Kazdağları’na dokunma!

22.08.2019 - 09:56
Nuran Yüce
Haberi paylaş

Büyük bir açgözlülük, büyük bir hırsla adeta gözü dönmüş bir halde Türkiye’nin coğrafi sınırlarının içinde yer alan her bölgede ya ekolojik bir yıkım yaşanıyor ya da buna yol açacak projelere yol veriliyor. Bu yıkımın boyutu her geçen gün artıyor. Günlerdir Su ve Vicdan Nöbeti ile büyük bir direnişle korunmaya çalışılan Kazdağları bu yıkımın yaşandığı yerlerden sadece biri.  Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Projesi  “Bin pınarlı, vahşi hayvanlar anası İda” nın suyunu, ormanını acımasızca katlediyor.

Kazdağları’nın üstü altından değerlidir

Alamos Gold şirketine ait altın ve gümüş madeni projesi Çanakkale merkezine 26 km uzaklıkta. Çanakkale’nin tek içme suyu ve tarımsal sulama içinde kullanılan Atikhisar Barajı’na ise 14 km uzaklıkta. Alamos Gold şirketi "düşük maliyetli üretim" modeli ile övünüyor. Şirketin web sayfasında temel odak noktalarının ilk sırasında "düşük maliyetli üretim, finansal performans ve hissedarlara değer sağlamada liderlikten" bahsediliyor. Kirazlı projesi ise kârlılık açısından şirketin CEO'su John McCluskey’in ifadesi ile “gerçekten istisnai bir proje” olarak adlandırıyor. 495 bin ons altın ve 3 milyon ons gümüş elde etmeyi hedefleyen şirket maden kazısı için açık işletme madenciliği yapacağını ve siyanür kullanacağını açık bir biçimde ifade ediyor.  Bu ifade ettiklerinin anlamı şu: Önce maden sahasının üstünde yer alan ağaçlar kesilecek, delme patlatma yöntemleriyle basamaklar halinde toprağın derinlerine doğru inilecek, milyonlarca ton ( ÇED raporunda 72,5 milyon ton olarak belirtilmiş) toprak kamyonlarla taşınacak ve siyanürle yıkanacak. İşte bu Kazdağları’nda cehennemi yaratma projesidir ve orman ekosistemini yok ederek buna başladılar.

Projenin ÇED raporunda bile kesilecek ağaç sayısı 45 bin 650 adet olarak yer alırken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hiçbir hesaplama yöntemi belirtmeden kesilen ağaç sayısını 13 bin 400 olarak açıkladı. Alamos Gold şirketi ise ben ağaç dikimi için 5 milyon dolar verdim, ne kadar ağaç kesildiğini ben bilmem Orman Genel Müdürlüğü bilir dedi. Bozacının şahidi şıracı misali Çanakkale Orman İşletme Müdürlüğü ise kesilen ağaç miktarıyla ilgili son resmi açıklamanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan yapıldığını söyledi.Uydu görüntüleri, çekilen fotoğraflar ise çok büyük ölçekte alanın tamamen çıplak hale geldiğini,  ağaç katliamı yapıldığını ve bunun ört bas etmek için kesilen ağaç sayıları ile oynandığını açığa çıkardı.  TEMA uydu görüntüleri üzerinden yaptığı incelemeler sonucunda maden sahası ve yol bağlantıları için 195 bin ağaç kesildiği bilgisini paylaştı.  Kesilen ağaç sayısının çokluğu dehşet verici. Ama yaşanan yıkımı sadece ağaçlardan ibaret görmemeliyiz, orman ekosistemi çalılar, otlar, bitki örtüsü, kuşlar, sürüngenler, memeliler ile bir bütündür. Ormanı yok ettiğinizde bunların hepsini yok edersiniz. Kazdağları’nda şimdi yapılan budur. 

Siyanür zehirdir

Siyanürün kendisi ve türevleri, zehir maddeleridir. İster kapalı devre sistemlerinde ister açık madencilik sistemlerinde siyanür kullanımı sonrasında, toprağa ve suya siyanür karışır. Kirazlı projesinin ÇED raporunda bu projede açık alanda yığın liçi ile birlikte siyanür kullanılacağı açık bir şekilde ifade ediliyor ve madende günde 9 ton, yılda 3150 ton sodyum siyanür (NACN) kullanılacağı belirtiliyor. Siyanür ve diğer kimyasallarla kirlenmiş toprak atık barajlarında depolanacak. Bu zehirli maddeler zaman geçtikçe zehir özelliklerini yitirmiyor. Atık barajlarının yıkılması, sızıntı, deprem, taşma gibi olaylar hiç de nadir olmuyor. Olduğunda ise toprağa, suya karışan zehirin çok geniş bir alana yayılmasının önünde hiçbir engel yok.

Kazdağları Türkiye’nin hatta dünyanın oksijen deposu, birçok endemik bitkinin yer aldığı, biyoçeşitliliğin zengin olduğu tarihi, kültürel özellikleri olan bir yer. Altın madenciliği ile yıkıma uğratılması bile isteye bir cinayettir, katliamdır. Ama Kazdağları ne sadece yerli olmayan Kanadalı bir şirketin ne de sadece altın madenciliğinin tehdidi altında. Kazdağların’da AK Parti’nin palazlandırdığı şirketler ile köklü firmalar Cengiz’den Koç’a, Eczacıbaşı’ndan Koza’ya kadar hepsi var. Sadece Kirazlı projesi değil Kazdağları ve çevresinde arama/işletme olarak 900’e yakın maden ruhsatı verilmiş durumda.  Kazdağları sadece altın madenciliği değil, kömürle, ÇED gerekli değildir denilen 800’den fazla proje ile delik deşik edilmekte.  Ve sadece Kazdağları değil Hasankeyf’ten Munzur’a, Salda Gölü’nden Alakır’a, Cerattepe’den Murat Dağı’na onlarca yerde sular, toprak, hava kirletiliyor, orman ve tarım arazileri, zeytinlikler enerji, inşaat ve otoyol projeleri için yok ediliyor. Hükümet ekonomik krizi daha fazla doğa ve emek sömürüsü ile şirketler lehine çözmek için attığı her adımla ekolojik yıkımın boyutunu büyütüyor. Bu attığı adımlarla kendi sonunu getirecek bir mücadeleyi büyüttüğünü göremeyecek kadar gerçeklerden kopmuş durumda.

Nuran Yüce

[email protected] 

(Sosyalist İşçi) 

Bültene kayıt ol