2023’te ya da 2022 sonbaharında gerçekleştirilecek genel seçimler artık kapıda ve seçim kampanyaları da çoktan başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sel felaketi sonrası Rize’de miting düzenleyip çay üreticisi yerel halka çay fırlatması gibi… Manavgat’taki korkunç yangın sırasında orada da mitingde çay fırlatmasına çoğu kişi anlam verememişti fakat bu bir seçim kampanyası taktiğiydi aslında.
İktidar blokunun temel argümanları
Erdoğan ve AKP liderliği her seçimde olduğu gibi köprüler, yollar, viyadükler, TOKİ evleri ve türlü türlü inşaatları öne sürerek “icraatlarının” propagandasını yapıyor.
Buna son olarak TİHA’nın eklenmesiyle birlikte silahlı-silahsız insansız hava araçlarının üreticisi ve satıcısı olmayı da hedefliyor. Erdoğan’ın damadının şirketi tarafından üretilen SİHA’lar, Libya’da ve Azerbaycan-Ermenistan savaşında kullanılarak pazarlanmıştı.
Bu seçim kampanyasının ana öğelerinden biri militarizm/bölgesel güç olma atakları (Avrasyacı tabiriyle; Mavi Vatan) iken başat öğe ise odağında anti-HDP propagandasını bulunduran koyu bir milliyetçilik.
İktidarın daha da sağcı ortakları
Erdoğan’ın ittifak kurduğu MHP klasik faşist çizgisiyle, militarist ve milliyetçi propagandayı daha da sağa iterken, iktidar blokunun diğer ortağı olan Avrasyacı generaller de bu eksende muhalefeti sağa çekiyor ve zaman zaman bölmeye çalışıyor.
Anketlere göre AKP hızla eriyor, seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi de MHP’nin kan kaybettiğini gösteriyor.
Ekonomik koşulların kötüleşmesinin kitlesel bir hoşnutsuzlukla karşılandığı bu dönemde kimi zaman Millet İttifakı ve çevresindeki muhalefet partileri, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın önüne geçebiliyor.
Anketlerin hemen hepsi, bir şekilde AKP’nin 20 yıllık iktidarının ve Erdoğan’ın başkanlığının sonuna gelindiğine işaret ediyor.
Öte yandan Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır gibi gündelik değil dönemsel analizlerle ilerleyen ciddi araştırmacı ve gözlemciler ise AKP iktidarının yönetemez duruma geldiğini çeşitli veçheleriyle ortaya koyarken, seçimlerin muhalefet için de çantada keklik olmadığını söylüyor.
Muhalefetin sağcılığı ve ‘beş benzemezliği’
İktidar blokundan kopan büyük bir kitle var, ama bu kitle henüz muhalefet partilerinin ardında toplanmış değil.
Kürt siyasi hareketinin gövdesini oluşturan HDP, yüzde 10-11 oyuyla diğer muhalefet partilerinden ayrı tutulmalıdır. Kürt seçmenlerin önemli bölümü eşit haklarının tanınması için HDP’nin arkasındadır.
Erdoğan yönetimine karşıtlık temelinde birleşen parlamenter muhalefet partilerinin bir diğer özelliği HDP’yi dışlamaları, herhangi bir ittifakta yan yana gelmekten itinayla kaçınmalarıdır.
HDP’den uzak duran milliyetçilikleri ve iktidar bloku karşısında sağcı (göçmen meselesinde görüldüğü gibi bazen çekinmeden ırkçı) yöntemlerle muhalefeti seçen CHP-İYİP ittifakı, AKP’den kopan eski devlet yöneticilerinin kurduğu iki küçük parti, kadın haklarına ve LGBTİ+ların varoluşuna savaş açmış Saadet Partisi, koyu milliyetçi ve ırkçı parti girişimleri, hepsi birbirinden berbat ve birbirine benzemez bir karışım. Onlar 5’li çete denilen AKP’ye yakın patronlara karşı, kendi partilerine yakın patronlara ise asla karşı değiller.
Parlamenter muhalefetin bir diğer özelliği işsizlik ve yoksulluk, ekonomik kriz, pandemi krizi, iklim krizi gibi temel konularda hiçbir alternatif ortaya koymaması. Bu, iktidar partileri gibi muhalefet partilerinin de özelleştirmeyi, taşeronlaştırmayı, şirket egemenliğini yani neoliberal ekonomi politikalarını savunmalarından kaynaklı.
Antikapitalist sol
Skandalları ayyuka çıkan ve hızla toplumsal temellerinden yabancılaşan yozlaşmış bir iktidar karşısında, hamasi nutuklar ve koyu milliyetçilik dışında hiçbir fikir öne sürmeyen sağcı muhalefet, yaşam koşullarının iyileştirilmesini, eşitliği, özgürlüğü, isteyen milyonlarca insan için bir gelecek alternatifi olamaz.
Otoriter yönetimin sonunu getirecek olan da Erdoğan ve AKP sonrası kurulacak düzenin işçiler, ezilenler ve yoksullar lehine kazanımlarla belirlenmesini sağlayacak olan da aşağıdan gelişen mücadelelerin taleplerini kazanmak için örgütlenecek antikapitalist soldur. Antikapitalist özgürlükçü bir sol hareket, iktidar blokundan kopan emekçi seçmenleri ikna etmeli ve kazanmalıdır. Sol kemalizm bunu asla yapamayacağı/yapmayacağı için, CHP arkasına bir rüzgar alamıyor.
Çağrımızı yineliyoruz: Millet İttifakı partilerine oy vererek Erdoğan ve AKP’den kurtulmayı düşünen demokratlar, solcular, sosyalistler, hepiniz yanlış yoldasınız. Gelin hep birlikte gerçek bir sol alternatifi örgütleyelim. Bunun için yeterli birikime sahip olduğumuz gibi, bunu gerçekleştirecek güce de sahibiz.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi