İran'da rejime meydan okuyan isyan

13.10.2022 - 10:51
Haberi paylaş

Sosyalist İşçi sordu, Tahranlı sosyalist Sharif Amozgar yanıtladı.

Protestoları kim organize ediyor ve süreç nasıl gelişiyor? Ve neden Mahsa Amini'nin polis tarafından katledilmesinden sonra patladı?

Sharif Amozgar: Ekonomik taleplere odaklı diğer protestolara benzer şekilde bu isyanın da can alıcı özelliği, kendiliğinden gelişmesi ve örgütlenmemiş olmasıdır. Örgütsüzlüğü, muhalif partilerin, işçi sendikalarının ve diğer sivil toplum örgütlerinin maruz kaldığı yoğun baskısının bir sonucudur. Protestolardaki örgütlenme eksikliği ve açık bir siyasi gündemin olmayışı, onları devlet baskısına karşı daha da savunmasız kılıyor. İnsanlar genellikle akşam belirli saatlerde belirli sokaklarda toplanıp birilerinin gelip protestoyu başlatmasını bekliyorlar. Ve bunu, sokaklardaki şiddetli devlet baskısına rağmen yapıyorlar.

İsyanı destekleyen bazı sol gruplar veya partiler de var, ancak [rejimin tarafında duran] zengin medya kuruluşları kadar güçlü ve etkili değiller. Neyse ki, buna rağmen, protestocuların sağ siyasete (ve sol siyasete de) empati duyduğu söylenemez.

Çürüyen orta sınıf ile işçi sınıfı arasındaki giderek artan eşitsizlik, temel ürünlerin fiyatlarında yüzde 50 ila 60 enflasyon, işsizlik ve düşük ücretler konusunda toplumda derin bir hayal kırıklığı var. Sağcıların hak, adalet ve ekonomik özgürlük, refah devleti veya servetin yeniden dağılımı hakkında söyleyebilecek bir şeyleri yok, bu talepleri gündeme getirecek değiller. Bu, ekonomik refahın yanı sıra kadın özgürlüğünü ve demokrasiyi isteyen isyanın sola sunduğu bir avantajdır. 

Protestolar büyüdü, çünkü İran toplumu en az son beş yıldır bir patlamanın eşiğindeydi. On yıl süren bir ekonomik durgunluğu yaşarken siyasi seçkinlerin umutsuz orta sınıfa ve giderek militanlaşan işçi sınıfına karşı küstahça davrandığını gördük. Her an bir isyan patlayabilecek gibi görünüyordu. Mahsa Amini'nin ahlak polisi nezaretindeyken öldürülmesi, o barut fıçısına düşen kıvılcım oldu.

Protestolara kimler katılıyor? Gençler mi, çoğunlukla kadınlar mı, laik mi yoksa dindar bir profil mi var? 

Burada üst orta sınıfın kendi içinde bile bir hoşnutsuzluk var. Bu, yalnızca ekonomik taleplere odaklanan ve yoksul işçi sınıfı mahallelerinde ortaya çıkan diğer protestolardan farklı. Protestocuların çoğunluğu, işsizlik, geçim krizi ve yükselen enflasyon yüzünden kasvetli ve güvencesiz bir gelecekle karşı karşıya olan orta sınıf gençler. Bu korkunç ekonomik koşullar, İran'ın 1990'ların başından beri yürüttüğü neoliberal politikaların sonucudur.

Eski nesiller, bu kuşağa göre daha muhafazakar görünüyor. Çünkü genç nesil bu korkunç durumda bir hayata başlamanın, geçimini sağlayabilecek hale gelmenin inanılmaz derecede zor olduğunu biliyor. Kadınlar, önceki protestolara kıyasla çok daha fazla sayıdalar. Sonuçta bu isyan sadece hükümete değil, muhafazakar ve ataerkil bir kültüre de meydan okuyor.

Birçok resmi kamuoyu yoklaması, ister dindar ister laik olsun, nüfusun büyük kısmının zorunlu başörtüsüne karşı çıktığını gösterdi. Dolayısıyla bu, dindarlara karşı laikler mücadelesi değil, nüfusun büyük kısmının yönetici elitlere karşı mücadelesidir. Ve mesele sadece başörtüsü değil; ekonomik adalet ve siyasi özgürlük istiyoruz. 

Çeviren: Tuna Emren

Bültene kayıt ol