6. madde yetmez! Torba yasayı tümden çek!

27.11.2020 - 08:09
Nuran Yüce
Haberi paylaş

​Maden Kanunu, yürürlüğe girdiği 2001’den bu yana 21 kez değişti. 2004 yılında yapılan değişiklikle ormanlık alanlar, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, sit alanları, tarım arazileri, su havzaları gibi koruma altında olan alanlarda madencilik faaliyeti yapılmasının önü açıldı. 2003’te bin 168 olan maden ruhsatı bugün 150 bin civarına, maden arama sahalarının büyüklüğü de yaklaşık 8 milyon hektara çıktı. Özellikle 2018-2019’da madencilik faaliyetleri hızla artmaya başladı. Kazdağları’nın yüzde 79’u madencilik faaliyetlerine açıldı. Sadece pandemi döneminde 766 ruhsat alanı ihalesi yapıldı.

Maden şirketlerinin bir dediği iki olmuyor

Ekim ayının başında bir kez daha maden ve enerji şirketlerinin çıkarları doğrultusunda değişikleri içeren bir torba yasa teklifi TBMM’nin gündemine geldi. İlk sunulduğunda 46 maddeden oluşan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” torba yasa teklifinin maden şirketlerinin ruhsat uzatma süresi ile ilgili olan 3. madde ve ruhsat alanında sınırsız taşmayı öngören 5. maddesinin alt komisyonda yapılan itirazlar, çevre örgütlerinin mücadeleleri sonucu yeniden düzenlenmesi sağlandı. 

Hükümet alt komisyonda tartışmalar bittikten sonra, bir oldu bitti ile 6. maddeyi kanun teklifine ekledi. “Bu maddeyi böyle ekleyemezsiniz” itirazlarına Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı AKP Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın verdiği yanıt aslında torba yasa teklifi içinde yer alan tüm maddelerin kimler için, ne için düzenlendiğini de açıklar nitelikteydi. Elitaş “Şirketler istedi, MAPEG (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) düzenledi, getirdi o maddeyi” dedi. Maden şirketlerine ruhsat alanı dışına çıkma olanağı tanıyan 6. madde sosyal medya kampanyaları, milletvekillerine yapılan baskılar, toplanan imzalar sayesinde TBMM görüşmeleri sırasında taslaktan çıkarıldı. 

Doğayı mahvetme planı

44 maddeye inen torba yasa teklif gerekçesinde bunun açıkça “özel sektör yatırımcılarının faaliyetlerini daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini temin etmek” amacıyla yapıldığı yazıyor. Bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Şirketlerin hiçbir denetime, sınırlandırmaya, cezaya tabi olmadan, ÇED’den muaf tutulmaları üstüne üstlük kamu kaynaklarıyla, teşviklerle desteklenmeleri. Bu düzenlemelerden bazıları şöyle: Doğalgaz firmaları arasındaki şirket devirlerinde devlet KDV gelirinden vazgeçiyor, KDV’ye muafiyet getirildi. Maden şirketleri ruhsat bedelini yatırmadığında iki katı ceza yerine daha düşük olan “yasal faiz” üzerinden ödeme yapıyor. Hurda araba lastikleri, plastik çöpler, belediye atıkları “yenilenebilir enerji” kapsamında sayılarak biokütle santrallerine teşvik veriliyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamı genişletiliyor HES’lerin sayısının artmasına neden olunuyor. Enerji Bakanlığı’nın yurtdışında petrol, doğalgaz, madencilik alanında kurulu şirketlerinin, her türlü denetim mekanizmasından ve yükümlülüklerden uzak şekilde Türkiye’de faaliyette bulunmaları sağlanıyor. Özel mülkün kamulaştırılmasında kamu yararının tespitine dair denetim mekanizması ortadan kaldırılıyor. Şirketlerin taşınmaz temini talepleri sadece EPDK ve TEDAŞ’ın değerlendirmesiyle sonuçlandırılabilecek. 

Torba yasa teklifindeki 24 madde TBMM’den geçti. Maddelerin bir kısmı geçmiş olsa da her yerde madenlere, enerji projelerine karşı direniş ve mücadele var. Ve bu mücadele gittikçe büyüyor.

Nuran Yüce

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol