Gazeteci Melis Alphan’a kadınlara yönelik suçlarda giderek norm hâline gelen cezasızlığa dair görüşlerini sorduk.
Uzman Çavuş Musa Orhan kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle tahliye edildi bu durumu nasıl değerlendiriyorsun genel olarak? Özellikle kamu görevlilerinin dahlinin olduğu suçlardaki cezasızlığın nasıl bir etkisi var?
Melis Alphan: Kamu görevlilerinin yargılanması çok zor bir hâle geliyor. Yakın zamanda da yazdım, Türkiye’nin batısındaki bir ilçede bir çocuğun birçok kişinin istismarına uğradığı konuşuluyor. Okul müdürünün hatta ilçe eğitim müdürünün haberi var bu konudan ama hiçbir şey yapmadıkları gibi üstünü örtüyorlar. Savcı her ne kadar görevi ihmalle yargılanmalarını istese de izin çıkmıyor. Yani sadece polis, asker değil, okul müdürü için de aynı şey geçerli. Yargılanmaları çok zor ve böyle olunca da ihmaller artıyor.
Genel olarak cezasızlık, kadına şiddetin önüne geçilememesinin en önemli sebeplerinden biri. Bazı insanlar sürekli idam cezası gelsin diyor, bu çok manasız. Kadına şiddet, taciz, tecavüz konusunda iyi mevzuatlar, İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeler var. Mesele bunların uygulanmıyor olması. Elbette mevzuatın uygulanması sadece cezalandırma için önemli değil. Ama sırf ceza kısmında bile uygulanmıyor olması, faillerin çeşitli indirimler alması, serbest kalması veya az ceza ile yırtması bir cezasızlık kültürü oluşturuyor.
Bu durum yeni suçları teşvik ediyor. Geçen gün bir haber daha paylaştım, Kilis’te 15 yaşındaki bir kız çocuğu iki yıl boyunca sistematik cinsel istismara maruz bırakılıyor ve hamile kalıyor. Fail 12 gün hapis yatıp çıkıyor. Ama kadına şiddeti önlemeye çalışan Kadir Şeker yedi aydır cezaevinde. Kadir Şeker kadına şiddet uygulayan kişiyi durdurmaya çalışırken ölümüne neden oldu. Kasten öldürmekten yargılanıyor. Tamam o da yargılansın ama burada başka bir durum var. Bu da bir gözdağı. Tecavüz faili Musa Orhan serbest ama kadına şiddeti engellemeye çalışan Kadir Şeker cezaevinde.
Toplumdaki hâkim zihniyetin yansımalarını yargıda veya kollukta beklememek saçma. Bu ülkenin yargıcı da polisi de bu toplumdan çıkıyor.
Bu insanlar arasında kadınlara karşı suç işleyenler oluyor. Bu yokmuş gibi farz etmek veya bizim devletimizde olmaz demek doğru olmadığı gibi gerçek değil. Bunun arkasında durmuyorum demesi gerekir devletin.
(Sosyalist İşçi)