Bhupen Khakhar’ın tuval üzerine yağlı boya “Two Men In Benaras” tablosu (1982), Hindistan'ın hac başkentinde yer alan bir aşk sahnesini tasvir ediyor.
Topukların ve ayak parmaklarının yanındaki gölgeler ay benzeri tozlara bezenmişler ve iki öznenin birbirlerine duydukları arzu ve şehveti ifade ediyorlar. Khakhar, Hindistan'ın az sayıdaki açık eşcinsel çağdaş sanatçısından biriydi. Khakhar'ın Yayati (1987) adlı eseri cinsellik, din ve mitoloji arasında bir diyalog kurmanın yollarını araştırıyordu. "Yayati", Pauravas'ın ilk kralıydı. Kharkhar, daha yıllar öncesinde bile Hindistan'daki Hindu / Müslüman çatışması ve kendi eşcinselliği gibi tabu pozisyonundaki konuları araştırmaya başlamıştı.
Khakhar, 1934 yılının Mart ayında, Bombay'da, eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılmasının hâlâ çok uzak bir rüya olduğu sömürge Hindistan'da doğdu. Khetwadi Mahallesi’nde yaşayan dört çocuklu bir ailenin en küçüğüydü. Khakhar, hayatının ilk döneminde Bombay Üniversitesi'nde ticaret lisansı aldı ve bir süre muhasebeci olarak çalıştı. Sanatla ilgili kendi kendine geliştirdiği becerileri, 1964'te Baroda'da bir Master of Arts programına kaydolduktan sonra daha da gelişti. Bu dönemde, saygın bir ressam ve sanat tarihçisi olan arkadaşı Ghulam Mohammed Sheikh tarafından parlak sanat dünyasına tanıtıldı.
2002 tarihli bir BBC makalesinde Khakhar: "İlgi alanım etrafımdaki bir şey, hayatımın bir parçası olan, gördüğüm her şey." Khakhar'ın resimleri, konularını genellikle şehir hayatından, Hint orta sınıfından, günlük seyahatlerden ve yerleşim yerlerindeki hareketlilikten alıyordu.
British Film Institute'un “Bhupen'den Mesajlar” başlıklı ve Judy Marle tarafından yönetilen bir belgeselinde, Bhupen, çağdaş ideallerle ilgilenmeye ve satıcılarının resimlerini 'kaba' bulmaya başlamasından sonra, gelirinin ciddi şekilde düştüğünü içtenlikle ifade ediyordu. Belgesel, Khakhar'ın geçmişe dair bir nostalji içinde yaşarken sürdürdüğü mütevazı hayatını ve yaratıcı sürecini anlatıyordu.
Bhupen Khakr, 1979 yılında İngiltere’de eşcinsel hakları hareketi ile tanıştıktan sonra, kendi cinselliği ile barıştı ve teselli buldu. 1981 yılında genel olarak açılmasının ifadesi olarak algılanan "You Can't Please All" resmini yaptı. 2003 yılında öldüğünde, ardında eşsiz bir miras bıraktı.