Amadeo Bordiga, 1889 yılında İtalya’nın Napoli şehrine bağlı Resina kasabasında doğdu. 1910 yılında İtalya’nın Libya’yı işgaline karşı çıkınca lisedeki fizik öğretmeni aracılığıyla İtalyan Sosyalist Partisi’yle (PSI) tanıştı. 1912 yılında Karl Marx Çevresi’ni kurdu ve aynı yıl mühendis olarak üniversiteden mezun oldu. Karl Marx Çevresi’yle beraber bir parti teorisi geliştirmeye soyundu. Bu çevre, parlamenter politikalara net bir şekilde karşı çıkıyordu. Karl Marx Çevresi bir yandan parlamenter kanatla mücadele ederken en büyük siyasi muarızları parti içinde etkili bir isim olan ve ileride faşist hareketin liderliğini üstlenecek olan Benito Mussolini’ydi. 1912 yılında yapılan Basel Kongresi’nde PSI’nın da üyesi olduğu II. Enternasyonal olası bir emperyalist savaşa karşı çıkma kararı almıştı ancak 1914’te I. Dünya Savaşı başladığında pek çok parti üyesi savaşa destek yönünde tavır aldı. Başlangıçta İtalya savaşa dâhil olmadı. Bu süreçte parti içinde Mussolini önderliğindeki “müdahaleciler” ile savaş karşıtı çoğunluk arasında bir bölünme yaşandı. Bordiga’nın çok sert eleştiriler yönelttiği Mussolini partiden ihraç edildi. 1915’te İtalya, İngiltere-Fransa-Rusya tarafında savaşa girince PSI, “ne destek ne sabotaj” tavrı aldı ancak Bordiga, İtalya’nın savaşta tarafsız kalması için uğraşılması gerektiğini, bunun amacının ise bütün ülkelerde sınıf mücadelesini derinleştirmek olduğunu söylüyordu.
Rusya’daki 1917 Ekim Devrimi, İtalya’da büyük bir etki yarattı. 1918’de Bordiga öncülüğünde Napoli’de kurulan yeni gazetenin ismi de Rus Devrimi’nin etkisiyle Il Soviet (Sovyet) olacaktı. İtalyan Komünist Partisi’nin kuruluşundaki iki temel çekirdek fraksiyondan birini oluşturan Il Soviet, konsey anlamına gelen sovyet kavramını isim olarak seçse de asıl vurgusu devrimci parti etrafında şekilleniyordu. Aynı dönemde Antonio Gramsci öncülüğünde çıkarılan L’Ordine Nuovo (Yeni Düzen) dergisi ise Ekim Devrimi’nde işçi sınıfının özyönetim aygıtı olan sovyetleri önemsiyor ve fabrikalardaki iç komisyonları sovyetin bir karşılığı olarak görüyordu. Bordiga, sovyetlerin kendisinin devrimci bir yapı olmadığını ancak devrimci parti onlar içinde çoğunluğu kazandığı zaman devrimcileştiğini savunuyordu. Bu tavrı 1919-1920 arasında L’Ordine Nuovo’nun önemli rol oynadığı fabrika işgallerinin, diğer bir ismiyle ‘biennio rosso’nun (iki kızıl yıl) dışında kalmasına yol açtı. Parti merkezinin, Bordiga çevresinin ilgi göstermediği, reformistlerin ise şiddetle reddettiği ‘biennio rosso’nun yenilgisi sonrası PSI ile ayrışma kaçınılmaz hâle gelmişti. Bordiga, uzun zamandır reformistlerle yolları ayırarak komünist bir parti inşa etmenin zorunluluğunu anlatıyordu ancak Gramsci buna bir süre direndi. Parti ve hareket arasındaki diyalektik ilişkide Gramsci hareketi, Bordiga ise partiyi öne çıkarıyordu. Bordiga, işçi konseyleri deneyimini anlamak ve o deneyimle buluşmak için fazla sekterdi, Gramsci ise partinin önemini geç kavramıştı.
1921 Ocak ayında iki grup bir araya gelerek İtalyan Komünist Partisi’ni (PCdI) kurdu. Artık faşizm yükselişe geçmişti. Parti liderliğini üstlenen Amadeo Bordiga’nın, Lenin tarafından da “sol” komünizm olarak tanımlanan çizgisi ise faşizme karşı her tür ittifaktan kaçınmak üzerine kuruluydu.
1922’de Mussolini önderliğinde faşistler iktidarı ele geçirdi. Bordiga, 1923’te tutuklandı, bir süre sonra serbest kalsa da Gramsci ve çevresi artık partinin merkezinde yer almaktaydı ve Bolşeviklerle tutarlı olarak birleşik cephe politikasını savunuyorlardı. Bordiga, parti içinde muhalefet çizgisinde kalmayı tercih etti. 1926 yılında hem Bordiga hem de Gramsci tutuklanarak Ustica Adası’na gönderildiler. Tutuklulukları sırasında beraber çalıştılar. Bir süre sonra Bordiga başka bir adaya gönderildi ve 1929 yılında serbest bırakıldı. 1930 yılında artık Stalinistlerin kontrolünde olan PCdI’dan “Troçkist muhalefeti desteklemek” suçlamasıyla ihraç edildi ve aktif politikayı bıraktı. 1944’te Enternasyonalist Komünist Parti’nin kuruluşuyla yeniden mücadeleye katıldı. Partinin bir kanadı bir süre sonra Enternasyonal Komünist Parti adını aldı, Bordiga 1970 yılındaki ölümüne kadar bu partinin aktif bir üyesi olarak kaldı.
Can Irmak Özinanır
(Sosyalist İşçi)