kargo işçileri üst üste eylemler düzenledi.

Pek çok kargo şirketinde sendika yok, eylemler işçilerin kendi çabaları, kendi taban örgütlenmeleri ile ortaya çıkıyor.

Elbette sendika üyeliği önemli, elde edilen kazanımların uzun vadede korunabilmesi için sendikalarda örgütlenmek gerekir. Ama kargo işçileri bize şunu gösterdi: Her işyerinde işçilerin üretimden gelen gücü vardır, bu güç kullanıldığında hiçbir patron işçilere dayatma yapamaz, haklarını vermek zorunda kalır. 

Sadece kurye şirketleri değil, pek çok sektörde işçiler eylem yapıyor, haklarını almaya çalışıyor.

Metal toplu sözleşmesinde elde edilen yüzde 27’lik zamma itiraz eden ve ek zam isteyen Çimsataş işçileri 3 gün boyunca üretimi durdurdular.

Divriği’de faaliyet gösteren Çiftay madencilik işçileri ücretlerini artırmak için yürüyüş yaptılar.

Farplast işçileri, sendikalaştıkları için kendilerini işten atan, sendikayı tanımayan patrona tepki gösterdiler. Önce yürüyüşler, basın açıklamaları yaptılar, sonra fabrikayı işgal ettiler. Metal işkolunda çalışan pek çok firmadaki işçiler Farplast işçileri ile dayanışma eylemleri düzenlediler.

Düşük zammı kabul etmeyen tekstil sektöründeki Alpin Çorap işçileri işi durdurdu. Farklı fabrikalardan işçiler, dayanışma amacıyla Alpin Çorap işçilerine destek oldular.

Artan eylemler, iktidarın ve patronların ekonomik soygun düzenine, yoksullaştırma politikalarına, işçilere dayattığı sefalet ücretlerine bir cevap. 

Özellikle son 4 aydır yaşadığımız yoksullaşma, enflasyonun yüzde 100’lere doğru çıkması, hükümetin bütün olan biteni büyük bir vurdumduymazlıkla seyrediyor olması işçilerin, emekçilerin sabrını taşırdı. Buna bir de patronların yine büyük bir pişkinlikle işçilere yüzde 10-20’lerde zam önermeleri eklenince her yerde isyanlar patlak vermeye başladı.

Bu eylemler aynı zamanda, işçi sınıfının gücünü küçümseyenlere, işçi sınıfının artık yok olduğunu, dönüştüğünü, etkisizleştiğini söyleyenlere de bir cevap. İşçi sınıfı bir kez daha gücünü ve değişimin öncüsü olduğunu gösteriyor. 

AKP iktidarının bir seçimle gidip gitmeyeceği epeydir tartışma konusu, ama işçi sınıfı ayağa kalktığında önünde hiçbir güç duramaz. Muhalefet bu gerçeği görmeli ve işçi sınıfının hak mücadelesine çok daha fazla destek olmalıdır.

Faruk Sevim