Türkiye düşmanları ve Türk medyası

08.04.2019 - 09:37
Roni Margulies
Haberi paylaş

Hükümet yanlısı medya seçim sonuçlarını olumlu bir şekilde yansıtmak, hükümetin müthiş zaferi olarak göstermek zorunda. Gazetecilik değil borazanlık yapan medya organları AKP’nin “büyük başarı” kazandığını anlatmak zorunda, eyvallah. Anlayışla karşılamak zorunda değiliz, ama anlayabiliyoruz.

Batı’da bütün gazetelerin mükemmel gazetecilik yaptığını kimse düşünmüyordur herhalde. Ama adını sanını bütün dünyanın bildiği bazı gazetelerin doğru dürüst habercilik yapmaya çalıştığı da açık. Elbette “tarafsız” değiller, elbette “objektif” değiller, tabii ki hepsinin siyasî inançları var, tabii ki hepsi son tahlilde mevcut düzenden yana, ama belli  bir habercilik ve dürüstlük düzeyini tutturmazlarsa okuyucu kaybedeceklerini, prestijlerinin zedeleneceğini bilirler, buna uygun davranırlar.

Buna uygun davranmamanın adeta ders kitabı gibi olan Yeni Şafak, seçimleri AKP açısından olumlu göstermekte zorlandığı için, farklı bir yöntem denemiş.

“Türkiye düşmanları sevindi” manşetinin altında şöyle bir haber yapmış:

“Batı medyası, seçim genelinde ve belediyelerin toplamında rakiplerine büyük fark atan AK Parti ve Cumhur İttifakı’nı görmezden gelerek, büyükşehir belediyeleri eksenli yayınlarla bir çarpıtma ve karalama kampanyasına imza attı.”

Yani Batı medyası AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesine odaklanarak “çarpıtma ve karalama kampanyası” yapmış!

Bunlar önemli şehirler mi? Galiba öyle. İkisi de yirmi küsur yıldır Erdoğan’la ilişikli partilerin elinde mi? Galiba öyle. Kaybedilmeleri önemli bir gelişme mi? Galiba öyle.

Peki, o zaman “çarpıtma ve karalama” nerede?

Batı medyası şöyle mi manşet atmalıydı: “AKP İstanbul ve Ankara’yı kaybederek dev bir zafere imza attı!”

Haberin devamında “İngilizlerden algı operasyonu” ara başlığıyla Financial Times gazetesi eleştirilmiş: “Gazete, ‘Büyük şehirleri kaybetmek, kârlı anlaşmalar ve iş imkânları dahil bu şehirlerle birlikte gelen himaye ağının kontrolünü de kaybetmek anlamına gelir’ ifadeleriyle algı operasyonuna başvurdu.”

Doğrusu, ben de tam Financial Times gibi düşünmüştüm. Bana gizlice algı operasyonu çekilmiş herhalde.

Fransız Le Monde gazetesi de “olumsuz bir dil” ve “önyargılı ifadeler” kullanmış.

Ne demiş mesela? Demiş ki, “Başkentteki yenilgisi, AKP’nin 2002’de iktidar gelmesinden bu yana her seçimi kazanan Erdoğan için büyük bir başarısızlığa işaret ediyor.”

Bu “olumsuz” ve “önyargılı” ifadeler yerine ne demeliymiş?

Herhalde “Ankara’yı kaybetmek Erdoğan için büyük bir başarı oldu” diyerek daha olumlu ve önyargısız davranmalıymış.

Batı medyasının Türkiye düşmanlığı bir yana dursun, İstanbul ve Ankara halklarının Türkiye düşmanı olmasından korkuyorum ben.

Roni Margulies 

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol