2023 yılı LGBTİ+ mücadelesini Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği YK üyesi Atilla Dirim ile konuştuk.
Sosyalist İşçi: 2023 yılı LGBTİ+’lar açısından nasıl geçti?
Atilla Dirim: Çok iç açıcı geçtiği söylenemez. Biliyorsunuz ilkbaharda genel seçimler yapıldı. Bütün seçim sürecinde iktidar partilerinin hedefinde LGBTİ+’lar vardı. Toplumu cinsiyetsizleştirmekten tutun da aile kurumuna zarar vermeye kadar, LGBTİ+’lar pek çok suçlama ve hedef göstermeye maruz kaldı. İktidar partilerinin baskısına muhalefet partileri de boyun eğdi ve onlardan da LGBTİ+’ların varoluş hakkına dair neredeyse hiçbir şey duyamadık, hatta bırakın bunu duymayı, LGBTİ+ kısaltmasını bile dile getirmekten kaçındılar.
Bu şartlar altında da fobik söylem ve ithamlar zirve yaptı. Hatta Erdoğan’ın seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte yaptığı ilk konuşma bile LGBTİ+’ları hedef alıyordu.
Seçim sonucu moral bozucu oldu mu?
Oldu elbette. Muhalefet partilerinin LGBTİ+ konusuna mesafeli yaklaşmalarına rağmen, yine de bir değişimin iyi olacağı görüşü hâkimdi. Bunun olmaması, genel olarak moral bozukluğuna yol açtı. Ancak bunun fazla uzun sürmediğini söyleyebilirim. Sonuçta hayat ve mücadele devam ediyor.
Onur yürüyüşünün yasaklanması, Büyük Aile Yürüyüşü adı altında yapılan nefret yürüyüşleri hakkında ne dersiniz?
Bunlar zaten son yıllardır artık “alıştığımız” şeyler. Onur yürüyüşleri yanılmıyorsam yedi yıldır izinli olarak yapılamıyor. Anayasada yer alan toplanma özgürlüğü hakkını kullanmak isteyen LGBTİ+’lar, bu sene de şiddet kullanılarak gözaltına alındı ve bir kısmının hakkında dava açıldı. Keza Büyük Aile Yürüyüşü denilen nefret yürüyüşleri geçen sene de çeşitli illerde yapılmıştı. İktidar, bu yürüyüşlere istediği katılımı sağlayamadı. İktidar partilerinin ve sağcı/fobik örgütlerin militanları dışında kimse bunlara ilgi göstermedi. Bu, toplumun LGBTİ+ konusuna sağduyulu yaklaştığını gösteriyor ama yine de bu kadar büyük bir nefret propagandasının elbette etkileri olacaktır. Bunu göz ardı etmemek gerekir.
Yeni yılda LGBTİ+’larla ilgili anayasa değişikliği gündeme gelebilir.
Evet, bu daha önce de gündeme gelmişti. Anayasa’nın 41. maddesinde yer alan “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” ibaresi, eşcinsel evliliklere da kapı araladığı düşüncesiyle değiştirilmeye çalışılıyor. Seçim sürecinde fobik radikal partilere verilen sözler de anayasa değişikliği yapılmasını içeriyor. Bunun kapsamının ne olacağı, nelerin değiştirileceği veya ekleneceği henüz belirsiz.
LGBTİ+ ebeveynlerinin örgütlendiği bir derneğin üyesisiniz. Bütün bunlara karşı ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Biz LGBTİ+ ebeveynleri giderek daha fazla örgütleniyoruz. İki ana çalışma alanımız var: Bunların ilki, çocukları LGBTİ+ olarak açılan ebeveynleri desteklemek ve güçlendirmek. İkincisi de toplumdaki LGBTİ+ farkındalığını artırmak.
Biz her zaman çocuklarımızın yanındayız, onların mücadelesine destek olmaya çalışıyoruz. Temel hak ve özgürlüklere inanan herkesi, LGBTİ+’ların varoluş mücadelesine aktif destek vermeye davet ediyoruz.
(Sosyalist İşçi)