Portreler: Jack London

30.11.2022 - 14:26
Haberi paylaş

Chaney ismiyle 1876’da ABD’nin California eyaletinin San Francisco kentinde doğdu. Babası tarafından küçük yaşta terk edilen London, annesi ve soyadını aldığı üvey babası tarafından Oakland’de büyütüldü. On dört yaşındayken yoksulluktan kurtulmak ve maceralar yaşamak için okulu bıraktı. Bu süreçte gemilerde çalıştı, istiridye kaçakçılığı yaptı ve 1893’te bir gemiye tayfa olarak yazılarak Japonya kıyılarını gezdi. ABD’ye geri döndüğünde işsiz işçilerin bir araya gelerek 1894 ekonomik krizini protesto ettikleri Coxey’in Ordusu hareketine katıldı ve sosyalist olmaya karar verdi. Bir süre sokaklarda yaşadı ve serserilik suçlamasıyla 30 gün tutuklu kaldı. Bunun ardından Oakland Lisesi’ne geri döndü ve okul gazetesi Aegis’e yazılar yazmaya başladı. Kendi deneyimlerinden yola çıkan ilk yazısı “Japon Kıyısında Tayfun”, bu gazetede yayımlandı. Bir yandan okula gidiyor, bir yandan da barda çalışıyordu.  1896 yılında Socialist Labor Party’ye (Sosyalist Emek Partisi-SLP) katıldı. 

Liseden sonra California Üniversitesi’ne kaydolan London, 1897’de okulu bırakarak Klondike’de altın bulmaya gitti. Binlerce insanın zengin olmak için altın bulunan bölgelere göç ettiği bu hareketlerin adı ABD’de “altına hücum” olarak anılıyordu.  Burada yaşadıkları London’ın edebiyat kariyerine katkıda bulunduysa da sağlığını bozdu ve iskorbit hastalığına yakalanmasına neden oldu. London, buradaki anılarına dayanarak “Ateşi Yakmak” isimli kısa öyküsünü yazdı. 1898’de California’ya geri döndüğünde sadece yazıdan para kazanmayı kafasına koymuştu. Çeşitli öykülerini bastırmayı başardıysa da çok para kazanamadı. Bu sırada Elizabeth Mae ile evlendi ve iki çocuğu oldu. 1901’de SLP’yi terk ederek Socialist Party of America’ya (Amerika Sosyalist Partisi) katıldı. Yıllar boyunca sosyalist görüşlerini anlattığı yazılar yazmanın yanı sıra Demir Ökçe romanında devrimci durumu detaylı bir şekilde resmetti. 

1903 yılında Vahşetin Çağrısı isimli eserini, tefrika edilmesi için The Saturday Evening Post isimli gazeteye sattı. Böylece maddi durumu az da olsa düzeldi. Aynı eserin kitap telifini de Macmillan isimli bir yayınevi satın aldı; onların yaptığı reklamlar sayesinde London’ın ismi daha çok duyulmaya başladı. 1904 yılında bir gazete için Rusya-Japonya savaşını izlemek üzere Japonya’ya gitti, burada geçirdiği sürede defalarca tutuklandı ancak ABD Elçiliği’nin müdahalesiyle serbest bırakıldı. ABD’ye döndükten sonra boşandı ve 1905’te ikinci eşi Charmian Kittredge ile evlendi. London ile Kittredge sosyalizmle ilgili faaliyetlerinde tanışmış ve bu ilişki zamanla aşka dönüşmüştü. 1905 yılında London, bir çiftlik satın aldı ve buraya yerleşti. Hayatının kalanını geçirdiği çiftliğin başarılı bir girişim olmasını çok istiyordu ancak bu hiçbir zaman olmadı. Bunda London’ın uzun süreli gezilerinin de etkisi vardı. 1916 yılında, 40 yaşındayken çiftliğinde alkolizme bağlı sebeplerden öldü.

London, kendini bir sosyalist olarak tanımlamasına rağmen döneminin egemen fikirlerinden derinden etkileniyordu. Örneğin Asyalı göçmenlerin ABD’ye gelmesinden rahatsızdı ve bu konularda yazılar yazdı, ayrıca “sağlıklı” genlerin yaşaması gerektiğini savunan öjenik görüşün de destekçisiydi. London’ın ırkçı fikirleri, ölümünden sonra adının verildiği bazı kamusal mekanlardan isminin kaldırılmasını beraberinde getirdi.  London, işçi sınıfından geliyordu ve bu sınıfın iktidarı ele geçirmesini gerçekten istiyordu ancak London’ın kafasındaki işçi sınıfı Anglo-Sakson ve beyazdı.

Can Irmak Özinanır

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol