İstanbul Sözleşmesi yaşatır! 6284’ü uygula! Barış Yılmaz yazdı...
Salgın başladığından bu yana kadına şiddet dünya genelinde yüksek oranda arttı.¹ Zaten kadın cinayetlerinin azımsanamayacak kadar fazla olduğu Türkiye, bundan nasibini aldı. Kadın cinayetleri yalnızca ev içiyle sınırlı da değil. Her ne kadar kadınlar genelde tanıdıkları kişiler tarafından şiddete uğruyor olsa da, kadınlar sokakta hiç tanımadıkları bir erkek tarafından da öldürülebiliyor.
Pınar Gültekin’in vahşice öldürülmesi ve bedeninin üstüne beton dökülmesi en son işlenen kadın cinayeti olsa keşke. Gazeteduvar’ın haberine göre² katil Cemal Metin Avcı önce suçunu reddediyor ancak benzin aldığı görüntüler ortaya çıkınca işlediği cinayeti itiraf ediyor.
Pınar’ın ölümü kadın örgütlerini harekete geçirdi. Cinayetin öfkelendirdiği kadınlar akşam Beşiktaş’ta ve Kadıköy’de cinayeti protesto ettiler. Gösteriye yüzlerce kadın katıldı. Cinayet sosyal medyada da büyük tepki gördü ve İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Pınar Gültekin’in katilleri cezalarda yapılan indirimlerden medet umup cinayetleri işleyebiliyor. Bu sözleşme ise kadına karşı şiddetin önlenmesi hususunda çok önemli düzenlemeler içeriyor. İstanbul Sözleşmesinin ne olduğu hakkında kısa bir hatırlatma yapmakta fayda var. Nedir bu İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun?
Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin bir diğer adı kısaca İstanbul Sözleşmesi. Bu sözleşme 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlülüğe giriyor.³ Bu sözleşmeyle uyum niteliğinde iktidarın yaptığı düzenlemeyse 6284 sayılı şiddet yasasının değiştirilmesi. Kadınların aşağıdan yukarıya mücadelesi sayesinde değiştirilen bu yasa günümüzde çeşitli kesimler tarafından hala sorgulanır halde. Yasanın tamamen muğlak, ne idüğü belirsiz “toplum yapımıza aykırı” olduğu iddiaları ve bu iddiaların hükümet tarafından desteklenmesi kadınların öldürülmesi için bir meşruiyet yaratıyor.
İstanbul Sözleşmesi'nin imzacı devletlere getirdiği yükümlülüklerden birkaçı şöyle: Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleriyle etkin işbirliği yapmak, şiddet eylemlerinin tekrarlanmasından korumak amacıyla gerekli hukuki ve diğer tedbirleri almak, özel sektör ve medyanın kadına yönelik şiddete önlenmesi amacıyla politika hazırlamalarını teşvik etmek… Ancak uygulama alanına baktığımızda bunun aksinin gerçekleştiğini görüyoruz. Hâlâ öldürülen kadının erkeği nasıl “tahrik” etmiş olabileceği, kendi ölümünden kendisinin sorumlu olduğu, birlikte olduğu erkekleri “dikkatli” seçmesi gerektiği tartışılıyor. Halbuki düzelecek bir şey varsa o da kadınlar değil, cinayetlerin işlenmesine meşruluk sağlayan ve erkeklerin yararına çalışan yargı sistemidir.
İstanbul Sözleşmesi yaşatır!
6284’ü uygula!
1. Aile Bakanı “şiddet azaldı” diyor gerçekler tersini söylüyor. https://www.evrensel.net/haber/406020/aile-bakani-siddet-azaldi-diyor-gercekler-tersini-soyluyor
2. 5 gündür aranan Gültekin ölü bulundu. https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/07/21/5-gundur-aranan-pinar-gultekin-olu-bulundu/
3. Çağla Oflas, İstanbul Sözleşmesi feshedilemez, https://marksist.org/icerik/Yazar/12327/mobileRedirect