Erdoğan hükümeti sanayi sektörünü canlandırmak yerine inşaat sektörüne destek vermeye devam ediyor.
İnşaat sektörünün, Türkiye ekonomisinin krize girmesinde önemli katkısı olduğu, sadece tüketime yönelik bir sektör olduğu, katma değer üretemediği ortada. Ama inşaat sektörü bugün Türkiye ekonomisinin yüzde 15’ini kapsıyor, İşçi sınıfının yüzde 15’i bu sektörde çalışıyor. İnşaat sektöründe yaşanacak ani bir çöküşün zaten sallantıda olan tüm ekonomiyi çökertmesi söz konusu. İnşaat sektöründe hükümet destekçisi pek çok firma faaliyet gösteriyor. İşte bu yüzden de hükümet kamu kaynaklarını inşaat sektörünün çökmemesi için sonuna kadar kullanmaya kararlı.
Hükümet bu amaçla “Türkiye için kazanç vakti” başlıklı bir kampanya başlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanının açıklamasına göre, kampanya içinde bakanlığın yanı sıra, Emlak Konut, Konut-der, İnşaatçılar Derneği ve Gayrimenkul Yatırımcılar Derneği var.
Kampanya kapsamındaki konutlar, yüzde on indirimli satılacak. İndirimli fiyatın yüzde 60’ı alıcıya yüzde 0,98 faizle 10 yıllık kredi olarak verilecek, kalan bedeli alıcı peşinat ve ara ödemeler şeklinde ödeyecek. Bu kampanya çerçevesinde örneğin 300 bin TL fiyatla satılan bir konut, önce 270 bin TL’ye indirilecek, ardından 27 bin TL peşinat, 10 yıl 2300 TL aylık kredi ödemesi ve 40 bin TL ara ödeme koşulları ile vatandaşa satılabilecek.
Kampanya 29 Ağustos-31 Ekim tarihleri arasında geçerli olacak. Konut bedelinin yüzde 60’lık kısmı için banka ve kefil olmadan bakanlık tarafından kredi verilecek.
Bu kampanyanın önemli bir sıkıntısı, firmaların konut fiyatlarını yüksek tutup, bu fiyat üzerinden indirim ve taksit yapma girişimleri. Böylece en azından indirim konusu havada kalabilecek.
10 yıl aylık 2300 TL ödeme planı, çalışanların ancak yüzde 5’inin karşılayabileceği bir miktar, o da işten çıkarılmazlar ise. Çünkü aylık 2300 TL ödemek için en azından aylık 6000 TL gelir elde etmek gerekir. Çalışanların sadece yüzde 5’inin aylık geliri 6000 TL ve daha üzeri. 27 bin TL peşinat ve 40 bin TL’lik ara ödeme ise zaten önceden birikim yapmış olmayı gerektiriyor.
Hükümet döviz bozdurup ev alacaklar için, kur zararlarını telafi sözü verdi, ama bunun nasıl olacağı konusuna açıklık getirmedi. Kurdaki oynaklık, vatandaşın dövizini bozdurup ev alması konusunda sürekli bir tedirginlik içinde kalmasına yol açıyor.
Doların artacağını düşünen bir vatandaş, konut almak yerine bildiği yöntemi, yani elindeki dövizi korumaya çalışacaktır. Bunun da kâr elde etmekten çok lirasını koruma çabası olduğunu söylemek lazım.
Faruk Sevim
(Sosyalist İşçi)