HEVİ LGBTİ+ Derneği’nin, göçmen ve mülteci LGBTİ+’ların sağlık hizmetlerine erişimini, sağlık hakkına erişimde karşılaştıkları hak ihlalleri ve ayrımcılıkları araştırdığı “Mülteci LGBTİ+’lar Sağlık Hakkı Raporu” dijital ortamda yayımlandı.
Rapor, derneğin 20-21 Şubat tarihlerinde dijital ortamda gerçekleştirdiği “Mülteci LGBTİ+’lar Sağlık Hakkı” etkinliğinde, göçmen ve mülteci LGBTİ+’ların paylaştığı deneyim aktarımlarıyla hazırlandı.
Raporda, Türkiye’nin farklı illerinde, farklı statülerde yaşamakta olan mülteci LGBTİ+’ların deneyimlerine odaklanılıyor.
Kişilerin deneyimlerinin birincil kaynak olarak yer aldığı raporda pandemi dönemine ait mülteci sağlığı ve hakları konusunda şikâyet mekanizmaları ve trans cinsiyet uyum süreci konularında sunumlar bulunuyor.
Mülteci transların cinsiyet uyum sürecinde ve sağlığa erişim sürecinde yaşadıkları hak ihlalleri kendi deneyimleri üzerinden anlatılıyor.
Sağlık hakkına erişim, yaşamsaldır
Türkiye’ye sığınma başvurusu yapan mülteci LGBTİ+lar uluslararası koruma ve geçici koruma kaydı için belli şehirlere yönlendirilmektedir. Üçüncü ülkeye yerleştirme sürecini beklerken bu şehirlerde kendi olanaklarıyla yaşamlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar.
İşgücü piyasasına erişim, güvenli barınma, adalete erişim konularında yaşanan problemlerin yanında, sağlık hakkına erişememe göçmen ve mülteci LGBTİ+lar açısından hayati bir soruna dönüşmektedir.
Uluslararası koruma başvuru ve statü sahibi LGBTİ+ların karşılaştığı engeller, yasal düzenlemeler, dil bariyeri ve sağlık çalışanlarının ayrımcı tutumu ekseninde toplandığı görülmektedir.
Herhangi bir yasal ikameti bulunmayan LGBTİ+ların ise, acil haller dışında sağlık hizmetlerine neredeyse hiçbir şekilde ulaşamadığı anlaşılmaktadır.
Göçmen ve mülteci LGBTİ+ların sağlık hizmetlerine erişimi önündeki engellerin COVİD-19 pandemisi sürecinde daha da arttığı tespit edilmektedir.
Bu süreçte maske ve dezenfektana ulaşılamaması en çok dile getirilen sorunlardan birisidir. HIV ve HPV testlerinin yapılamaması nedeniyle tanı ve tedavide aksaklıklar yaşanmaktadır. Hormon ve kronik hastalıkların tedavisine ilişkin ilaçlara erişim güçlüğü, mülteci LGBTİ+ların yaşam standartlarını ciddi anlamda etkilemiştir.
Cinsiyet uyum sürecinde olan mülteciler açısından polikliniklerin kapalı olması, ameliyatların ertelenmesi sürecin psikolojik yükünü artırmıştır. Mülteci LGBTİ+lara sunulan ruh sağlığı hizmetlerinin yetersiz kaldığı dile getirilmektedir.
Çözüm önerileri
- Sağlık alanında yaşanan hak ihlallerinin önüne geçmek amacıyla sunulan çözüm önerileri aşağıda sıralanmaktadır:
- Sağlık hakkının en temel insan haklarından biri olduğu bilgisiyle hareket edilerek yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli, göçmen ve mülteci LGBTİ+ların sağlık hakkına erişimine engel olan hükümler kaldırılmalıdır.
- Mülteci LGBTİ+ların sağlık merkezlerinde yaygın ve sürekli bir şekilde anadillerinde hizmet alabilmesi sağlanmalı, dil bariyerini ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalıdır.
- Mülteci LGBTİ+ların sağlık hizmetlerine erişim sırasında mahremiyetini koruyacak uygulamalar geliştirilmelidir.
- Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık merkezlerinde hizmet veren sağlık çalışanlarının tamamının LGBTİ+ fobi, ayrımcılık ve ırkçılığa karşı eğitilmelidir.
- 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 69. maddesinde ve Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 20. Maddesinde belirtilen “kamu sağlığını tehlikeye düşürebileceği değerlendirilen” durumlarda kişilerin sınır dışı edilebileceğine ilişkin hükümler kaldırılmalıdır.
- 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda 2019 yılında yapılan değişiklikle genel sağlık sigortası yönünden getirilen bir yıllık sınırlama kaldırılmalı, uluslararası koruma başvuru ve statü sahiplerinin sağlık hizmetlerine herhangi bir süre sınırı olmaksızın ücretsiz erişimi sağlanmalıdır.
- Uluslararası koruma başvurusunun reddedildiği durumlarda, bu karar kesinleşene kadar başvurucunun genel sağlık sigortasından yararlanması sağlanmalıdır.
- Uluslararası koruma başvuru ve statü sahibi LGBTİ+ların kronik hastalıklarının tedavisi, ülkeye gelmeden önce mevcut olup olmadığına bakılmaksızın ücretsiz olarak gerçekleştirilmelidir.
- Cinsiyet uyum sürecindeki göçmen ve mültecilerin hormon ilaçları genel sağlık sigortası kapsamına alınmalı; uyumlama ameliyatlarının tamamı ücretsiz olarak yapılmalıdır.
- HIV ile yaşayan mültecilerin ilaçlara düzenli olarak erişimi sağlanmalı, ayrıca maruz kaldıkları HIV fobi ve stigmatizasyonu önlemeye dönük tedbirler alınmalıdır.
- Mülteci LGBTİ+ların sağlık hizmetlerine erişimde yaşadıkları problemlere ilişkin ana dillerinde destek alabilecekleri, ayrımcılık konusunda eğitimli kişilerden oluşan, etkin şikayet ve başvuru mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Göçmen ve mülteci LGBTİ+ların büyük çoğunluğunun menşei ülkelerinde ve Türkiye’de olumsuz deneyimler yaşamış oldukları da göz önünde bulundurularak ruhsal iyilik hallerini korumaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir.
- COVİD-19 pandemisi sürecinde göçmen ve mülteci LGBTİ+ların kırılganlıkları dikkate alınarak sağlık hizmetlerine erişimlerinin sağlanabilmesi için gerekli ve yeterli tedbirler alınmalıdır.
- COVİD-19 sürecinde HIV, HPV vb. testlere anonim erişim sağlanmalı, tanı ve tedavide yaşanan aksaklıklar giderilmelidir.
- COVİD-19 aşısı yönünden kayıtsız göçmen ve mülteci LGBTİ+lara ilişkin belirsizlikler giderilmeli, herhangi bir idari işleme tabi tutulmaksızın COVİD-19 Aşısı Ulusal Uygulama Stratejisi’ne dahil edilmeleri ve aşı gruplarında yer almaları sağlanmalıdır.
- Göçmen ve mülteci LGBTİ+lara ilişkin bu çalışmalar özneler ve sivil toplum ile iş birliği içerisinde gerçekleştirilmelidir.