İşçi sınıfının uluslararası mücadelesinde iz bırakan isimlerin kısa yaşam öyküleri.
Edward Palmer Thompson, metodist bir ailenin çocuğu olarak 1924 yılında İngiltere’nin Oxford şehrinde doğdu. 1941’de İkinci Dünya Savaşı’na katılmak için okulu bıraktı, Afrika’da ve İtalya’da askerlik yaptı. Britanya Komünist Partisi üyesi ağabeyi William Frank Thompson, savaş sırasında antifaşist Bulgar partizanlara yardım ederken yakalandı ve öldürüldü. Savaş bitince Thompson, Cambridge Üniversitesi’ne girdi ve Komünist Parti’ye katıldı. 1946 yılında aralarında Christopher Hill, Eric Hobsbawm, Rodney Hilton, Dona Torr gibi isimlerin bulunduğu tarihçilerle beraber Komünist Parti Tarihçiler Grubu’nu kurdu. Bu ekip 1952 yılında Past and Present (Geçmiş ve Bugün) isimli dergiyi çıkarmaya başladı.
Thompson, bu yıllarda sosyalist yazar ve sanatçı William Morris üzerine çalışmalar yaptı ve romantik gelenekle Marksizm arasında bağlantı kurmaya çalıştı. 1956 yılı Thompson ve Komünist Parti Tarihçiler Grubu’nun dahil olduğu kuşağın hayatında çığır açan bir yıl oldu. Zaten Stalinizm’i sorgulayan, John Saville ile birlikte kurduğu The Reasoner dergisinde sosyalist bir hümanizmin arayışına girişen Thompson ve pek çok arkadaşı SSCB’nin Macaristan’ı işgalini protesto ederek partiden istifa etti. Thompson, kendi kuşağının sosyalist hümanizm arayışını şöyle anlatıyordu: “Doğu ve Batı’da yeni kuşaklar eski dünyanın kötümserlik yaratıcı koşullarından ve yeni dünyanın otoriter sisteminden aynı anda ve beraberce kendilerini kurtarıp, insan bilincini tek bir sosyalist hümanizme yönlendirebilirler mi?”. Partiden ayrıldıktan bir yıl sonra aynı çizgiyi sürdüren The New Reasoner dergisini çıkarmaya başladılar. Bu dergi kısa bir süre sonra Universities and Left Review dergisi ile birleşerek İngiliz solunun en önemli yayın organlarından New Left Review (Yeni Sol Dergisi) hâlini aldı.
Yine aynı yıllarda Thompson, ilerleyen yıllarda temel sözcülerinden biri hâline geleceği Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nın kuruluşunda yer aldı. Derginin editörlüğüne Perry Anderson’ın gelmesinden sonra Thompson, New Left Review’ı bırakarak Socialist Register’a katıldı. 1960’lı yılların başlarında en tanınmış eserlerinden biri olan İngiliz İşçi Sınıfının Oluşumu’nu yayımladı. Bu eser tarihe yeni bir bakış açısı geliştirdi ve toplumsal tarihin ortaya çıkışını şekillendiren en temel eserlerden biri oldu. Sınıfı salt ekonomik bir kategori olarak değil bir ilişki olarak ele aldığı bu eserde Thompson, sınıfı şekillendiren deneyimlere, pratiklere, mücadelelere, geleneklere ve kültüre odaklandı. 900 sayfaya yakın bu eser aşağıdan bir tarih anlayışından yola çıkarak işçi sınıfını kendi kendini var etme süreci içinde gösterdi.
Bir tarihçi olarak pek çok çalışmaya imza atan Thompson, zamanın örgütlenme biçimi üzerine de bir eser yazdı. 1956’da yola çıkarken ortaya attığı sosyalist hümanizm fikrine hep sadık kalırken, Markiszm’in hümanizmden tamamen ayrı ele alınması gerektiğini savunan Fransız felsefeci Louis Althusser’e dönük sert bir polemik yürüttü. Bu polemikleri Teorinin Sefaleti isimli kitabında bir araya getirdi.
1970’li yılların sonlarında İşçi Partisi hükümetine sert eleştiriler yöneltmekten çekinmeyen Thompson, 1980’lerde Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nda giderek aktif rol almaya ve bu hareketin sözcüsü gibi görülmeye başladı. 1992 yılında 69 yaşında hayatını kaybettiğinde Stalinizm’e başkaldırıdan nükleer silahlanma karşıtlığına uzanan bir mücadele hayatı ve ezilenlerin kendi tarihlerini kendilerinin yaptığını gösteren bir sosyal bilim anlayışı miras bıraktı.
Can Irmak Özinanır
(Sosyalist İşçi)