Ermeni Soykırımı’nın tanınmasını talep etmek başta olmak üzere Türkiye Devleti’nin Sünni, Müslüman, Türk olmayan halklara yönelik tarihi boyunca uyguladığı ırkçı, milliyetçi politikalardan hesap sormak neden solun tanımlayıcı unsurudur?
Bu soruya verilecek ilk yanıt, Türk egemen sınıfının yaratılmasında soykırımda el konulan malların belirleyici rolüdür. Egemen sınıfa, sermayeye karşı mücadele eden Türkiye solu Türk burjuvazisinin Müslüman olmayan halkları ‘yağmalayarak’ palazlandığını görmezden gelemez. Soykırımın tanınması ve gereğinin yapılması yani tazminat ödenmesi talebi sadece resmî ideolojiye karşı bir talep değildir. Türk sermayesinin oturduğu koltuğu altından çekip alacak sınıfsal bir taleptir.
Sorunun bir başka yanıtı halkların hapishanesi olan Türkiye Devleti’nin işçiler için de bir hapishane olduğudur. Kürtlerin ve Müslüman olmayan halkların ezildiği bir yerde işçiler özgür olamaz.
Sosyalistler işçi sınıfını bölen ırkçı, milliyetçi, cinsiyetçi, homofobik, mezhepçi tüm ayrımcı fikirlere karşı mücadelenin en ön safında olmak zorundadır. Soykırımın tanınması için verilen mücadele işçi sınıfının esiri olduğu milliyetçi fikirlerden sıyrılmasını sağladığı için de önemlidir.
İşçi sınıfının birliğini sağlamanın yolu ırkçılığa karşı mücadeleyi devrimden sonraya ertelemek değildir. Bugün resmî tarihten hesap sorma mücadelesini ‘liberallerin kimlik politikası’ olarak etiketlemek sol sosuyla devletin ‘şanlı’ tarihinin arkasına gizlenmekten başka bir şey değildir. Bu söylemin güçlendirdiği yer işçi sınıfı mücadelesi değil AKP,CHP, MHP cephesinin bugün sürdürücüsü olduğu inkârcılıktır. Üstelik kendine komünist diyen bir hareket bu konuda resmî tarihin arkasına gizlenmeye bile gerek duymuyor. Açıkça söylüyor. Tıpkı HDP’yi desteklememe gerekçelerinin ulusalcılık olduğunu gizleyemeyenler bu konuda da çuvallıyorlar.
Soykırımın tanınması talebinin solun işi olmayacağını iddia edenler mücadelenin yükselmesi gereken zeminin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu iddia ediyor. İnkârcı olduğunu reddederken de inkâra devam ediyor.
İşçi sınıfının kurtuluşunun halkların hapishanesi olan cumhuriyetle bir alakası olamaz. Ermenileri katleden, Alevileri bombalayan, 6-7 Eylül pogromunu organize eden, Rumları bir gecede sınır dışı eden, Yahudileri süren bir cumhuriyet işçi sınıfının yükseleceği değil olsa olsa parçalayacağı bir zemindir.
Bugün halkların özgürlüğü konusunda kazanılacak her talep, işçi sınıfının mücadelesini de güçlendirecektir.
Meltem Oral
(Sosyalist İşçi)