“Kadınların Sesi Var!” dosyasında her hafta, o haftanın bir cinsiyetçisini seçip kutluyor ve “delikanlı”lıklarının devamını diliyoruz. Bu haftanın cinsiyetçileri ise, Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Ulusoy ve Akit gazetesi oldu.
Mehmet Ulusoy “Batı’nın Çöküş Alameti Olarak Eşcinsellik ve Foucault”(*) yazısında eşcinsel evliliklerin batı uygarlığının çöküşünün bir göstergesi olduğunu belirterek eşcinsellikten çürüme diye bahsetmiş. Heteroseksist söylemlerini bununla da sınırlı tutmayan Ulusoy, batının “Sodom ve Gomore”yi yaşadığını söylemiş. “İnsanlığın uygarlıktan uygarlığa sıçrayarak biriktirdiği bütün ahlaki, sanatsal değerler” in eşcinsellik gibi “anlık bir haz”da sona erdiğini anlatmış. Homofobik söylemlerinde hızını alamayan Ulusoy lezbiyenliği ve geyliği; ensest ilişki ve sübyancılıkla aynı cümlede kullanmaya cüret ederek bunların yaygınlaşmasının batıda olağan olduğunu belirtmiş. Yazı boyunca lezbiyenliği ve geyliği, kapitalizmin bir sonucu olarak sunarak tarihsel süreçteki varlıklarını görmezden gelmiş.
Mehmet Ulusoy’u “delikanlı”lığından ötürü kutluyor ve bu haftanın cinsiyetçilerinden biri ilan ediyoruz. Ancak maalesef bu hafta tek bir cinsiyetçimiz yok:
Çizgisinden ödün vermemekte azimle direnen Akit gazetesi(**), kalitesini Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel’in eşi Gauthier Destenay için “eşcinsel sapkın” diyerek yeniden göstermiş oldu. Destenay’in Bettel’in “sözde sapkın eşi” olduğunun ısrarla altını çizen Akit akıllara “sözde sapkınsa, acaba o kadar da sapkın değil mi” sorusunu getirdi. Akit gazetesi yine aynı haberde fotoğrafta görünen neredeyse bütün kadınları buzladı. Ancak bu durum gazetenin karakteristik özelliklerinden biri haline geldiği için biz de her hafta Akit gazetesini cinsiyetçi ilan etmekle uğraşamayacağımız için sadece bir defa ifade etmekle yetineceğiz.
Akit gazetesi ekibini de “delikanlı”lıklarından ötürü kutluyor ve haftanın diğer cinsiyetçisi ilan ediyoruz.
(**) Bahsi geçen haber