Pakistan’da kadınlar şiddete karşı sokaktaydı
Noor Mukadam isimli kadın, İslamabat’ta ünlü bir iş adamının oğlunun evinde ölü bulundu. Zahir Jaffer, ailesinin de yardımıyla Noor Mukadam’a önce şiddete uyguladı, ardından öldürdü. Zahir Jaffer’ın evlilik teklifini reddetmesi sebebiyle bu cinayeti işlediği iddia ediliyor. Kadın hakları aktivisti Tahira Abdullah: “Cinsel saldırı ve kadına yönelik şiddet salgını, Pakistan’da sessiz bir salgın” diyerek Noor Mukadam’ın yanı sıra pek çok kadının sessizce öldürüldüğünü hatırlatıyor.
Eylemde protestoların temelindeki “Noor için Adalet!” pankartlarının yanı sıra “İzin verin nefes alalım!”, “Kurbanı suçlamayın!”, “Oğullarınızı daha iyi yetiştirin!” gibi pankartlar taşınıyordu. Maktulün arkadaşı ve aynı zamanda aktivist olan Zahra Haider, pek çok diğer aktivist gibi katilin nüfuzunu kullanarak cezasız kalacağına dair endişesini şöyle ifade etti: “Yaptığı şey için cezalandırıldığını görmek tarihi bir olay olur, çünkü Pakistan’da böyle şeyler olmaz.”
Pakistan Parlamentosu, geçtiğimiz ay kadınları ev içi şiddetten korumayı hedefleyen yasa tasarısını reddetti. Daha önce de Meclis, kocanın karısını dövmesinin meşru olduğunu söylemişti. İnsan Hakları İzleme Komitesinin raporuna göre geçen yıl Ocak ve Mart arasında ev içi şiddette yüzde 200’lük bir artış gerçekleşti. Marttan sonra karantinayla beraber sayılar daha da yükseldi. Pakistan’daki kadın cinayetlerinin büyük bir kısmında failler çoğunlukla aile bireylerinden biri. Her yıl 1.000’i aşkın kadın öldürülüyor ve pek çoğu rapor edilmiyor.
Azerbaycan’da kadın cinayetleri protestosu
Temmuz ayında Azerbaycan’da en az 5 kadının ev içi şiddetle öldürülmesi üzerine kadınlar Bakü’de cinayetleri protesto etti. Hükümet binasının önünde toplanan eylemciler, temsili bir tabutun üstüne öldürülen kadınların isimlerini yazdı ve hükümetin şiddete tepkisizliğinin yarattığı sonuçları gözler önüne sermeye çabaladı.
Eylemciler, yasaların ve polisin ev içi şiddeti önlemek için yetersiz kaldığını dile getirdi. Son maktul Nargiz Mustafayeva, 25 Temmuz’da, evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Aktivistlerin aktardığına göre ev içi şiddetten şikâyette bulunan kadınlar, polislerin faille mağduru uzlaştırma çabasıyla karşı karşıya kalıyor. Pek çok kadın şikâyette bulunmaktan korkuyor, şikâyet etmeye cesaret edenler ise polis tarafından yıldırılmaya çalışılıyor.
İçişleri Bakanlığı çalışanları tabutu hızlıca kaldırdı ve üç kadın gözaltına alındı. Daha sonra eylemciler serbest bırakıldı.
İstanbul Sözleşmesi'nden çekilen iktidar protesto edildi
AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı 1 Temmuz’da pek çok şehirde protesto edildi. Eylemlere binlerce kadın ve LGBTİ+ katıldı. İstanbul’da eylemciler polis barikatını aşarak Karaköy'e yürüyüşlerini gerçekleştirdi ve İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmediklerini bir kez daha duyurdu.
Kadın cinayetleri, hane içi şiddet, çocuğa yönelik şiddet ve istismar, LGBTİ+lara yönelik ayrımcılık tüm hızıyla devam ederken Sözleşmeden çıkılması büyük bir öfke yarattı. Bu öfke her kadın cinayeti, istismar, cinsel saldırı, şiddet haberinde daha da büyüyor.
Kadın cinayetleri dünyanın dört bir yanında devam ediyor. Kadınların talepleri hemen hemen aynıyken hükümetlerin bu talepleri yerine getirmekteki yetersizliği de oldukça benzer. Mağdurlar sıklıkla susturuluyor, şikayetleri engellenmeye çalışılıyor, faillerse, özellikle de nüfuzlu olanları korunuyor. Polis faillere göstermediği şiddeti, kadın cinayetlerini protesto eden kadınlara gösteriyor.