Irkçılığın halleri: Bir afiş, bir başlık

24.04.2021 - 13:27
Figen Dayıcık Fırat
Haberi paylaş

Küçük, olumsuz bir yargı, olumlu bir yargıdan daha çabuk yayılıyor ve suya atılan taşın yarattığı halkalar gibi büyüyor. Azınlıkta olabilecek ırkçı insanların ve grupların küçücük beyanlarına dahi göz yummamalı. 

Bugünlerde duyduğumuz haberler, yaşanan olaylar maalesef ırkçılığın yükseldiğini gösteriyor. Irkçılığın yükselmesinin son iki örneği:

Suriyelilere dair bir afiş:

"Çok iyi haber, artık güneşli Suriye’ye geri dönebilirsiniz, ülkenizin size ihtiyacı var

Somalilere dair bir başlık:

Somali'den gelen iş insanları ve sığınmacılar, Ankara'nın göbeği olan Kızılay'daki iki sokağı baştan sona kendi ülkelerine çevirdiler.”

Birincisi Danimarka sokaklarından, ikincisi Türkiye’deki bir gazeteden. Bunların ayrıntılarına yazının ilerleyen kısımlarında yeniden döneceğim ama bu düşmanlığın kaynağına bakmak istiyorum.  2. Paylaşım Savaşı sonrası Avrupa’da faşizm bitti derken son yıllarda faşist hareketlerin kendini yeniden yapılandırdığını görüyoruz. Faşist hareketler kendilerini demokrasi içi siyasal hareketler olarak konumlandırmaya çalışıyorlar. 

Fransa'da 1987’de Le Pen'in başında olduğu Ulusal Cephe’nin bir iç broşürü şöyleydi: “Eğer insanları ikna edeceksek onları korkutmaktan ve gücendirmekten kaçınmalıyız. Yumuşak ve ürkek toplumumuzda ölçüsüz yorumlar nüfusun geniş kesimlerinin endişe, güvensizlik ve hoşnutsuzluk hissetmesine neden oluyor. Bu yüzden, herkesin önünde kendimizi ifade ederken kaba veya aşırılıkçı görünen yorumlardan kaçınmak çok önemli. Bir biçimde söylenebilen her şey, halkın kabul ettiği yerleşik biçimde de aynı derecede güçlü şekilde söylenebilir. Dolayısıyla “haydi zencileri denize dökelim” yerine “üçüncü dünya ülkelerinden gelen mültecilerin evlerine dönmesi organize edilmelidir” ifadelerini kullanın.” 

Türkiye’de de faşist hareketin seyri benzer şekilde oldu. 90’lı yılların başları itibariyle Alparslan Türkeş’in büyük bir lider olduğunu, değiştiğini, eski çatışmacı dili terk ettiğini, MHP’ye faşist demenin haksızlık olacağını söyleyen gazeteler, köşe yazarları birbiriyle yarıştı. Bahçeli’nin de aynı övgüleri aldığını biliyoruz. Ama bu büyük bir yanılsamaydı. 

Faşist hareket dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni bir söylem, yeni bir dil kullanarak kitlelere ulaşmayı hedefliyordu. Covid-19 pandemi krizi sırasında hızla yayılan çeşitli komplo kurgularının alıcılarının, faşist hareketlerin seçmen tabanı olması da bir rastlantı değil. Avrupa'da bugünkü faşist hareketlerin hemen hepsinin milliyetçiliği esas alarak azınlıklara, göçmenlere ve Müslümanlara karşı milli kimliği koruma gailesine dönüşmüş durumda. Popülist partiler, aşırı sağ ve muhafazakâr partiler hatta kendine sol diyen partiler de seçmenlerini elinde tutmak için yabancı düşmanlığını körüklüyor. 

Suriyelilere kapısını açan ve ev sahipliği yapan Avrupalı devletler Suriyeli mültecileri evlerine dönmesine dair kampanyalar yapıyor. Kopenhag’daki afiş de bunlardan biri. Danimarka’daki Merkez-Sol Sosyal Demokratlar, 2019 genel seçimlerinde popülist Danimarka Halk Partisi'nden aldıkları seçmenleri tutma umuduyla sağcı seleflerinin belirlediği göç ve iltica konusunda katı çizgiyi benimsedi. Başbakan Mette Frederiksen "sıfır" sığınmacı hedefine dair söz verdi. Onun bu sözü ve tutumu Kopenhag sokaklarındaki afişlere kadar yansıdı. Ulusal Cephe’nin iç broşürde söyledikleriyle kısa süre önce Danimarka sokaklarında asılan afiş arasında bir fark yok.

Evine gönderme sözü bize de hiç yabancı değil. Seçmenlerinin ağzına bir parmak bal çalmak için iktidarın, özellikle de muhalefetin sürekli dilinde. Politikacılardan güç alan gazeteler de hiç çekinmeden hem Suriyelilere karşı hem de diğer göçmenlere karşı haber yapıp ırkçı başlıklar atıyor. Onlardan biri de Sözcü gazetesi. Gazetenin,15 Nisan’daki Somalilere dair yaptığı haberin yayımlanmasından beş gün sonra bir grup ırkçı saldırgan, haberde adı geçen sokaktaki Somalililerin işyerlerine saldırdı.

Bugünlerde Suriye’de sözde seçim hazırlığı yapılıyor, bu seçim bahane edilerek Suriyeliler hala savaşın devam ettiği Suriye’ye gönderilmeye çalışıyor. Savaştan, vahşetten kaçan Suriyeliler emekçiler, ezilenler geleceğe dair kaygılı. Suriye’de yıllardır pek çok emperyalist gücün desteğiyle Esat dimdik ayakta, kapitalistler, işgalciler rahat. Ülkede ve ülke dışındaki Suriyeliler ise her halükârda mağdur. 

Yazının başında dediğim gibi ırkçıların, faşistlerin sözlerini, yaptıklarını ifşa ederek, yaygınlaştırarak, eleştirerek kötücül politikalarını ve tutumlarını bıkmadan usanmadan dile getireceğiz ki habis bir ur gibi büyümesinler. 

Suriyeliler ve tüm göçmenler kardeşimiz, faşizme geçit yok.

Figen Dayıcık Fırat

Kaynakça:

* Mark L Thomas, Günümüzde Avrupa’da Faşizm,  Enternasyonal Sosyalizm.

*https://marksist.org/icerik/Haber/15875/Sozcu-hedef-gosterdi,-irkcilar-saldirdi

*https://www.yenicaggazetesi.com.tr/danimarka-suriyeli-multecileri-gondermek-icin-bu-afisleri-asiyor-bakin-afislerde-ne-yaziyor-446729h.htm

*https://www.enternasyonalsosyalizm.org/gunumuzde-avrupada-fasizm.html

Bültene kayıt ol