İktidarın kriz oyununu ancak işçi sınıfı bozar

İktidar ekonomik kriz oyunu oynuyor, yeni bir “ekonomi politikası” denediğini iddia ederek, işçilerin emekçilerin yoksulluğunu dayanılmaz derecede artırıyor. Emekçilerin onlarca yıldır mücadele ederek kazandığı haklar, bir gecede yüzde 15’e, bir ayda yüzde 30’a varan devalüasyonlarla elinden alınıyor. 

Milyarlarca liralık “kredi ve teşvik paketini” patronların hizmetine sunan siyasi iktidar, sıra emekçilere geldiğinde cebinden “kemer sıkma” politikalarını çıkarıyor, soğan ekmek yiyin diyor, aç kalın diyor. 

İşçilerin emeğini sudan ucuz hale getirdiğini bizzat ifade eden hükümet sözcüleri, yandaş medya mensupları; uluslararası kapitalistleri, Türkiyeli işçileri daha fazla sömürmeleri için sürekli davet ediyorlar, yabancı şirketlere adeta yalvarıyorlar. Hükümet, emekçinin ürettiği değerleri, dünyadaki diğer kapitalistlere ucuza satmak için her şeyi yapıyor; TL’yi değersizleştiriyor, grevleri yasaklıyor, pandemiyi hiçe sayıp işçileri gece gündüz çalışmaya zorluyor.

AKP iktidarı, emekçilerin cebindeki son kuruşu da tekrar patronlara kazandırmak için; vergilerle, hayat pahalılığıyla, enflasyonla emekçilerin belini büküyor. Tüm zenginlikleri kendi yandaşlarının ve patronların cebine aktarmak için gece gündüz çalışıyor.

Geçen yıl Merkez Bankasının kasasındaki halkın parasını, 128 milyar doları kendi yandaşlarına peşkeş çeken iktidar, şimdi de dolardaki yüksek kurlarla yine yandaşlarına milyarlar kazandırıyor.

Hükümet, patronlar için ölümüne çalışırken, emekçiler lehine en ufak olumlu bir adım atmıyor. Fiyat artışlarına karşı yoksullara destek vermek için, örneğin Tarım Kredi Kooperatiflerinin marketlerinde fiyatları artırmama yoluna gitmiyor. Yoksulların en önemli gıdası olan ekmek fiyatlarını sabit tutmaya, bunun için destek olmaya çalışmıyor.

Ancak bu düzen emekçilerin kaderi değildir!

Hem Dünya’nın dört bir yanında, hem de Türkiye’de işçi hakları, emekçilerin kendi elleriyle kazanılmıştır. Sahip olduğumuz haklar bu mücadelelerden kazandığımız haklardır.

Şimdi yeniden Bahar Eylemleri’ni hatırlama zamanıdır. Aşağıdan yükselen öfke sokağa döküldüğünde her şeyin nasıl değişebildiğini; memurlar, Zonguldaklı işçiler, belediye işçileri, metal işçileri geçmişte gösterdi.

Hakların mücadele ederek alınacağını, yürüyüş yasaklarının yürüyüş yaparak, grev yasaklarının grev yaparak aşılacağını işçiler her defasında gösterdi, şimdi de gösterme zamanı geldi.

İşçi sınıfı bir kere harekete geçtiğinde yaratıcılığı sınır tanımaz. Krize karşı güvence işçi hareketindedir.

Faruk Sevim

(Sosyalist İşçi)