Son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye’de akademi ve başka birçok alandaki transfobi gün yüzüne çıktı. Çıkış noktaları ise transların kimi haklarının “kadın haklarına” zarar verdiğini iddia etmeleriydi. Aslında “kadın hakları” derken “natrans (trans olmayan) kadın hakları” demek istiyorlar, fakat yine yanılıyorlar; trans kadınların mücadeleden dışlanması natrans kadınların da aleyhine.
“Eksik kadın” anlayışı
Kadınlığı, beden üzerinden ifade etmek, doğurganlığı kutsamak, kadının haklarını doğurganlığı üzerinden tanımlamak, anne olmayan/olamayan kadınları yarım addetmek; çok uzun zamandır maruz kaldığımız ve mücadele ettiğimiz bir indirgemecilik. Bugün aynı indirgemecilik, trans kadınları dışlamak ve onları “eksik kadın” olduklarına inandırmak için kullanılıyor.
Yıllardır anne olmayan/olamayan kadınlara karşı kullanılan “eksik kadın” söylemine karşı sesimizi çıkarıyoruz. Şimdi aynı şekilde trans kadınlar için de sesimizi yükseltmeli ve yeniden “Beden kaderdir” dayatmasına karşı mücadele etmeliyiz. Doğduğumuz beden yüzünden hiçbirimiz anne olmak ya da bize atanan cinsiyete tâbi kalmak zorunda değiliz.
Diğer sorunlarımız
Geçmişte bazı süfrajetlerin, siyah kadınları mücadeleden dışlaması şu an ne kadar büyük bir yanlış olarak anılıyorsa, bugün trans kadınlara karşı yürütülen nefret de bir o kadar yanlış bir o kadar hak mücadelesine aykırı. En dezavantajlı konumdaki kadınları dışlayarak kadın haklarını savunmak imkansızdır, o kadınları dezavantajlı konuma getiren etmenlerle (ırkçılıkla, transfobiyle, yoksullukla) mücadele etmeden kadın hakları için mücadele edilmiş olmaz.
Kadın mücadelesi, aynı koşullara sahip kadınların bir araya getirdiği bir tek yönlü mücadele değil; farklı sorunları kapsaması kaçınılmaz olan, çok daha geniş bir mücadeledir. Irkçılıkla mücadele etmeden Kürt kadınların haklarını savunmak, kapitalizmle mücadele etmeden işçi kadınların sömürülmesini engellemek, transfobiyle mücadele etmeden ikili cinsiyet sisteminin dayattıklarına karşı gelmek imkansızdır. Bu sorunlara sırtını dönmek demek, kadın haklarına sırtını dönmek demektir.
“Translara karşı kadınlar” değil transfobiye karşı ortak mücadele
Bugünden bakıldığında açıkça görüldüğü gibi siyah kadınların hakları asla diğer kadınların haklarıyla bir çelişki içinde değildi. Bugün de aynı şekilde iddia edildiği gibi bir “translar ve kadınlar” ikiliği yok. Bu ikilik, trans kadınları kadınlıktan dışlayan ve natrans kadınların ezici çoğunluğunu translara karşıymış gibi gösteren hatalı bir ikilik. Burada söz konusu olabilecek tek ikilik transları kadın mücadelesinden dışlayanlar ve transların mücadelesine destek veren, transfobiyle mücadele edenler arasındaki ikilik olabilir.
Hep beraber haklarımızı savunmak, bunu yaparken transfobiyle, ırkçılıkla, yoksullukla ayrıca mücadele etmek zorundayız. Bu sorunlarla yüzleşmeden tutarlı ve güçlü bir mücadele sürdüremeyiz. Zira yalnızca beden etrafında kurulmuş, translığa, göçmenliğe ve yoksulluğa sırtını dönmüş bir kadın hakları mücadelesi çelişkili ve anlamsızdır.
Melike Işık