Kaynaklarımızı silahlanmaya değil sağlık sistemine ayırmalıyız

27.03.2020 - 11:09
Faruk Sevim
Haberi paylaş

İnsanlık tarihi koronavirüsün ilk ölümcül virüs olmadığını gösteriyor. 1330’larda Asya’da ortaya çıkan, Avrupa’ya yayılan ve 20 yıl boyunca etkisini sürdüren ‘kara veba’ hastalığı dünya genelinde 200 milyon kişinin ölümüne yol açtı.

Amerika kıtasını işgale giden İspanyol askerlerin Meksika’ya taşıdığı çiçek hastalığı virüsü yerli nüfusu yok etti, en az 8 milyon insan öldü. Yerli halklar, Mayalar ve Aztekler büyük ölçüde yok oldu. 

Ocak 1918’de ABD’de başlayıp, askerler aracılığı ile Avrupa’ya taşınan, savaş nedeniyle yayılması önlenemeyen, hatta gizli tutulan “İspanyol gribi” 100 milyon insanın canına mal oldu. 

Şimdi de başka bir salgınla baş başayız. 26 Mart tarihi itibarı ile Koronavirüse yakalananların sayısı 500 bini, ölümlerin sayısı da 23 bini aşmış durumda. İlk resmi vaka Çin tarafından 31 Aralık’ta Dünya Sağlık Örgütüne bildirildi. İlk 100 bin hasta iki ayda, son yüz bin hasta 2 günde ortaya çıktı. Yayılım hızı artmaya devam ediyor.

Sağlık sistemine kazanç ve kâr anlayışıyla bakan neoliberal yaklaşım, bugün koronavirüs nedeniyle yaşananlara gerekçe olarak “hazırlıksız” yakalanmayı gösteriyor. Dolayısıyla suçlarını ve sorumluluklarını hafifletmenin gayreti içindeler. İnsanlık var oldukça bu türden büyük yaygın hastalık ve felaketlerin her an yaşanabileceğini hesaba katarak ona göre bir planlama yapmak, kapitalistlerin gündeminde yok.

Ama silahlanmaya milyarlar harcamak rutin yaptıkları işlerden. 2019 yılı rakamlarına göre kapitalist devletler, silahlanmaya 2 trilyon dolar harcadı. Bu 2 trilyon doları sağlık sistemlerinin geliştirilmesi için harcamayan kapitalizm, şimdi bunun bedelini misliyle ödeyecek.

Bir savaş uçağının parası ile 6 bin yoğun bakım yatağı veya 100 bin solunum cihazı alınabiliyor, 2019 yılında dünyada bin adet savaş uçağı üretildi. Bu kaynakla 6 milyon yoğun bakım yatağı veya 100 milyon solunum cihazı alınabilirdi. Şimdi solunum cihazı ya da yoğun bakım yatağı olmadığı için ölebilecek yüzbinlerce hasta var.

Bugün Avrupa’daki ülkelerde ortalama 5 ile 30 bin arasında değişen yoğun bakım yatağı var. Çin ve ABD’de de ise 100’er bin civarında yoğun bakım yatağı var. Ama bir salgında binler değil, yüz binlerle ifade edilen yatak ihtiyacı ortaya çıkıyor.

Sadece bir tank sekiz yüz, bir savaş uçağı 6 bin, bir Patriot ya da S400 bataryası 35 bin yoğun bakım yatağı demek. Dünyadaki 2 trilyon dolarlık silahlanma bütçesi ile 100 milyon yoğun bakım yatağı üretilebilirdi. 

Bu nedenle silahlanmaya, savaşa değil, her an büyük bir felaket olacakmış gibi sağlığa, sağlık araştırmalarına bütçe ayırmak gerekiyor. 

Koronavirüs salgını, sağlık sistemine özelleştirme ve kârın, yani kapitalist anlayışın yerleşmesinin nasıl büyük bir felaket olduğunu bir kez daha gösteriyor. 

Özelleştirilen sağlık hizmetlerinin ve hastanelerin kamulaştırılması, sağlığa daha fazla bütçenin ayrılması, hastane ve sağlık çalışanı sayısının artırılması, herkesin sağlık hizmetlerinden parasız yararlanması en kısa zamanda sağlanmalıdır.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol