Nazi selamı meşrulaştırılamaz!

26.01.2025 - 21:57
Haberi paylaş

Trump’un başkanlık yemini ettiği gün, Elon Musk da törende teknoloji teknokratlarının ve diğer büyük sermayenin yanında, Trump’ın arkasında yerini almıştı. Trump’ın yemin töreni büyük şirketlerin sponsorluğunda gerçekleşti. Büyük şirketler bu yemin törenine 200 milyon dolar harcadılar. Elon Musk da diğer büyük şirketler gibi Trump’ın kampanyasına para akıtanlardan. 

Trump’ın yaptığı konuşmada işçileri, ezilenleri öfkelendiren her bir cümlesinin arkasından ona milyonlarca dolar akıtan sermayedarlar ayağa kalkıp alkışladılar ya da coşkuyla kafalarını salladılar. Ancak selam duran büyük patronlardan biri olan Elon Musk, coşkusuna hâkim olamadı bir de Nazi selamı yapıverdi. Belki de 6 Ocak 2021’de Kongre baskınına, Nazi sembolü olan, gamalı haçlı tişörtler ve bayraklarla giden Trump yanlısı Neonazilere selam çakıyordu. 

Elon Musk, 20 Ocak’ta tüm dünyanın gözü önünde, tüm dünyanın lanetlediği Nazizme sahip çıktı. Sonradan attığı bir tweet ile verdiğinin Nazi selamı olmadığını ima edermiş gibi yaptı ama bu açıklama kimseyi tatmin etmedi ve Musk, Nazilerin cirit attığı AfD’yi desteklemeye canhıraş bir şekilde devam etti.

Bugün 27 Ocak. Holokost Anma günü. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Nazi ölüm kampı Auschwitz-Birkenau'nun kurtuluşunun yıldönümünü Nazi Kurbanlarını Anma Günü ilan etti. 

1933 yılında Almanya’da iktidara gelen Naziler, 1945 yılında 2. Dünya Savaşı bitene kadar Avrupa’nın her yerinde kitlesel katliamlar yaptılar. Bu kitlesel katliamları aryanlaştırma adı altında gerçekleştirdiler. Soykırıma ırkçı propagandayla, sansürlerle, sürgünlerle, pogromlarla, yasaklarla, savaş propagandasıyla, toplama kampları ve nihayetinde ölüm kampları ile devam ettiler. Milyonlarca Yahudi’yi, Sinti’yi, Roman’ı, eşcinseli, fiziksel engelliyi, zihinsel engelliyi açlığa mahkûm ettiler, yerlerinden yurtlarından ettiler, tıbbi deneylerde kullandılar, en vahşi yöntemlerle katlettiler.

Naziler iktidara geldiklerinde bütün sendikaları, kitle örgütlerini, siyasi partileri yasakladılar, üyelerini tutukladılar, toplama kamplarına gönderdiler.

Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels, Yahudiler, liberaller, solcular, pasifistler, yabancılar ve diğerleri tarafından yazılan her şeyi "Almanların özüne ait olmamakla" itham etti. Bu işareti alan Nazi öğrenciler, söz konusu kitapları şehir meydanlarında yakmaya başladı. Almanya’nın her yerindeki kütüphaneler "lanetlenen" kitaplardan arındırıldı. Goebbels o gece "Alman ruhunun temizlenmesi" hareketini ilan etti.

Naziler, Okulları ve Üniversiteleri Aşırı Kalabalıklaşmadan Kurtarma Kanunu ile devlet okullarındaki Yahudi çocukların sayısına sınırlama getirildi. Kısa bir süre sonra Yahudi çocukların hiçbir okula kabul edilmemesi için bir yasa çıkarıldı. 

Naziler pek çok Yahudi karşıtı yasayı hayata geçirdiler. Bu yasalarla Yahudiler devlet hizmetinden uzaklaştırıldı. Bu yasalarla devlet Yahudilerin evlerindeki eşyalara el koyabiliyordu, sokağa çıkmalarını, toplu taşıma araçlarına binmelerini, hatta kendi araçlarını kullanmalarını da yasaklıyordu. Yahudilerin evcil hayvan beslemesi bile yasaklanmıştı. 

Romanlar ve Sintiler, suç alışkanlıkları olan “aşağı ırktan” insanlar olarak görülüyor ve “Sorunlu Çingeneler” olarak yaftalanıyordu. Birçoğu, Nazi ölüm kampı Auschwitz-Birkenau'da ölümcül deneyler yapmakla tanınan Alman Nazi doktor Mengele’nin kurbanı oldu. Mengele, daha sonra 2 milyon kişinin insanlık suçu işlenerek öldürülmesinden sorumlu tutuldu.

Eşcinseller, Naziler tarafından sosyal açıdan “sapkın” olarak değerlendiriliyor ve Alman doğum hızını artırmayı amaçlayan politikaları için bir tehlike olarak görülüyordu. Böylece eşcinselleri kapsayan “pembe” listeler hazırladılar. 1935’te 175. Madde değişti ve eşcinsellik suç haline geldi. 1933 ve 1945 yılları arasında Alman Ceza Kanunu’nun 175. Maddesi uyarınca Almanya’da tahmini 100.000 erkek eşcinsel tutuklandı. “175’liler” olarak cezalandırılan 50.000 erkekten 5.000 ila 15.000 kadarı kamplarında hapsedildi ve öldürüldü. O dönemde LGBTİ+’lar “eşcinsel” kavramıyla ifade ediliyordu; öldürülenler arasında heteronormatif olmayan bütün cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler bulunuyordu.

Naziler “toplum dışı” adını verdikleri bir grubu da toplama kamplarına gönderdi. Bu kategori işsiz ve evsizleri, sosyal yardım alanları, seks işçilerini, dilencileri, alkolikleri ve madde bağımlılarını içeriyordu.

Bütün toplumu disipline etmek Nazizmin en önemli dinamiklerinden biriydi. Çalışmaya entegre etmek de öyle. “Sorunlu” olduğu varsayılan insanları işgücüne dahil etmek için zorunlu çalışma kampları kuruldu. Bu kategoride bulunanlar şunlardı: Ufak tefek suçlara bulaşan gençler, herhangi bir nedenle bir işte çalışamayanlar, aşırı alkol tüketenler veya “ahlâki açıdan” kabul edilemez cinsel eylemlerde bulunanlar.

1933’te ilk çalışma kampları Almanya’yı ‘hizaya getirmek’ için kuruldu. Bu kamplar sadece muhalifleri hapsetmek, cezalandırmak için değil emeğin sömürüsü için de kullanıldı. Ardından, 1933- 1945 yılları arasında Naziler işgal ettikleri her yerde kamplar kurmaya başladılar. Çalışma kampları, geçiş kampları, toplama ve ölüm kampları kurdular. Naziler tüm Avrupa’da 20 bin kamp inşa ettiler. 

Elon Musk’ın “Nazi selamı” işte bu insanlık düşmanlığının, bütün canlılara düşmanlığın, soykırımın simgesidir. Aşırı sağın antisemitizmine, göçmen düşmanlığına, kafatasçılığına, cinsiyet ayrımcılığına, bunların sembollerinin alenen gözümüze sokulmasına tahammülümüz yok. Buna göz yummayacağız, geçit vermeyeceğiz. 

1933-1945 yılları arasında bu katliamları yapan, bu yasaları hazırlayan, uygulayan, bu yasalara uymayanları ölüm kamplarında katleden soykırımcı Nazilerin hep bir bahanesi vardı: Bazen savaş koşullarını bahane ettiler. Bazen halkın fakirliğinin sorumlusu olarak aryan olmayanları işaret ettiler. Ama genel olarak toplumu yalanlarıyla korkutmak, içinde bulunduğu derin sosyal ve ekonomik krizin nedeninin sistem değil de yukarıda sayılan gruplar olduğuna ikna etmek için ellerinden geleni yaptılar. Trump ve arkasında duranlar, şimdi de benzer bir yöntemi kullanıyorlar. Biz buna ikna olmayacağız. Bu insanlık dışı uygulamaların meşrulaşmasına izin vermeyeceğiz. 

Özden Dönmez

Bültene kayıt ol